Bizdenbize tutsaklar hattı olarak, hapishanelerde tutsak bulunan hemen her devrimciyle yazışan, onların sesini kamuoyuna duyurarak çok önemli ve değerli bir iş yapan Osman Uludağ`ın yayınladığı Partizan tutsak Sinan Aydın ın mektubunu paylaşıyoruz.
—- BİZDENBİZE TUTSAKLAR HATTI ————— 4 Eylül 2017
Sinan Aydın, JVA Augsburg- Gablingen, Am Fliegerhorst 1, 86456 Gablingen MEKTUBUDUR.
20.08.17
Can düşdaşım kalıpçı bir insan mıyım bilmiyorum. Bildiğim tek şey bir şeyi çabuk kabul etmediğimdir. Karara varıncaya kadar, senin de yazdığın gibi, yüzlerce soruya akla uygun yanıt ararım. Doğal olarak her soruya kesin cevap bulmak bilime aykırıdır. Bu gerçeklik ışığında yanıtladığım sorulardan sonra karar veririm. Bilimsel düşünme tarzı ile dogmatik düşünme tarzı arasındaki ana fark; farklı soruları sorma ve farklı cevapları kabullenmede gösterilen anlayıştır.
Kendimi tanıdığım kadarıyla ne farklı sorulardan ne de farklı yanıtlardan çekinirim. Bununla birlikte sorunları önce basit sorularla ortaya koymaya, daha sonra varsa kompleks bağlantıları bulmaya çalışan bir tarzım vardır. Sanıyorum bu mesleki bir yaklaşım biçimi. Karın ağrısıyla gelene kanser mi diye düşünmeden önce, acaba sıradan bir ishal mi veya apandist mi diye bakmak doğru olandır. Bu kural hayatın her alanında geçerlidir. Bu bağlamda apandisit için dünyanın her tarafında yapılan tahliller (kan ve ultrason), sorulan sorular ve elle muayene aynıdır. Yani genel bir standarda bağlanmıştır. Yani eğitimi iyi almışsan sorduğun sorular ve aldığın yanıt seni doğru teşhise götürür. Onun içindir ki Klasik Kitaplar diye bir kavram vardır. Bunlar değişmez Kur’an değildir. Fakat bir çırpıda da bir kenara atıp her şeyi kendimizle başlatmamıza gerek yok. Dünya tarihinden öğrenip onu gün ile buluşturmak gerekir.
Bazı şeyler yüzyıllardır aynı şekildedir. Bazı şeyler ise bugünden yarına değişir. Sorun bazan bizim değişimi göremememiz olabileceği gibi, bazen de kendi eksikliklerimizi görmek yerine doğrulara saldırmamız olabilir. Yani bu tartışma çok su götürür. Onun için şimdilik buraya bir nokta koyuyorum. Ve diyorum ki; ne uzayı keşfetmekten korkalım, ne de Amerika’yı yeniden keşfedelim.
Doğru olan her kesin bizimle aynı şeyi düşünmesi değildir. Doğru olan asgari müştereklerde buluşarak zulme karşı koymaktır. Çoğu zaman detaylara boğulup gerçeklikten uzaklaşıyoruz. Oysa hepimiz elinden gelenin en iyisini yaparsak dünyanın çok daha güzel bir hal alacağı kesindir.
Sevgili düşdaşım seni ve orada bulunanları en içten yoldaşça duygularla, sıkıca kucaklıyorum.
Umutla Dirençle kal
Devrimci selamlar
Sinan Aydın imzası