Fransız polisi, diğer tüm polisler gibi her zaman biz Türkiyeli göçmenler ve diğer tüm göçmen toplumlar için devlet zulmünün bir simgesidir. Ailelerimizin Fransa’ya göç etmesinden bu yana polisler, faşizmin ve burjuvazinin yasal elinin temsilidir. Bizim sosyal ve ekonomik eşitlik mücadelemizin karşısında duran, getto mahallelerinden çıkmamamızı dayatan ve ırkçı saldırılarla bizim devletin gözünde ikinci planda olduğumuzu hissettirmeye çalışan polislerdir.

Son süreçte yaşanan ırkçı saldırılarla paralel olarak yükseliş durumunu ve günümüzün polise tam yetki verme politika eğilimlerini göz önünde bulundurursak, ortaya çıkan sonuç sadece bu olabilir: Adam Traoré’ nin katliamı ve artık polis şiddeti utançsızca ve gün ortasında(ışığında) uygulanıyor.

2 Şubat tarihinde, Paris’in yoksul bir semtinde yaşayan 22 yaşındaki siyahî genç Theo, arkadaşlarıyla birlikte polisler tarafından gözaltına alındı. Her zaman yaptığı gibi polis yetkisini şiddetle kanıtlamak istedi. Irkçı hakaretler, tükürmeler ve yumruklar onların erkeksi ihtiyaçlarını doyurmaya yetmedi ve Theo isimli gencin anüsüne cop sokarak işkence ve tecavüz ettiler. Önemli bir ameliyattan sonra 60 gün çalışamaz raporu aldı. Theo polisler tarafından tecavüz edildi.

Bilinçli bir şekilde yapılan bu eylemin amacı yine yoksul ve siyahî bir genç şahsında tüm siyahları ve göçmenleri aşağılamaktır. Biz bu ırkçı saldırıyı, bu olay da “tecavüz” suçlamasını kullanmak istemeyen soruşturma raporlarını hazırlayan ve polisi savunan devlet kurumlarını şiddetle kınıyoruz. Bizler “polis gafi” terimini kabul etmiyoruz, bu devletin örgütlü şiddetidir; bu şiddet ezen sınıfın ezilen sınıf üzerinde ki kurduğu ideolojik baskının bir örneğidir.

Theo ne ilk ne de son olmayacaktır. Bu sebepten dolayı adaleti aramak için sokaklara çıkmalıyız. Sesimizi ancak ve ancak sokaklarda duyurabiliriz!

THEO IÇIN ADALET!!!

THEO VE TÜM MAĞDURLARA ADALET!!!

ADALET YOKSA BARIŞ YOKTUR!!!

YENI DEMOKRATİK GENÇLİK