Tarihin Sözünü Geleceğe Taşımanın Umududur 24 Nisan 1972
24 Nisan tarih bağlamı içinde bizlere iki önemli hatırlatmayı yapar. Birincisi 24 Nisan 1915 ittihat ve Terraki önderliğinde Osmanlı devletinin Ermeni ulusuna karşı gerçekleştirdiği soykırım. Bu soykırım sonucu (1915-1917 ) birbuçuk milyona yakın Ermeni ulusuna mensup insanın katledilerek yüzbinlercesinin ise sürgüne yollandığı tarihsel kesit. Aslında 1890 Susan katliamı ile başlıyan 1895 Zeytün ayaklanması Van olayları ve katliamı ile devam eden sürecin 1915-17 yıllarındaki tamamlanmasının son halidir.
İkincisi ise 24 Nisan 1972 Proletarya Partisinin zulüm topraklarında kan gözyaşı ve öfke ikliminde ezilenlerin yeni çağa umutla geleceğe taşımanın tarih yapraklarına not düşmesinin adıdır.
Bu ad KAYPAKKAYA ‘nin partisinin adıdır.45 yıllık tarihsel birikimin,ödenen bedeller ve fedakarlıklarla dünden bugüne taşınan paha biçilmez acıların ve sevinçlerin birlikte yaşandığı değerlerin adıdır.Kominist Partisi olma çesareti ve cüretini hiç bir teredüte yer bırakmadan Marksist/Leninist ustalardan adını alır. Lenin yoldaşında dediği gibi ‘bilimsel olarak doğru olması ve Proleteryanin siyasi bilinçlemesine katkıda bulunması için partimizin adı ne olmalıdır? Marx ve Engelsin yaptıkları gibi kendimize Komünist partisi adını vereceğiz’’marksist olduğumuzu yeniden ilan etmeliyiz,temel olarak komünist manifestoyu almalıyız’diyen proleteryanın ustasına KAYPAKKAYA aynı parti isminde şu yanıtı verir;’Marks Engels Lenin Stalin ve Mao zedung’un yaptığı gibi kendimize Komünist Partisi adını vermeliyiz.Komünist sıfatını hiç bir teredüte düşmeden benimsiyeceğiz.’ Devamla ‘fakat bu yetmez .Çünkü birinci olarak,ülkemizde bu şanlı sıfatı kendisine yakıştıran revizyonist bir burjuva kulübü vardır.Ve biz kendimizi bu kulüpten kesinlikle ayırmak zorundayız..’diyerek tarihsel momenti en berrak şekliyle ifade ederek yürünecek yolun netliğini ortaya koymuştur önder yoldaş. KAYPAKKAYA .Lenin’in yolunda oportünistlere,revizyonistlere Sosyal şovenlere ve hertürlü kaçkınlarla araya kesin bir çizgi çekerek bu tarihsel momenti muştalıyordu.Tarih sahnesindeki yerini alan TKP/ML nin hem ortaya çıkış hemde yukarıda baş ettiğimiz ayrımın kalın çizgilerle çizilmesinin neden ve oluşum zeminini iyi incelemek gerekir.Özellikle KP olma zeminini yakalama hem MLM ye sahip çıkarak o iddiayı sahiplenmek. Mustafa Suphi sonrası revizyonist -pasifist TKP sinden kendisini kesin çizgilerle ayırmak hemde dışındaki küçük burjuva devrimci örgütlerden ayrım noktalarını ortaya koyma adına net bildirimdir. Diğer yön ise daha derin bir kavrayışı ortaya koyar. Bu kavrayış sınıf mücadelesinin başarıya yani nihai hedefe ulaşmasındaki temel argümanın yanı Partinin önemini ve kararlılığını ortaya koyar.Zaten düşüncelerindeki fikirler olgunlaşır olgunlaşmaz hemen örgütlenmenin ve devrimin aracı olan partiyi kurmadaki ısrarı ve çabası bunun ürünüdür.Bu ürünün ortaya çıkmasının zemini elbetteki Paris Komüninin ve şanlı Ekim devriminin ve Mao Zedung önderliğinde yarı-feodal bir ülkedeki devrimin güçlü ideolojik kökenleri vardır.
Bunların yanında Büyük Proleter Kültür Devriminin yakıcı etkileri Asya ve Latin Amirikadaki ulusal uyanış ve direnişleri devamla Vietnam halkının ABD emperyalizmine karşı büyük direnişinin yartiği Anti-emperyaalist rüzgarı Batı avrupa özelliklede fransız öğrenci gençlik hareketinin 68 ruhununun şahlandığı döneme denk gelir.Bu ruhun Anti-emperyalist gençlik hareketinin ülkemiz içerisinde kısa sürede cevap bulması ve işçi hareketlerinin giderek ivme kazandığı özgürlük marşlarının ve sloganlarının revizyonist partileride aşarak yeni arıyışlara dümen kırdığı bir dönemde 15-16 Haziran işçi direnişleriyle doruğa çıktığı Trakya ve Ege köylülerinin yükselen ıskalleri Revizyonist TİP asarak yeni zeminleride beraberinde oluşturuyordu.Bu zeminler 68 hareketinin sistemden özeliklede resmi ideoloji Kemalizimden kopamıyan Anti-emperyalist gençliğin ihtilalci ruhunda gıdasını alan küçük burjuva devrimci yapıları (THKPC ve THKO ) ve önderlerini ortaya çıkarıyordu.Mahir ve Denizlerin tüm bunlara rağmen direniş ve isyan ruhları bu coğrafyaya direnmeyi ve bas eğmeme geleneğini emanet etmişlerdir.İşte böylesi bir atmosfer ve etkilenme içinde sistemle tüm bağlarını katiksiz ve net şekilde koparan revizyonizme,oportinizme,parlementerizme,pasifizme ve sahte devrim yolcularından uzak duran onların ipliğini ve sahtekarlıklarını kör yaklaşımlarını ayyuka çıkaran ve bunun alternatifi olduğunu teorik yaklaşımıyla ortaya koyan pratikte bu teoriyi ören KAYPAKKAYA çizgisi ortaya çıkıyordu.
KAYPAKKAYA bu çizginin kesin net ve tartışmasız adıdır.Az sayıda ama kararlı ama inançlı ama halkına ve bu çizgiye inanan yoldaşlarıyla 24 Nisan’da ezilen Ulus ve azınlıklara mazlum halklara müjdelenen tarihin adıdır.Devrimin yolu, halk Savaşı, Devlet ve devrim anlayışı,Kemalizm,Kürt Ulusal sorunu,azınlıklar ve ittifaklar sorunu gibi bir dizi soruna parmak basarak cumhuriyet oyununun sahte tarihini dinamitliyerek var olmanın mihenk taşına yazıyordu KAYPAKKAYA ve PARTİSİ…
24 Nisanın ortaya çıkış ve kuruluş konseptindeki birçok nokta bugün içinden geçilen süreçte daha fazla incelenmesi ve irdelenmesi karanlıkta yolu aydınlatması açısından büyük öneme sahiptir.Ortaya çıkış ilkeleri var olma zemini açısından bu daha önemlidir.
Devrim dalgasının dünya ölçeğinde geri sulara çekildiği uluslar arası devrimci kominst hareketlerin eleştirisel silahının ve katkılarının en alt düzeye indiği revizyonizme kulaç atıldığı parlementerizmin kutsandığı kapitalizmin yenilmezliğinden dem vurulup faşizm karşısında dizlerinin bağı çözülenlerin devrimden vaz geçip burjuvaziyle uzlaşanların faşizmle demokrasi ve parlementerist oyun oynuyanların kısacası kanlı bir alt üst oluştur devrim diyenlere inat aşk ve demokrasidir diyenlerin çoğaldığı bu yerkürede komünist idealları açıkça savunmak ve alternatif olduğunu ısrarla inatla taşımanın gerekliliği daha fazla artmıştır.Ülke coğrafyamızın haline bakarak bunu anlamak zor olmuyacak sanırım.
Faşist Kemalist Diktatörlüğün parlementer maskeyle perdelendiği gerici-faşist AKP kliğiyle mücadeleyi Laiklik-gerici anlayışına sıkıştıran ve böylece faşist devlet yapısını gizliyerek halkın tepkisini yine sahte demokrasi ve Laiklik ikilemi içerisinde kendi saltanatları için manivela işlevi olarak gösteren Kemalist yaklaşıma karşı yine tavan yapmış hatta hızını alamayarak misaki milli sınırlarını aşan kürt düşmalığına karşı ve emperyalist çıkar ve ilişkiler den tutalımda ona karşı konumlanış Kürt ve Kürdistan politikalarına yaklaşım noktalarında ve zoru zorla alt etme gibi önemli ve derin meseleler noktasında 24 Nisan 72 ışığına büyük önem ve görevler düşüyor.
Bu tarihsel görev KAYPAKKAYA nın teorik ve proğmatik görüşleri ilkeleri üzerinde inşa edilen proleterya Partisinin omuzlarındadır…