Emperyalis-kapitalist sistem tarafından kadına yönelik yaşanan hak gasplarının sahiplenilmemesi kadın üzerindeki baskıyı dahada arttırmaktadır. Fransa’da kadin cinayetleride artış görülmektedir. Geçen ay bir polis eşini vurarak öldürmüş, aydırıcı ceza olarak işinden atılmıştır. Hediye gibi bir ceza verilmiştir! Fransa devleti tarafından bilinçli bir şekilde “Patriarkal sistem” yani ataerkil sistemin yok olduğunu ispatlama çabası içinde bu ve buna benzer cinayetlerin üstünü örterek de gizlemeye, yayın yasakları koyarak kapatmaya çalışıyorlar.
Türkiye’ de günde ortalama 5 kadın öldürülmekte, her 10 kadından 4 şiddete maruz kalmakta, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, kadın cinayetleri ile ilgili hazırladığı raporuna göre ise geçen yıllara oranla 2016 yılında kadın cinayetleri arttı, 328 kadın hayatını kaybetti. Bu yıl kadın cinayetlerinin yüzde 50’sı OHAL döneminde gerçekleşti. 2016 yılında artış göstermiş, son 7 yılda %400 arttığı görülmüştür. Türkiyede kadın olmak alevi ve kürt kimliği taşımak ise sömürü ve baskıyı daha da arttırmakta sistem tarafından birincil potansiyel olarak tehlikelisindir. İslami değer yargılarına göre ayrıca kapalı bir kutu olarak evde hapsedilen kadın bedensel sömürüsü olarak erkeğin egemenliği altında ezilmektedir.
Sınıfların ortaya çıkışıyla birlikte kadınlar üzerindeki baskı sömürü daha da artmış ve yoğunlaşmıştır. Tarihe baktığımızda da kadın sınıflı toplumlarda ilk köle olanlardır. Kadın bedeni bir meta olarak kullanılmakta, kadın bedeni erkek egemen zihniyetinde zevk aracı olmuş, bedeni de köleleştirilmiştir. Kadın bendenin sömürüsü tarih sahnesinde daima yerini bulmuştur.
Bizler 11/03/2017 tarihinde ATiK ve YENi KADIN olarak TJK-E (Tevgera Jinen Kurd-Ewropa)’ li kadınlarla birlikte “NON AU FENİNİCİPE”, “Ji QiRKıRıNA”, “JiNERE NA” türkçesi “KADIN KATLiAMINA HAYIR” yazılı pankartımızla birlikte hazırladığımız “Non au systeme Partiarçal !”, “Vive le 8 Mars!”, “Vive la Solidatite ınternational” yazılı dövizlerimizle ATiK’li tutsak kadın yoldaşımız “BANU BÜYÜKAVCI YALNIZ DEĞİLDİR N’EST PAS SEULE!” yanında olduğumuzu gösterdik. Yeni Kadın hazırlamış olduğu metninin okunduğu etkinliğimiz sloganlarla çekilen halaylarla zılgıtlar eşliğinde Birlik Mücadele zafer! coşkusuyla devam etti.
Anayasa ve tek tip başkanlık sistemi, referandum çalışmalarında seçim tavrımızın BOYKOT olduğunu zora dayalı sistemin hiçbir biçimine evet yada Hayır değil gerçek çözümün devrimci mücadeleyi yükselterek elde edileceğini belirterek, kadınlarımızın erkek egemen zihniyetinin dışında sistemin baskısı altından kurtulmasın yek yolu örgütlenmeleri kendi özgürlüklerini yaratmak için sınıf mücadelesinde yerlerini almaları savaşmaları gerekmektedir bilinciyle kadınların özgürlük mücadelesinde sisteme karşı, erkek egemen zihniyetine karşı zincirlerini kıran karşı koyan ve savaşan bu mücedelede ölümsüzleşen Roza Luxemburg Clara Zetkin, Nadejda Krupskaya’yı Dersimde şehit düşen Sefagül Keskin, Nursen Aslan, Fatma Açar, Derya Aras ve Gülizar Özkan’ı birkez daha YENi KADIN olarak saygıyla anıyoruz.
Fransa/Reims Yeni Kadın
11.03.2017