Her şey açık, Ortadoğu’da, Suriye’de ve Kürdistan’da Amerikan ve Rus emperyalizminin başını çektiği haksız, soykırımcı gerici bir savaş yürütülüyor. Efrin üzerinde şekillenen emperyalist savaş bilinmeli ki, Ortadoğu halklarına kan, zulüm, katliam ve soykırım getirecektir. Emperyalizmin egemenliği altında bu haksız savaşta fiili yer alan, halkların katliamı üzerinden nemalanan bütün işbirlikçi uşak devletler suçludur, suç ortağıdır.
Faşist Türk devletinin Efrin’i işgal girişimi madalyonun bir yüzü, bu kirli savaşın saklı olan asıl yüzü emperyalist baş aktörlerin pazara hâkim olma savaşıdır. Aklı başında bütün insanlığın düşünmesi gereken şu; Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa vb. tekelci emperyalist devletlerin Suriye’de, Irak’ta, Kürdistan’ın dört parçasında, Türkiye’de, İran’da, Afganistan’da, Asya’da, Afrika’da ne işleri var? Neden ülkelerimizi işgal ediyorlar, neden haklarımızın kendi iradesini kullanmasını kanla, katliamlar ve soykırımla bastırıyorlar. Neden kendilerine uşaklık eden faşist yönetimleri işbaşına getiriyorlar. Kim onlara bu hakkı vermiş, veriyor? Bilmeliyiz ki, emperyalizme göbekten bağımlı yarı sömürge ve sömürge devletlerin tümü efendilerinin izni olmadan bir metre toprağı işgal edemez, bu cesareti göstermezler. Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren emperyalist haydutlar ve Israil Siyonizm’i işlerine geldiği gibi hareket etmekte, emir ve komuta altında işbirlikçisi Uşak faşist yönetimleri kullanmaktadır. Bu gerçeklik görülmeden sorunu derinlemesine ele almanın mümkün yoktur.
Sorun doğru kavranmayınca da yürütülen kirli haksız işgalci, sömürgeci emperyalist it dalaşı da ” birini kurtarıcı, demokrasi getirici, halkları özgürlüğe taşıyıcı” görmekten kendimizi alıkoyamayız. Ezilenlerin bağımsızlık, özgürlük ve demokrasi mücadelesini sekteye uğratırız. Öyle ki, haklarımıza baskıyı, zulmü, katliamı reva gören ve soykırım yapan ülkelerimizdeki faşizmin emperyalizmle göbek bağını görmezden gelinir ki, buda kimin dost, kimin düşman olduğunu doğru tahlil etmeyi engeller. Bilinmeli ki, hiçbir koşulda emperyalist devletler ve onların Uşak yönetimleri işçi sınıfının, ezilen halkların ve sömürge ulusların stratejik dostu, taktik olarak da dostu değildir.
Ok yaydan çıktı, bölgemizde ve ülkemizde gerici savaşın boyutu giderek genişleyerek uzun yıllara evrilecektir. Kesin olan bu. Özellikle Efrin’i işgal girişimiyle başlayan savaşın yeni boyutu, yeni katliam ve soykırımların habercisi olarak görülmektedir. O nedenle; ilerici, devrimci, demokrat, yurtsever ve komünist güçlere bugün, daha çok iş ve görev düşmektedir. Kürdistan ve Suriye toprakları üzerinde yoğunlaşan ve bir soykırım tehlikesini taşıyan bu gerici, kirli emperyalist savaşa karşı birleşmeli, bütün güçlerimizi seferber ederek karşı devrime karşı devrimi örgütlemeliyiz. Bilmeliyiz ki, engelleyemediğimiz bu gerici emperyalist savaşları ancak ve ancak; sosyal ve ulusal kurtuluş mücadelesi veren İlerici- devrimci güçlerin birleşmesi , harekete geçmesi ve yeni demokratik devrimleri alternatif sunmasıyla engelleyebiliriz. O nedenle “Ya emperyalist savaşlar devrimlere yol açar, ya da devrimler emperyalist savaşları engeller” şiarını esas almalıyız.
Emperyalist sömürgeciler ve işbirlikçi devletler bugün Afganistan, Irak, Suriye ve Kürdistan’ın önemli bir kısmını işgal ve ilhak etmiş durumda. Savaş buralarda yoğunluklu sürmekte, giderek genişlemektedir. Faşist Türk devleti bu kirli savaşın bilfiil içerisinde bulunmaktadır. Emperyalist efendilerinin buyruklarına uygun hareket etmekte, kanlı katıl dişlerini mazlum KÜRT ulusuna batırmaya, katliamlar yapmaya bütün güçlüyle devam etmektedir. Emperyalist efendileriyle çok yönlü anlaşarak belirlenen planın uygulayıcısı durumunda. Faşist işgalci Türk ordusu bu plan üzerinde Efrin’i işgale kalkıştı. Birkaç günde Efrin KÜRT kantonunu ele geçirebileceğini hesapladı. Emperyalist efendilerine bunun teminatını vererek Kürtleri hizaya getirebileceklerini düşündüler. Ancak olağanüstü destekli kürt ulusal direnişiyle karşılaşınca emperyalist efendilerin ve faşist Türk devletinin hesaplar tutmadı. Bütün hesaplar alt-üst oldu. Sandılar ki, Irak Kürdistan’ın da Barzaniye oynanan oyun, Efrin’de de tutacak ve Efrin halkı faşist Türk ordusuna kuzu kuzu teslim olacak, boyun eğecek ve de efendilerin her dediğine itaat edecek. Ama Efrin de oyun tutmadı, bozuldu. Olağanüstü bir ulusal halk direnişiyle; bağımsızlık ya ölüm şiarını esas alarak, işgalci faşizme ve savaşın baş aktörlerine karşı direniş destanları yazıyor.
Bu haklı ve meşru direnişe dünya ezilen halkları ve mazlum ulusları bugün büyük destek veriyor. Tamda bu nedenle emperyalizme, faşizme ve işbirlikçi zalim devletlere karşı dünya işçi sınıfının, ezilen ulusların ve işgal altındaki devletlerin bağımsızlık, demokrasi, özgürlük ve sosyalizm için savaşmaya su kadar, hava kadar, güneş ve toprak kadar ihtiyacımız var. Biz emperyalizme, faşizme ve gericiliğe karşı verilen haklı ve meşru savaşlardan yanayız. Dünyada sömürü ve katliamlar üzerine kurulmuş devletlerin çıkardığı haksız ve gerici savaşları, ancak, yürüteceğimiz haklı, meşru ve milyarlarca insanı sömürü ve katliamlardan kurtaracak savaşları yürütüyoruz yürütmeye devam edeceğiz. Bilinmeli ki biz savaş istemiyoruz, savaşı çıkaranlar halkları katledenler sömüren emperyalist tekelci sermaye devletleri ve ırkçı, şovenist faşist devletlerdir. Bu sömürü çarkının yok edilmesi için savaşların ortadan kaldırılması için savaşmak yenilmek tekrar savaşmak ve tekrar yenilmek zafere varıncaya kadar bu kararlılıkla devam etmek özgür bir dünya yaratmanın teminatıdır.
Biz aynı zamanda halkların eşit ve özgür iradesiyle birlikte yaşayacağı barıştan yanayız. Eşitlik olmadan, sömürü ve zulüm ortadan kalkmadan, ırkçı-şovenist faşist ideolojiler yıkılmadan eşitlikten, özgürlükten ve bağımsızlıktan bahsedilemez. Barışı gerçekleştirmekte mümkün olmaz. O nedenle, gerçek barışı ancak savaşarak, mücadele ederek sağlayabileceğimizin bilincinde olmalıyız. Savaş sevdalısı olan, kan ve zulmü halklarımıza reva görenler EMPERYALİSTLER ve onların işbirlikçileridirler. Biz yalnızca sömürü ve eşitsizlik üzerine kurulmuş halkların emeğini kene gibi emen zalimlere karşı haklı ve meşru bir savaşın savunucularıyız. Ve bilinmeli ki, soyut ve geleceği olmayan duygu yüklü “barış istiyoruz “söylemleriyle bağımsızlığı, eşitliği, demokrasiyi ve sosyalizmi inşa edemeyiz yaratamayız. Var olan sömürü çarkı içinde kaderimize razı olur, ağladıkça ölmemek için meme verilmeye razı olmuş oluruz.
Efrin’ işgal etme ve çizilen stratejik plan gelip geçici bir olgu değil. Bütün emperyalistler çürüyen, kokuşan ve bu çürümüşlük üzerinden işgal ve sömürgeciliğe devam ediyor. On yıllara varan Afganistan, Irak ve Suriye işgali gösterdi ki, bütün emperyalistler kâğıttan kaplandır. Yenilgi üstüne yenilgi, bozgun üstüne bozgun alıyorlar. Yıkılmaya yok olmaya mahkûm olan bütün emperyalistler ve uşaklarıdır. Öyle ki, faşist diktatörlük çürüyen yüzünü gizlemek için, kendine muhalif ve karşı olan bütün demokratik alanları baskı, şiddet yoluyla ortadan kaldırdı. Ülkemizde bugün yaşadığımız en ırkçı, en şoven açık faşizmi yaşanıyor. Geçmişte yaşanan soykırımları unutmadık. Dersim soykırımı hafızalarımızda hala tazeliğini koruyor. Emperyalistler ve Faşist Türk devleti fırsatını bulduğu an Kürdistan’ın dört parçasında katliam ve soykırım yapmaktan çekinmeyecektir. Türk devletinin geçmişi soykırım ve katliamlarla dolu, sicilli faşist diktatörlük dönemi yaşıyoruz. Faşist diktatörlük hiç-bir demokratik alan bırakmadı. En insanı kurumlara ve hatta düzen savunucusu parti ve kurumlara dahi nefes aldırmıyor, tahammül etmiyor. Şoven, ırkçı, faşist katliamcı icraya karşı çıkanlar” hain, alçak, vatan haini, “ilan ediyor. Faşist sokak çete başının emriyle yargısız, sualsiz tutuklanıyor, infaz ediliyor. Barolar Birliği ve TTB’lı bunun en bariz örneğini teşkil ediyor. Kayıtsız-şartsız faşist diktatörlüğe itaat edilmesini istiyor, sokak serserisi çete başı.
Korku yaratmak için köpeklerini tasmalarından salıp sokağa dökerek zafer kazanacağını sanıyorsan yanılıyorsun. Tarih tekrar tekrar buna şahittir; faşist diktatörler tüm zulüm ve katliamlarına, soykırımlarına rağmen yenilgiden kurtulamadılar. Tarihin çöplüğüne atıldılar ve dünya halkları tarafından vahşetle anılıyorlar.
Ortadoğu’da, Suriye’de, Kürdistan’ın dört parçasında katil sermayenin temsilcileri emperyalist devletler arasında kirli çıkar savaşı yürütülüyor. Başını Rusya ve Amerikan emperyalizmin çektiği bu savaş kirli haksız ve soykırımcı bir savaştır. Çıkarları için Rusya ve Amerikan emperyalistleri roket oynuyor. Çıkarları denk düştüğünde uzlaşarak piyasaya Türk faşizmi gibi köpeklerini ortalığa salıyor, elinde bir maşa gibi oynatıyor. Bu pay kapma dalaşında hangi kemikten kaparım hesabıyla faşist Türk devleti Batı Kürdistan kantonu Efrin’i işgale girişti. Bugün direkt ve dolaylı desteği efendilerinden alıyor ve üç haftadan beri havadan bombardıman ve karadan her türlü silahıyla saldırıyor. Teknolojik gücüne güveniyor. Bilinmeli ki belirleyici olan haklı ve meşru savaşı yürütenler en teknolojik silahlara sahip olanları yendiler. Bunun örnekleri Vietnam’da, Laos’ta, Kamboçya’da, Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de ve bugün Kürdistan’’ın parçalarında görülüyor. Çıkardığınız sömürgeci, işgalci gerici savaşlarda, özellikle Suriye’de ve Suriye kürdistan’ın da yüzün soluklu gerilla savaşıyla, halk savaşıyla yenileceksiniz. Emperyalist- faşist devletleriniz bütün sömürü çarklarınız bir-bir yıkılacak dünya işçi sınıfı, ezilen halklar ve uluslar bağımsızlık, demokrasi, özgürlük ve sosyalizmi zafere taşıyacaktır. Bu inanç ve kararlılıkla Efrin işgalini boşa çıkarmak ve Amerikan ve Rus emperyalizminin başını çektiği kirli savaşı yenilgiye uğratmak için, işgalci savaşı iç savaşa taşıyacak demokrasi güçleriyle omuz omuza mücadelede halklarımıza güven verecek alternatif güç oluşturmalıyız. Üstümüze düşen öncü rolü, adına uygun yerine getirmeliyiz. Efrin kazanacak, Kürdistan kazanacak, Ortadoğu’da halklar kazanacak, dünya halkları mutlaka kazanacak, emperyalist haydutlar ve Faşist diktatörlükler mutlaka yenilecektir.
HASAN AKSU
10-2-2018