18 Haziran 2025 - Çarşamba
  • HAKKIMIZDA
  • AGEB Açıklamaları
  • AGEB Programı
  • Türkçe
    • العربية
    • 简体中文
    • Nederlands
    • English
    • Français
    • Deutsch
    • Italiano
    • كوردی‎
    • Português
    • Русский
    • Español
    • Türkçe
Avrupa Haber
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
Avrupa Haber
No Result
View All Result

Efrîn’e atılan bombalardaki parmak izleri!- Seyit Ali UĞUR* 

20 Mart 2018
in Haberler, Seçtiklerimiz
0
SHARES
Facebook`da PaylaşTwitter`da PaylaşWhatsapp`da Paylaş

Efrîn’e atılan bombalardaki parmak izleri!

Seyit Ali UĞUR* 

Deniz Yücel’in rehinelikten kurtarılma süreci ve Türk devletinin Suriye-Efrîn işgali eksenindeki gelişmeler, yargılandığımız bu davanın hukuksal temelinin ne kadar zayıf olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Böylelikle bir taraftan Türk faşist rejiminin, klasik anlamda bir hukuk devleti, demokratik siyasal bir mekanizma olmadığı kanıtlanmış oldu. Ama daha önemlisi, diğer taraftan bu davanın Alman hükümetinin Türk faşist rejimiyle kurduğu kirli çıkarlar ilişkisinin bir sonucu olarak gündeme gelen, siyasal bir yargılama olduğu bir kez daha görülmüş oldu.

“Ben bu makamda olduğum sürece bu Alman ajanı, terörist serbest kalamayacak” sözleriyle rehin tuttuğu Yücel’i, başlangıçta yargılayıp, mahkum eden faşist Sultan, onu uzun diplomatik pazarlıklar sonucu serbest bıraktı.

İki devlet arasında hangi pazarlıkların yapıldığı, hangi karşılıklı taahhütlerin ve sözlerin verildiği şimdilik somut olarak bilinmiyor. Tek açıklanan, bunun iki devlet arasındaki gerginliğin azaltılarak, normalleşme sürecinin başlatılma adımları olduğudur. Belki de normalleşme Türk faşist devletinin kimi isteklerinin karşılanarak, karşılığında Alman vatandaşı olan politik rehinelerin adım adım kurtarılması anlamına geliyor. Deniz Yücel belli ki, Alman hükümeti-Schröder-Gabriel ekibinin Türk muhataplarıyla sürdürdüğü uzun ve derin pazarlıkların sonucunda serbest kaldı. Hakkı olan özgürlüğüne, böylesi kirli bir pazarlık neticesinde ulaştırıldı.

Son dönemlerde, özellikle Kürt demokratik güçlerine karşı Almanya çapında uygulanan baskı-yasak ve sınırlamalar da Alman temsilciliklerinin taahhütlerinden dolayı olmalı.

Basına yansıdığı kadarıyla, yalnızca rehine kurtarma sürecinde (Ocak-Şubat ayları). 31 silah ihracı izninin hükümet tarafından onaylanması ve Türk istihbaratı ve eksenindeki Erdoğan’ın çetelerine yönelik soruşturmaların durdurulması, muhtemel diğer adımlar olduğunu akla getiriyor.

Rheinmetall’in BMC firmasıyla kurmayı planladığı panzer üretim fabrikasına dönük Türkiye’deki hızlı gelişmeler (fabrika yeri ayarlanmış, büro tutulmuş vs.), bu kuşkuları kuvvetlendiriyor. Ayrıca gizli ortağı olarak Erdoğan’ın adının geçtiği BMC firmasının Rheinmetall’le yaptığı anlaşmaya dair parlamentodaki soru önergesinin hükümet tarafından “devlet sırrı” gerekçesiyle yanıtlanmaması, ortada hiç de masum ve temiz ilişkilerin bulunmadığını gösteriyor.

Görüldüğü üzere, Deniz Yücel vakası, böylelikle Federal Savcılığın pazarlamaya çalıştığı gibi, Türk Devleti’nin demokratik bir hukuk rejimi olmadığını bir kez daha kanıtlamış bulunuyor. Deniz Yücel’in “tutukluluğunun devamına“ hükmeden mahkeme kararından 3 gün sonra, Türk Başbakanı Binali Yıldırım’ın sinyaliyle serbest bırakıldığı gün, içlerinde Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak’ın da bulunduğu 6 gazeteci ağırlaştırılmış müebbete mahkum edildiler. 150’yi aşkın gazeteci hali hazırda faşist Erdoğan’ın zindanlarında ve sözde demokratik hukuk rejiminin keyfiyetine dayanılarak, tutuluyorlar.

Türk Devleti’nin demokratik, meşru bir yapı olmadığı, tersine işgalci, saldırgan ve soykırımcı faşist bir terör rejimi olduğu gerçeğine bütün dünya, Suriye-Efrîn işgaliyle birlikte, yeniden tanıklık yaptı.

7 yıldır devam eden Suriye sürecinde, cihatçı, kafa kesen çetelerin hiçbir varlığının olmadığı Efrîn’i işgal ederek, Türk Devleti ve Erdoğan rejimi, kendi karanlık karekterini deşifre etmiş bulunuyor. Efrîn’de bir milyon insan yaşıyor. Bunların 400 bini cihatcı güçlerin katliamından kaçarak, kendilerine yaşam alanı sunan demokratik Kürt bölgesine sığınan sünni Araplardan ve gayri müslimlerden oluşan göçmenlerdir.

TC Devleti, şimdi Efrîn denilen barış toprağını, sırf Kürtler statü kazanmasın, özgür bir yaşamları olmasın diye, cihatçı çeteleriyle birlikte işgal etmiş durumda. Kuşkusuz ki, bu haksız işgal, başta Kürt halkı olmak üzere, Suriye halklarına karşı işlenen, uluslararası hukukun çiğnediği bir suç anlamına geliyor. Türk Devleti’nin ve cihatçı ortaklarının saldırılarında, şimdiye kadar 200’e yakın sivil-kadın-çocuk yaşamını yitirmiş bulunuyor. 600’ü aşkın yaralıdan bahsediliyor. Faşist Sultan, işgalci Başkomutan Erdoğan, hergün düzenli olarak kaç teröristin öldürüldüğünü bildiriyor.

Yoğun ve ağır bombardıman altındaki Efrîn‘in, yalnızca sivil insanları ve direnişçi güçleri değil, bütün doğası, yaşma alanları, ibadet yerleri, su kaynakları, okulları, ulaşım ağı ve alt yapısı da faşist işgalciler tarafından yok edilmeyle karşı karşıya bulunuyor.

Efrîn-Suriye işgaliyle, şoven-cihatçı histeriyle tezgahlanmış sahte darbe sonrası kurduğu yeni rejimi daha da kurumsallaştırmak istemektedir. Türkiye toplumunda muhalif olarak nefes almanın dahi imkansız hale getirildiği, olağandışı siyasal bir atmosfer yaşanıyor. Bırakalım enternasyonalist, ilerici temeldeki işgal karşıtlığını, hümanist/pasifist perspektiflerle kamuoyuna yansıyan barışçıl sesler bile acımasız bir baskıyla yüzyüze kalıyorlar. Barışı savunan insanlar, vatan hainliği suçlamasıyla baskı altına alınıp, cezalandırılıyorlar. Şimdiden 800 insan, barış çağrısı yaptıkları ve bu yönlü sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklanmış bulunuyor.

Oluşturulan Vatan-Millet-İslam-Fetih ve Cihat atmosferiyle zehirlenen Türk halkı, Suriye-Efrîn işgali ve saldırganlığının ateşli destekçileri olmaya zorlanıyor. İşgalci-haksız savaş yürüten hükümetlerinin (AKP Hükümeti), kendilerinin sınıfsal ve siyasal çıkarları ve halkların kardeşliğiyle tamamen zıt olduğununun farkına bile varmadan, kirli bir siyasetin parçası haline getiriliyorlar. Komşu, kardeş halkların özgürlüklerini ve demokratik yaşamını yok eden, faşist, işgalci saldırganlığın destekçileri olmaya zorlanıyorlar.

Faşist Türk Hükümeti, bu saldırgan işgalciliği, Kürt halkını hedefe koyan bu cinayetlerini, başta Alman silahları olmak üzere, NATO patentli savaş araçalıyla gerçekleştiriyor. 

Suriye-Efrîn işgali karşısında “derin kaygı“ duyduğundan başka tepki koymayan Federal Alman Hükümeti, açık ki, Suriye-Kürt halkına karşı işlenen suçun doğrudan ortağıdır. Öldürülen sivil, çocuk ve kadınların, hibe ettikleri, sattıkları silahlarla öldürülmesi açıkken, bu cinayetlere karşı çıkmak, tavır almak yerine, Alman Hükümeti, NATO partnerliği durumunu meşrulaştırmak gibi bir bahaneyle, sorumluluktan sıyrılmaya çalışıyor. Bu açıklama sadece NATO’nun haklara karşı oluşturulmuş uluslararası bir suç ve cinayet mekanizması olduğunun itirafı olabilir ama, hiçbir koşulda, Alman Hükümeti’ni cinayetlerin sorumluluğundan kurtaramaz.

Efrîn işgali karşıtı demokratik protesto eylemlerini yasaklayan, İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla beraber değerlendirildiğinde, Alman egemenlerinin ve temsilcisi, gerici-burjuva hükümetinin bu işgaldeki rolu daha da iyi anlaşılacaktır.

Efrîn’e-Suriye’ye düşecek bombalarda parmak izleri bulunan, Efrîn kadın ve çocuklarının kanları üzerine sıçramış olan Alman Hükümeti, Alman halkının onurunu ve demokratik değerlerini inciten bu kirli işbirliğine son vermelidir.

Mahkemenizden, Türk rejiminin karekterinin yeniden tanımlanarak, hukuk dışı, insanlık dışı, keyfiyetçi ve işgalci, faşist bir rejim olduğunu gerçeğini tesbit etmesini talep ediyorum. Alman Hükümeti‘nin, faşist Erdoğan diktatörlüğüyle varolan akıldışı, ahlakdışı ilişkileri ve Türk rejimini tanımladığı çerçeve, meşru görülemez, bu davanın hukuksal temeli için gerekli çerçevenin referansı olamaz.

Ayrıca, Suriye-Efrîn işgalinde, Türk rejimince işlenen cinayetlere gönderdikleri silahlar yoluyla; bilinçli olarak ortak oldukları gerekçesiyle, Federal Savcılık Temsilcisi nezdinde, başta hükümetin başı Sayın Merkel ve Sayın Gabriel olmak üzere, Federal Hükümet’e karşı suç duyurusunda bulunuyorum.

Değerli gazeteci Deniz Yücel’in hem kendi rehinelik sürecini anlamak bakımından, hem de genel olarak Türkiye’deki yargının-hukuku anlamak ve genel siyasi süreci-rejimin niteliğini tesbit etmek bakımından, mahkemede şahit olarak dinlenmesini talep ediyorum.

Son olarak, kısa bir süre önce Çekya’da Türkiye’nin İnterpol oyunlarıyla tutuklattığı ve sonra serbest bırakılan Rojava PYD lideri Salih Muslim’in, Türkiye’nin cinayetlerini, uluslararası hukuku çiğneyen saldırgan işgalini, karekterini ve Suriye iç savaşı boyunca cihatçı çetelerle kurduğu aşağılık ilişkiyi öğrenmek bağlamında, şahit olarak mahkemeye davet edilmesini talep ediyorum.

* Münih’de Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde devam etmekte olan “TKP/ML davası”ndan tutuklu Seyit Ali Uğur’un, mahkemenin 12.03.20018 tarihindeki kamuoyuna açık duruşmasında yaptığı açıklama.

Tags: Efrîn’e atılan bombalardaki parmak izleri!- Seyit Ali UĞUR*
ShareTweetSend
Previous Post

İSVİÇRE’ DE KAYPAKKAYA ANMA GECESİ ÖRGÜTLENME TOPLANTILARI

Next Post

Nürnberg`de Newroz Kutlaması…

Next Post

Nürnberg`de Newroz Kutlaması...

  • AGEB: Yunanistan Gündemi – Ekim 2024
  • İsviçre’de Gençliğin Durumu?
  • AGEB: Almanya Gündemi Şubat 2024
  • AGEB Siyasi Perspektif Yazısı – Şubat 2024

AGEB PROGRAMI

AGEB PROGRAMI

PROGRAMI OKUMAK VE İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

DUYURULAR

AGEB Duyuruları

BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR!

HİNDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ (MAOİST) GENEL SEKRETERİ BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR! Hint gerici-faşist devleti Hindistan’da HKP(Maoist) öncülüğünde sürdürülen devrimci ...

29 Mayıs 2025
Duyurular

“İSTANBUL TKIS BLİNDS PERDE” İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM!

Hollanda merkezli HUNTER DOUGLOS firması 30 Ekim 2024 tarihinden bu yana İstanbul’da bulunan TKIS BLİNDS Perde işçilerinin, başta sendikal hak ...

1 Mart 2025
Duyurular

İSVİÇRE’DE AGEB PANELİNE ÇAĞRI

AGEB Basel'de 16 Mart 2025 tarihinde "Emperyalist Savaşlar, Hapishaneler, Göç ve Şovenizm" konulu Panel gerçekleştirecek. Emperyalist Kapitalizmin dünyada barbarlığını artan boyutta sürdürdüğü, ...

1 Mart 2025
AGEB

AGEB 3. KOLEKTİF TATİL KAMPI’NDA BULUŞALIM!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl 3. Kolektif Tatil Kampımızı 21 Temmuz- 06 Ağustos 2025 tarihleri arasında Yunanistan/Nafplio ...

23 Ocak 2025
AGEB Duyuruları

AGEB ve ADHK Panelleri

Emperyalist savaş kıskacında; Ortadoğu’da gelişmeler ve Türk Devletinin çıkmazı! Emperyalist-kapitalistlerin dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçilere yönelik artan saldırıları ...

4 Aralık 2024
Duyurular

1 Mayıs’ta Alanlara!

1 MAYIS’TA HAKLARIMIZI SAVUNALIM, EMPERYALİST YAĞMAYA KARŞI DURALIM! Uluslararası işçi sınıfının ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 ...

25 Nisan 2024
AGEB Duyuruları

İTİF 28. Kongresine davet

AGEB bileşeni olan İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu (İTİF), 28. Kongresini “Derinleş̧en çeliş̧kilere, yoğunlaşan baskı ve saldırılara karşı örgü̈tlenelim, mü̈cadele edelim!” ...

29 Mart 2024
AGEB Duyuruları

AGEB 2. Kolektif Tatil Kampında Buluşalım!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl düzenleyeceğimiz 2. Kolektif Tatil Kampımızı 20 Temmuz- 06 Auğustos 2024 tarihleri arasında, ...

15 Mart 2024
Duyurular

AGEB 5. Yıl Etkinliği

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği ( AGEB ) kuruluşunun 5. yılı nedeniyle 2 Mart Cumartesi günü İsviçre’nin Zürih kentinde kitleye açık ...

14 Şubat 2024
AGEB

Politik Mültecilere Yönelik Artan Saldırılara Son!

Avusturya’da politik mülteciliğe başvuran Özgür Doğan’a altı yıl sonra red ve iade kararı verildi 2014-2017 yılları arasında Rojava’da IŞID barbarlığına ...

13 Eylül 2023

Avrupa Haber Sosyal Medya

AGEB Sosyal Medya

LİNKLER

  • Yeni Demokrasi
  • Partizan
  • Partizan Medya
  • Partizan Arşiv
  • PŞTA
  • İşçi Köylü Kurtuluşu
  • İbrahim Kaypakkaya
  • Yeni Demokrat Gençlik
  • Yeni Demokrat Kadın
  • Umut Yayımcılık
  • Red Herald
  • Dem Volke Dienen
  • ETHA
  • Fırat Haber Ajansı
  • Gazete Patika
  • Avrupa Demokrat
  • Avrupa Postası
  • Kızıl Bayrak
  • İHD
  • Avrupa Sürgünleri

HAKKIMIZDA

avrupahaber11.org web sayfası AGEB – Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği Resmi sitesidir.

 

ARŞİV

SON EKLENENLER

Emperyalizm destekli Siyonist İsrail’in saldırısına ve savaş kışkırtıcılığına karşı çıkalım!

17 Haziran 2025

Hollanda’da Filistinle kitlesel dayanışma gösterisi!

16 Haziran 2025

Almanya AGEB: Devrimci Avukat Roland Meister’e yönelik polis saldırısını kınıyoruz!

15 Haziran 2025

FACEBOOK’TA TAKİP EDİN

  • Anasayfa
  • AGEB
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Avrupa Gündemi
  • Dünya haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi