Faşist Türk devletine karşı demokratik halk devrimi mücadelesini kurulduğu Nisan 1972`den bu yana 51 yıldır sürdürmekte olan, Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist (TKP/ML) örgütünün yurt dışı çalışmalarına katıldıkları savı ve iddiasıyla 15 Nisan 2015 `de eş zamanlı olarak avrupa çapında emperyalist Alman devletinin operasyonu ve yönlendirmesi sonucu açtığı dava ile başlayan TKP/ML Münih Davasında; Temmuz 2020’de 10 devrimci ve komünist, “yurtdışında terör örgütüne” üye oldukları şüphesiyle Ceza Kanunu’nun 129b Maddesi uyarınca 3 yıl ila 6,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkeme sonrası hukuksuzluklarla dolu olarak 4 yılı aşkın süren dava ardından, Savunma avukatları Münih OLG Mahkemesinin kararlarına itiraz ederek revizyon başvurusu yapmışlardı.
Hafta başında TKP/ML (Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist) aleyhindeki “Münih Komünistler Davası”nda yargılanan devrimci ve komünistlere Federal Adalet Divanı’nın (BGH) kararı tebliğ edildi. BGH, avukatların revizyon başvurusuna red yayınladı.
Pazartesi günü, Federal Adalet Divanı, “Münih Komünistler Davası” olarak bilinen davada TKP/ML davasında savunanların revizyon talebini reddetti.
Yargılamaya itiraz olarak avukatların gözden geçirme noktaları olarak yaptıkları revizyon başvurusu prosedürünün bazı özellikleri vardı:
“Komünistler Davası”, Federal Almanya Cumhuriyeti tarihindeki en uzun siyasi davalardan biridir:
Bu absürd dava Haziran 2016’dan Temmuz 2020’ye kadar 4 yıldan fazla sürdü. 234 duruşma gerçekleştirildi ve 5 yıl gibi uzun tutukluluk oldu.
Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist (TKP/ML)`ye üyelik şüphesiyle Almanya’da açılan ilk davaydı.
Tutuklu yargılananlardan hiçbiri Almanya’da belirli bir suça – özellikle şiddet içeren – katılmakla suçlanamadı. Sadece TKP/ML örgütüne üye oldukları iddiası suç sayıldı.
Yargılanmak istenen devrimciler herhangi bir uluslararası terör listesinde yer almayan, Almanya’da yasaklı olmayan ve bazı üyeleri aynı zamanda mülteci statüsüne sahip olan “yabancı terör” örgütüne üye olmaktan ilk kez Ceza Kanunu’nun 129b maddesi uyarınca mahkum edildi.
Savunma avukatlarından olan Frank Jasenski ceza yargılamasındaki resmi hatalara işaret etti. Örneğin Münih’teki mahkeme, sanıkların güvenlik kamerası kayıtlarından alınan fotoğraflar gibi yasa dışı kanıtları onayladı.
BGH, revizyonun reddi ile TKP/ML’nin Ceza Kanunu’nun 129 b maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiğini açıkladı.
BGH’nin reddi ile Deniz Pektaş bir yıl sekiz ay, Müslüm Elma bir yıl üç ay, Erhan Aktürk bir yıl ve diğer devrimci komünistler kalan hapis cezalarının çektirilmesine yönelik uygulamaya tabi tutulabilir.
Savunma avukatlarına göre, kalan bu cezaları önlemek için başka “gerçek hukuk yolları” mevcut değildir. Şu anda tek seçenek anayasa şikayeti veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmek.
Emperyalist devletlerin devrimci mücadeleye yönelik “terör” suçlamalarına karşı, Devrim ve sosyalizm mücadelesini yükseltmek ve Alman devletinin anti komünist refleksine karşı yerli ve göçmen devrimci kesimlerin proleter enternasyonalist ruhla; emperyalizme, faşizme ve her türden gericiliğe karşı ” Devrimci mücadele her yerde meşrudur, TKP/ML Yargılanamaz !” şiarıyla birlikte mücadeleyi yükseltmesi ve karşı koyulması devrimci bir görevdir.
