17 Haziran 2025 - Salı
  • HAKKIMIZDA
  • AGEB Açıklamaları
  • AGEB Programı
  • Türkçe
    • العربية
    • 简体中文
    • Nederlands
    • English
    • Français
    • Deutsch
    • Italiano
    • كوردی‎
    • Português
    • Русский
    • Español
    • Türkçe
Avrupa Haber
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
Avrupa Haber
No Result
View All Result

ÇERKES SÜRGÜNÜ 153.YILINDA…

21 Mayıs 2017
in Seçtiklerimiz, Türkiye
0
SHARES
Facebook`da PaylaşTwitter`da PaylaşWhatsapp`da Paylaş

BENİM 21 MAYIS’IM…

Benim 21 Mayıs’ım geçmiş-bugün-gelecek yolculuğudur; kendimi keşfederim, ait olduğum toplumun geçmişine uzanırım, köklerime tutunurum ve buradan bir gelecek tasavvur ederim. 21 Mayıs bana der ki, sen Kafkasyalısın, sen Çerkessin, sen Abhazsın; sen acımasız bir savaşın kırdığı ve trajik bir sürgünün Anadolu’ya savurduğu bir halkın ferdisin; sen parçalanmış bir toplumun zerresisin, doğal yatağından saptırılmış bir nehrin damlası. Ve 21 Mayıs der ki bana, işte geçmişin bu, bugünün gerçekliğini de üstüne ekleyip bir gelecek inşaa et…

Evet, 21 Mayıs sayesinde keşfederim kendimi ve ait olduğum toplumu. Şimdi İstanbul’un Anadoluhisarı’na demirlemiş olan hayatımın, binlerce yıl önce Kafkas dağlarının Karadeniz’e inen eteklerinde yakılmış bir ateşin kıvılcımı olduğunu, 21 Mayıs söyler bana. Belki Dal-Tsabal yamacında, belki Soçi-Gagra sahilinde… Lıhnı’da, ya da Eşera’da… illaki Abhazya’nın koynunda tohumlanmış binlerce yıllık bir hayat zincirinin halkası olduğumu, 21 Mayıs söyler bana. Büyük bir yıkımın ardından salaş bir tekneyle Karadeniz’i aşıp Kefken’e, oradan da Hendek’in Kalayık köyüne ulaşabilen büyük büyük dedem Şervan’dan büyük dedem Yusuf’a, Çanakkale’de meçhul asker safında yatan dedem Hurşit’den baban Fazıl’a ve bana kadar uzanan Anadolu’daki soyağacımın Kafkasya’daki asıl soyağacımın küçük bir eklentisi olduğunu, 21 Mayıs söyler bana. 21 Mayıs bana, binlerce yıl öncesinden bugüne uzanan bir zincirin halkası olduğumu söyler. Ve, bu halkayı ileriye taşıma görevi yükler bana.

Bunları duymam, bunları öğrenmem yıllarımı aldı. Hendek’in Kalayık köyünde hayata kanat çırpmaya başladımda, ne yazık ki bunları öğretecek bir rehberim yoktu. Bu köy mahallelere ayrılmış büyük bir Abhaz köyüdür. Bizimkisine Batmahalle denir. Küçük bir dere yatağından başlayıp hafif bir yamaça doğru yükselir. Mahalleyi, kışın bataklığa dönüşen toprak bir yol ayırır. Sağ tarafta Ahaa, Müfüdaa, Humsuçaa, Cugriyaa, Geldımaa, Albataa, Gosaa, Calkanaa gibi farklı sülalelerden aileler yaşardı. Solda ise benim ait olduğum sülalenin (Papaa’ların) evleri vardı ve buraya Papaa-rha (Papaa’ların tepesi-yamacı) denirdi. Bu köyün sakinlerine vadettiği çok şey yoktu; her biri bir avuç toprağa sıkışmış, biraz tarım-biraz hayvancılık üzerine kurulu zor hayatlardı. Kendi dilimizi konuşur, kendi geleneğimizi yaşardık. Köyümüz ve bize benzeyen diğer köylerden ibaret küçük bir dünyamız vardı.

Evet, Abhaz olduğumuzu bilir, kendimize ‘Apsua’ derdik. Evet, kendi dilimiz vardı, ‘Apsüfa’ derdik. Ve evet, kendi yaşam öğretimiz-tarzımız-felsefemiz vardı, ‘Apsuara’ derdik. ‘Aleyfa-Akabza’ derdik. Bütün bunları bilir-yaşardık da, gerçekte kim olduğumuzu, hangi tarihi süreçleri geçerek, nereden ve nasıl buralara geldiğimizi pek bilmezdik. Fi tarihinde Kafkasya’dan kopup buralara sürüklenmiş olduğumuz söylencesinden gayri ‘biz kimiz’i bilmeyen, bilincini kaybetmiş, hafızası sıfırlanmış bir koloni gibiydik. Sanki herkes, ‘eskiyi ne kadar çabuk unutursak yeniye o kadar çabuk alışırız’ anlaşması yapmıştı. Evvel’e dair ne varsa silinsin isteniyordu. Birşeyler hatırlayıp mırıldanmaya kalkışanlara da ‘meczup’ muamelesi çekilirdi. Tarihimizle ilintimiz, arada bir fısıldanan kadim öykülerin soyutluğundan ibaretti. ‘Kafkasya’, ‘Abhazya’, ‘Sohum’, ‘Gagra’ gibi adlar ise bu öykülerin ‘dolgu malzemesi’ olmaktan öte pek bir anlam taşımazdı. Velhasılı, geçmişimiz bir masaldı. Zaman geçtikçe silikleşen, sihri azalan, tadı kaybolan bir masal…

Koca köyümüzde (ve çevre köylerde) ana-baba kuşağımızda ilkokul aydınlığına bile ulaşabilenlerin sayısı birkaç kişiyle sınırlıydı. Nadiren daha ileri yürümeler ancak abi-abla kuşağımızda başlayabildi. Ne ki, bu memlekette aydınlanmak da bir paradokstu, hem de yıkıcı bir paradoks. Aydınlandıkça küçük dünyalar yıkılırdı, bilinenler unutulurdu, köklerden kopulurdu. Aydınlandıkça kendi kimliğinden uzaklaşılır, başka kimliklere yamanılırdı. Hiç değilse bizim için böyle olmuştur. Okullu olunca öğrendik ki (!) unutmaya bıraktığımız kendi öykümüzün zaten bir hükmü yoktur, defterle- kitapla tescillenmiş daha büyük(!) ve daha gerçekçi(!) başka bir öykünün parçasıyızdır. Anladık ki(!) ‘Türktük, doğruyduk, çalışkandık. Ortaasya’dan Anadolu’ya bir kısrağın sırtında gelmiştik. Ceddimiz Oğuz Kağan’dır, öykücümüz Dede Korkut’…

Derler ki, geçmişini bilmeyenin dünyası gördüğü kadardır. Biz de geçmişimizi unutup, dünyayı bize gösterilenle görmeye başladık. Aydınlanma(!) arttıkça, yani ilkokuldan ortaokula oradan da liseye yükseldikçe ve de köyden kasabaya oradan da kente yürüdükçe, kendi küçük öykümüz iyice silindi, diğer öykünün istilacı gücüne teslim olduk. Bunun da geçici bir hal olduğunu üniversite yıllarında anladık. Anladık ki(!), tüm dünyayı yeniden şekilleyen çok daha büyük, çok daha güçlü öyküler vardı. Diyalektik gibi, sosyalizm ve enternasyonalizm gibi… Eski öyküler hükümsüzdü…

Büyük kent her derde devadır. Herşeyi yeniden ve yeniden keşfedersiniz. Daha büyük öykülere sürüklenirken kendi küçük öykünüze de yeniden meraklanırsınız. Dernekler kurulur, arada bir uğrar eskinizle halhamur olmaya çabalarsınız. Ne ki, en büyük öykünün kanadında uçmaya devam edersiniz. 60’lar, 70’ler, 80’ler böyle geçti. Peş peşe gelen dalgalarla sürüklendik. Çok yol aldık, çok… Az gittik uz gittik, 90’lara geldiğimizde bir de baktık ki en başa dönmüşüz. Büyük öykülerin gücü azalmış, yeniden kendi küçük ama sahici öykümüzü keşfe koyulmuşuz. Benim için 21 Mayıs, bu yeniden keşfin nirengisidir. 80’lerin sonunda filizlenip 1991’de Sohum’un eski limanında boy gösteren bir yeniden keşif hali…

İlk kez Sohum’da, o koca okaliptüslerle ebedileşen ‘Muhaceret Parkı’nda düzenlenen 21 Mayıs anmasına katılarak köklerime dokundum, ‘ben kimim’ sorusuna cevap buldum. Kendimin ve ait olduğum toplumun geçmişini öğrendim, dünyamın gördüğümden daha büyük, daha geniş ve daha derin olduğunu kavradım. İşte bu yüzden, benim için 21 Mayıs kendi kendine meydan okumadır. Hafıza kaybına, bilinç kaybına meydan okuyup kendi köklerime tutunma ve kimliğine sarılmadır. Kendi gerçekliğini keşfetmedir…

• • •

Benim için 21 Mayıs, geçmişi unutmadan geleceği düşünme iradesidir. Nasıl bir geçmişim olduğunu öğrendikçe, nasıl bir gelecek öngörebileceğimi de daha iyi bilirim. Bunu ne kadar iyi bilirsem varoluş şansımı o kadar artırırım. Bu, kendim için de ait olduğum toplum için de böyledir…

Evet, çok kıyımlar yaşamış ve çok acılar çekmişizdir. Evet, köklerimizden koparılmışızdır, sürülmüşüzdür, haklarımız gaspedilmiştir. Şimdi, geçmişimize dair öğrendiğimiz bu herşeyi bugünün geçerli herşeyiyle ve geleceğin olası herşeyiyle birleştirip harç yapmak ve bu harçla varoluşumuzu inşaa etmek durumundayız. Geçmiş-bugün-gelecek… Bu üç malzemeyi (parametreyi) ne kadar doğru ve kararında kullanırsak harç o kadar kaliteli ve sağlam olacak. Birinden birini ihmal edersek, ya da birinden birini abartırsak inşaatımız (paradigmamız) kendini taşıyamaz olacaktır.

Tüm bu öğrenme-keşfetme sürecinin bana söylediği şudur: Geçmiş unutulamaz, reddedilemez, yok edilemez. Ama geçmişe hapsolunarak da gelecek yaratılamaz. Bu yüzden, benim 21 Mayıs’ım geçmişe saplanma hevesi değil, gelecek inşaa vesilesidir.

Benim 21 Mayıs’ım, diyasporadaki benle ve anavatandaki kardeşimi birbirine yakınlaştırır, gelecek birliğine yöneltir. Diyasporadaki bana, kimliğime tutunma ve yüzümü anavatana dönme bilinci yükler. Anavatandaki kardeşime ise, kimliğini yüceltme ve yanıbaşında bana yer açma bilinci. Bu sarmal bilinci ne kadar yükseltirsek, birlik olma kabiliyetimizi ne kadar güçlendirirsek bir gelecek yaratabiliriz. Ve bu geleceği, elbette kendi kaynağımızda yaratabiliriz.

Böyle bakınca, önceliğimin geçmiş üzerinden kavga etmek değil, gelecek için alan genişletmek olduğunu daha iyi anlarım. Benim 21 Mayıs’ım, geçmiş uğruna gelecek feda etmek değildir. Geçmiş üzerinden gelecek kurmaktır…

Benim 21 Mayıs’ım, geçmişin düşmanlıklarını kutsama töreni değil, geleceğin mümkünatını var etme iradesidir. Velhasılı, geçmişe lanet değil geleceğe umuttur. Umudu yükseltmenin yolu da ‘makus talih’ yakınmasıyla ya da infialiyle sürgünü mutlaklaştırmak değil, dönüşü bayraklaştırmaktır.

Sezai Babakuş

(Kaynakça:www.21mayis.org)

Tags: 21 mayısabhazaanmaçerkes sürgünüsoykırımzorunlu göç
ShareTweetSend
Previous Post

Kaypakkaya anmasına polis saldırdı!

Next Post

Aliboğazı`nda toprağa düşen 12 TiKKO Halk Savaşçısı, Basel ve Biel`de Anıldı!

Next Post

Aliboğazı`nda toprağa düşen 12 TiKKO Halk Savaşçısı, Basel ve Biel`de Anıldı!

  • AGEB: Yunanistan Gündemi – Ekim 2024
  • İsviçre’de Gençliğin Durumu?
  • AGEB: Almanya Gündemi Şubat 2024
  • AGEB Siyasi Perspektif Yazısı – Şubat 2024

AGEB PROGRAMI

AGEB PROGRAMI

PROGRAMI OKUMAK VE İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

DUYURULAR

AGEB Duyuruları

BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR!

HİNDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ (MAOİST) GENEL SEKRETERİ BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR! Hint gerici-faşist devleti Hindistan’da HKP(Maoist) öncülüğünde sürdürülen devrimci ...

29 Mayıs 2025
Duyurular

“İSTANBUL TKIS BLİNDS PERDE” İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM!

Hollanda merkezli HUNTER DOUGLOS firması 30 Ekim 2024 tarihinden bu yana İstanbul’da bulunan TKIS BLİNDS Perde işçilerinin, başta sendikal hak ...

1 Mart 2025
Duyurular

İSVİÇRE’DE AGEB PANELİNE ÇAĞRI

AGEB Basel'de 16 Mart 2025 tarihinde "Emperyalist Savaşlar, Hapishaneler, Göç ve Şovenizm" konulu Panel gerçekleştirecek. Emperyalist Kapitalizmin dünyada barbarlığını artan boyutta sürdürdüğü, ...

1 Mart 2025
AGEB

AGEB 3. KOLEKTİF TATİL KAMPI’NDA BULUŞALIM!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl 3. Kolektif Tatil Kampımızı 21 Temmuz- 06 Ağustos 2025 tarihleri arasında Yunanistan/Nafplio ...

23 Ocak 2025
AGEB Duyuruları

AGEB ve ADHK Panelleri

Emperyalist savaş kıskacında; Ortadoğu’da gelişmeler ve Türk Devletinin çıkmazı! Emperyalist-kapitalistlerin dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçilere yönelik artan saldırıları ...

4 Aralık 2024
Duyurular

1 Mayıs’ta Alanlara!

1 MAYIS’TA HAKLARIMIZI SAVUNALIM, EMPERYALİST YAĞMAYA KARŞI DURALIM! Uluslararası işçi sınıfının ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 ...

25 Nisan 2024
AGEB Duyuruları

İTİF 28. Kongresine davet

AGEB bileşeni olan İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu (İTİF), 28. Kongresini “Derinleş̧en çeliş̧kilere, yoğunlaşan baskı ve saldırılara karşı örgü̈tlenelim, mü̈cadele edelim!” ...

29 Mart 2024
AGEB Duyuruları

AGEB 2. Kolektif Tatil Kampında Buluşalım!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl düzenleyeceğimiz 2. Kolektif Tatil Kampımızı 20 Temmuz- 06 Auğustos 2024 tarihleri arasında, ...

15 Mart 2024
Duyurular

AGEB 5. Yıl Etkinliği

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği ( AGEB ) kuruluşunun 5. yılı nedeniyle 2 Mart Cumartesi günü İsviçre’nin Zürih kentinde kitleye açık ...

14 Şubat 2024
AGEB

Politik Mültecilere Yönelik Artan Saldırılara Son!

Avusturya’da politik mülteciliğe başvuran Özgür Doğan’a altı yıl sonra red ve iade kararı verildi 2014-2017 yılları arasında Rojava’da IŞID barbarlığına ...

13 Eylül 2023

Avrupa Haber Sosyal Medya

AGEB Sosyal Medya

LİNKLER

  • Yeni Demokrasi
  • Partizan
  • Partizan Medya
  • Partizan Arşiv
  • PŞTA
  • İşçi Köylü Kurtuluşu
  • İbrahim Kaypakkaya
  • Yeni Demokrat Gençlik
  • Yeni Demokrat Kadın
  • Umut Yayımcılık
  • Red Herald
  • Dem Volke Dienen
  • ETHA
  • Fırat Haber Ajansı
  • Gazete Patika
  • Avrupa Demokrat
  • Avrupa Postası
  • Kızıl Bayrak
  • İHD
  • Avrupa Sürgünleri

HAKKIMIZDA

avrupahaber11.org web sayfası AGEB – Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği Resmi sitesidir.

 

ARŞİV

SON EKLENENLER

Emperyalizm destekli Siyonist İsrail’in saldırısına ve savaş kışkırtıcılığına karşı çıkalım!

17 Haziran 2025

Hollanda’da Filistinle kitlesel dayanışma gösterisi!

16 Haziran 2025

Almanya AGEB: Devrimci Avukat Roland Meister’e yönelik polis saldırısını kınıyoruz!

15 Haziran 2025

FACEBOOK’TA TAKİP EDİN

  • Anasayfa
  • AGEB
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Avrupa Gündemi
  • Dünya haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi