Almanya Erdoğan’a toz kondurmuyor!

Ünlü komedyen Jan Böhmermann’a yönelik “Erdoğan’a hakaret” soruşturmasıyla gündeme gelen Almanya’da benzeri bir soruşturma da Ulm’de açıldı. Erdoğan karşıtı sloganlardan dolayı yargılanan Cem Toprak, “Bu emsal bir dava. Yaygınlaşabilir” uyarısında bulundu.

Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığından bu yana Türkiye’de onlarca kat artan, ünlü komedyen Jan Böhmermann’a yönelik soruşturmayla ise Almanya’ya taşınan “Türk cumhurbaşkanına hakaret” soruşturmalarına geçtiğimiz günlerde bir yenisi daha eklendi. Ulm’de düzenlenen 1 Mayıs etkinliği sırasında polis, Erdoğan karşıtı sloganları gerekçe göstererek 4 eylemcinin kimliklerine el koydu. Daha sonra ifadeye çağrılan eylemcilerden 3’üne yaptıkları itiraz sonucu dava açılmazken, Avrupa Göçmen İşçiler Federasyonu (AGİF) yöneticisi ve HDK-A Girişimi yürütücülerinden Cem Toprak’a dava açıldı. Toprak’ın davasında ilk duruşma, 4 Kasım 2016’da gerçekleştirilecek.

İkinci aydan beri…

Kürdistan’daki öz yönetim direnişlerinden ve Almanya ile Türkiye arasında yoğunlaşan “mülteci pazarlığından” bu yana Avrupa’daki eylemlere müdahalelerin yoğunlaştığını belirten Toprak, şöyle devam etti: “Önceden yarım saat izin almadan eylem yapma hakkımızı kullanıyorduk, ona müdahale başladı. ‘İzinsiz yapamazsınız’ demeye başladılar. Yaklaşık ikinci aydan beri neredeyse haftalık yaptığımız yürüyüşlerle ilgiliyse önümüze bir sürü kural koymaya başladılar. İşte, ‘Şu sloganı atamazsınız’, ‘Şu bayrağı açamazsınız’ dayatmaları giderek arttı. Daha önce de bu kadar yoğun olmasa da uyarılar yapıyorlardı ama daha çok yasaklı örgütlerle ilgiliydi; şimdi buna bir de ‘Erdoğan’la ilgili slogan atamazsınız’ eklendi.”

Emsal dava olabilir

Türk devletinin ve Erdoğan’ın Kürdistan’daki savaş suçlarına dair en basit sloganların bile Alman polisinin yasak girişimiyle karşılandığını kaydeden Toprak, müdahale edilen sloganların “Terörist Erdoğan”, “Katil Erdoğan”, “Terörist Türkiye” gibi sloganlar olduğunu söyledi.

Uygulamanın yalnızca Ulm polisine özgü olduğunu düşünmediklerini de belirten Toprak, “Bunu sadece şahsıma yönelik olarak görmüyorum. Emsal olacak bir dava bu. Burada ceza verirlerse, her yerde böyle soruşturmaların, davaların, cezaların önü açılmış olacak” dedi.

‘Zaten o sloganı atmak için yürüyoruz’

Almanya’da polisin “Erdoğan’ı koruma” refleksi, yeni de değil. On yıllardır Almanya’da demokratik mücadele içinde yer alan Avrupa Türkiye İşçiler Konfederasyonu (ATİK) Denetleme Komisyonu Üyesi Mahmut Özkan, Gezi Direnişi sırasında da benzeri bir durumla karşılaştıklarını kaydetti.

Nürnberg’de, 2013 yılının Haziran ayında, bir yürüyüş için Ordnungsamt’tan (Valilik gibi bir kurum) izin almaya gittiklerini, orada kendilerini bir heyetin karşıladığını anlatan Özkan, devam etti: “ Sanıyorum içinde Bakanlık’tan, Emniyet’ten, İstihbarat’tan ve başka kurumlardan kişilerin olduğu 9-10 kişilik bir heyet… Önce bazı prosedürleri konuştular. İşte, ‘Sopalar uzun olmasın’ gibi filan… Dikkatimizi çeken başka bir şey vardı. Hem Ordnungsamt hem de polis şefi, ‘Erdoğan’ı, Türk hükümetini rencide edecek slogan atmamanız lazım’ dediler. Mesela ne demememiz lazım? İşte, ‘Katil Erdoğan’ demememiz lazımmış. Dedik ki, ‘Vallahi biz onu demek için yürüyüş yapıyoruz. Onu teşhir etmeyeceksek, yürüyüşü yapmamızın bir anlamı yok. Siz de polislerinize; ‘Erdoğan iyidir’ diye slogan attırın, ödeşelim.’”

‘Katil’ de ‘faşist’ de diyeceğiz

Taviz vermemeleri sonucunda Ordnungsamt’ın bu talepten vazgeçtiğini kaydeden Özkan, “Böyle bir şeye zaten taviz vermek zorunda değiliz, bu demokratik hakkımız. ‘Katil devlet’ diyeceğiz, ‘Katil Erdoğan’ diyeceğiz. ‘Faşist devlet’, ‘Türkiye’de zulüm var’, ‘Kürtler katlediliyor’ diyeceğiz” dedi.