Amed: Sur ilçesinde katledilen ve cenazeleri teslim edilmeyenlerin yakınları, HDP milletvekilleri, MEYA-DER ve insan hakları savunucularının katılımıyla İHD Amed Şubesi’nde bir basın toplantısı düzenlendi.
Basın toplantısında ilk olarak MEYA-DER eşbaşkanı Ayşe Dicle söz alarak Kürdistan’da gerçekleştirilen katliamların ve baskıların devam ettiğini bildirerek; Sur içerisinde katledilenlerin kimliklerinin beli olmasına rağmen hala ailelerine verilmediğini hatırlattı. Cenazeleri almak için mücadelelerinin devam ettiğini ve edeceğini bildiren Dicle, Sur’da katledilenlerin ailelerine yönelik işkence yapıldığını bildirdi.
“Bir an önce bağımsız bir heyet oluşturulmalı”
Sur’da katledilenlerden 31’inin ailelerine teslim edildiğini, sayı net olamamakla beraber 13 kişinin ise hala ailelerine verilmediğini bildiren Dicle, “Bu sayının artma ihtimali çok yüksek. Katledilen gençler bir an önce ailelerine teslim edilmelidir. Bir an önce ne gerekiyorsa yapılsın ve cenazeler teslim edilsin. İnsanlık dışı uygulamalarla cenazelere işkence yapılıyor. Cenazelerin olduğu yerlerde molozlar çıkarılıyor ve aileler molozlar arasında cenazelerin olabileceğinden endişe ediyor. Bir an önce bağımsız bir heyet oluşturularak ailelere cenazeler teslim edilmeli. Şu an cenazeleri Sur’da ve morgda olan aileler gelerek MEYA-DER’e başvursunlar birçok cenazenin kimliği belli değil bu anlamda ailelerin başvurmasını istiyoruz. Bir an önce cenazeleri ailelere teslim edilmeli kan eşleştirilmeleri hızlandırılmalı. Aileler zaten evlatlarını kaybetmiş daha fazla işkence edilmesi kabul edilemez” dedi.
Aydoğan: “Ailelerimiz işkenceyle karşı karşıya”
Dicle’nin ardından söz alan HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan ise, Sur’da 15 gün önce “operasyonların bittiği” yönünde açıklama yapıldığını hatırlatarak şunları söyledi: “Aileler uzun bir süreden beri nöbet tutuyorlar. Çatışmaların olduğu süre içerirsinde cenazelerin çatışmalardan kaynaklı çıkartılamayacağı ifade edildi. Ancak operasyon bitmesine rağmen yaptığımız görüşmelere rağmen hala cenazeler oradan çıkarılmamakta. Açıkçası ailelerimize eziyet çektiriliyor. Ailelerimiz bir işkence ile karşı karşıya ve aylardır çocuklarının cenazesini almak için büyük sıkıntılar yaşayan ailelere hala sıkıntı yaşatılıyor.”
Yapılan bütün eylemlerde, bilinçli bir şekilde çocuklar öldürülüyor!
Aydoğan’ın ardından, Sur’da çatışmaların ilk başladığı gün vurulan ve cenazesi günlerce sokak ortasında bekletilen Rozerin Çukur’un babası Mustafa Çukur ise konuşmasında, çocuklarının cenazesini almak için günlerce beklediklerini, hatta açlık grevine girdiklerini, ancak hiçbir sonuç alamadıklarını söyledi. Devletin sadece yasaklı bölgelerde değil, bütün demokratik eylemlerde çocukları direk hedef aldığını ve katlettiğini hatırlatan Çukur; “Savaşlarda ara verilir. Masaya oturulur ve cenazeler defnedilir. Ancak burada böyle bir şey söz konusu değildir. Çatışmalar bitti, yasak kalktı ancak bizler cenazelerimizi hala defnetmiş değiliz. Sivil ya da direnişçi fark etmez. Orada politik ve siyasi kimliğinden sıyrılmış cenazeler var. Bizler çocuklarımızın cenazelerini almak için bir heyet oluşturulsun istiyoruz. Talebimiz bu yöndedir” dedi.
Basın toplantısının sonunda cenazeler alınana kadar mücadele etmekten vaz geçilmeyeceği vurgusu yapıldı.
