27 Temmuz 2025 - Pazar
  • HAKKIMIZDA
  • AGEB Açıklamaları
  • AGEB Programı
  • Türkçe
    • العربية
    • 简体中文
    • Nederlands
    • English
    • Français
    • Deutsch
    • Italiano
    • كوردی‎
    • Português
    • Русский
    • Español
    • Türkçe
Avrupa Haber
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
Avrupa Haber
No Result
View All Result

SİHA – İrfan Aktan

4 Eylül 2017
in Seçtiklerimiz
0
SHARES
Facebook`da PaylaşTwitter`da PaylaşWhatsapp`da Paylaş

SİHA

Yeni Türkiye’nin JİTEM’i SİHA değil de nedir? SİHA’ların JİTEM’den tek farkı, faili peşinen ve profesyonel bir biçimde meçhulleştirilmiş olmasıdır. Peki devlet bu profesyonel akla nerede kavuştu? Elbette Roboski’de!Yeryüzünde idam cezasından daha ağır bir ceza var mı? Türkiye’de var! Çünkü idam cezası bile belli bir hukuki süreç işletmeyi gerektirirken, Yeni Türkiye’de bu hukuku sistematik olarak ihlal eden ölüm araçları siz bu satırları okuduğunuz sırada gökyüzünde dolanmaya devam ediyor.

2014 yılında geliştirilen ve 2015’te TSK bünyesine sokulan Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA-BAYRAKTAR) hareket halindeki herhangi bir insanı “teslim ol” demeden, “dur ihtarı” yapmadan, yakalayıp mahkeme karşısına getirme ihtiyacı duymadan öldürüyor. Dolayısıyla “idam isteriz” naraları atanları görünce kimsenin tüyleri diken diken olmasın. İdam cezasından daha ağır bir ölüm cezası, hiçbir hukuki dayanağa ihtiyaç duyulmadan Kürtlere karşı uygulanıyor.

Kanunlarda, havada dolaşan “insansız” bir aracın silahlı veya silahsız, suçlu veya suçsuz herhangi bir insanı vurup öldürmesine cevaz veren bir hüküm var mı? Eğer idam cezası yoksa, öldürme hükmü de olamaz. Ama devlet hiçbir kanuni dayanağı olmadan insan öldürdüğüne göre böyle bir fiil var.

Haliyle, suç oluşturan fiillerine kanuniyet perdesi çekmek için yasa çıkarmaya alışan iktidar şu an pekâlâ “fiilen uygulanan bir cezayı resmiyete kavuşturuyoruz” diyerek idam cezasını yasalara sokabilir.

Fakat idam cezası bile şu anki uygulamaları kanun sınırları içine çekmeye yetmez! Yani iktidar idam cezasını kanunlara soksa bile, SİHA’ların infazlarını kanuni hale getiremez.

İdam cezasının uygulandığı devletleri suç şebekelerinden ayıran, cinayetleri belli bir hukuk içinde işlemesidir. O yüzden de idam cezasının olduğu ülkelerde bile bir kişi öldürülmeden önce, bu cezayı sözümona meşrulaştıracak gerekçeler sunulur. Kişi yakalanır, sorgulanır, mahkemeye sevk edilir, deliller bulunur. Delil bulunamaz ama kişi illa öldürülmek isteniyorsa delil uydurulur, iddianame hazırlanır ve sonra da kişi infaz edilir.

“İleri atılmak” üzere menzile odaklanmış Yeni Türkiye’nin ise bu tür ayak bağlarına tahammülü yok. O yüzden artık “bazı suçlular” mahkeme salonlarında değil, bulundukları yerde cezalandırılıyor. Bu konuda devletin, iktidarın kolluk güçlerine verdiği talimatlar hepimizin hafızasında taptaze.

HAKKÂRİLİ KÖYLÜNÜN SUÇU ÖLDÜRÜLDEKTEN SONRA ‘ANLAŞILMIŞ!’

Kurban Bayramı arifesinde Hakkâri’nin Talê Köyü yakınlarında insansızlık görünümü verilmiş bir hava aracı, köylülere bomba yağdırdı.

Hakkâri Valiliği ertesi gün (1 Eylül) “ölüm cezasını” şöyle gerekçelendirdi:

“Hakkâri-Merkez İlçe Oğul Köyü Kanireş Çeşmesi bölgesinde tespit edilen (1) dinamik hedefe [(4) BTÖ mensubu], 31 Ağustos 2017 Perşembe günü saat 15.30 sıralarında, SIHA (BAYRAKTAR) ile (1) bomba atılmıştır. Söz konusu atış neticesinde, (4) BTÖ mensubunun etkisiz hale getirildiği değerlendirilen bölgede, teröristlerle toplantı halinde bulundukları sonradan anlaşılan İbrahim SAK ve Musa TARHAN isimli işbirlikçiler hafif şekilde, Mehmet TEMEL ve İsmail AYDIN isimli işbirlikçiler ise ağır şekilde olmak üzere toplam (4) işbirlikçinin yaralandığı, kendi imkânları ile Hakkâri Devlet Hastanesine giderek tedavi altına alındıkları tespit edilmiştir. Söz konusu yaralanan işbirlikçilerden Mehmet TEMEL, Hakkâri Devlet Hastanesinde tedavi altında iken vefat etmiştir.”

Açıklamayı dikkatle okuyunca Hakkâri Valiliği’nin olaya iştiraki alenileşiyor. Valilik, köylülerin “teröristlerle toplantı halinde bulunduklarının” sonradan anlaşıldığını ifade ettiğine göre, köylülere bomba yağdırıldığında henüz bir “suç tespiti” yoktu. Ayrıca valilikler ne zamandan beridir yargı makamı gibi hareket edip karar verebiliyor!

Hadi bunu geçelim, valilik neden köylülerin toplantı halinde olduğuna dair hiçbir delil sunamıyor. Belli ki elinde buna dair ne bir görüntü, ne bir kayıt ne de herhangi bir kanıt var.

Velev ki ellerinde böyle bir delil var!

Bırakın “teröristlerle toplantı halinde olmak” suçunu, “terörist olmak” hangi kanuna göre öldürülme sebebi? Hangi kanunda öldürme cezası var? Valilik, kısa açıklamasına köylüler için dört defa “işbirlikçiler” sıfatı koyunca işlenen infaz suçunun meşrulaştırabileceğini mi zannediyor!

Ayrıca devletin elinde, köylülerin “işbirlikçi” olduklarına dair bir delil yok ama diyelim ki var! Dünyanın hangi yerinde, Türkiye’nin hangi kanununda “işbirlikçilik” öldürülme sebebi?

YERLİ OTOMOBİL YAPAMAYAN TÜRK MÜHENDİSLER SİHA YAPTI!

Gelelim şu silahlı ama sözümona “insansız” hava araçlarına. Bu araçlar, idam cezasının olmadığı Türkiye’nin yeni idam mangalarıdır. Yeni Türkiye’nin JİTEM’i SİHA değil de nedir?

SİHA’ların JİTEM’den tek farkı, faili peşinen ve profesyonel bir biçimde meçhulleştirilmiş olmasıdır. Peki devlet bu profesyonel akla nerede kavuştu? Elbette Roboski’de!

28 Aralık 2011 tarihinde devlet, Roboski’de 34 köylüyü, “insanlı” hava araçlarıyla bombalayarak öldürdü. Bu katliama yönelik büyük tepkiler karşısında Türk usülü bir “hukuk” işletildi. O hukuk, askerle sivil yargı arasındaki git-gel oyunuyla işletildi, TBMM bünyesindeki araştırma komisyonu katliama yönelik tepkileri dindirmek için oyuna dahil edildi ve nihayet Roboski’nin faillerinin izi kaybettirildi. Savaş uçağının kullanıcısı hiçbir zaman açıklanmadı ve böylece fail, “insansızlaştırıldı.”

Fakat bu süreç devleti epey “yordu.” Bunun üzerine yeni bir teknoloji geliştirildi. Bu tür infazlara son verilmeyeceğine göre, failin sistematik olarak değiştirilmesi, gizlenmesi, insansızlaştırılması gerekiyordu; öyle de yapıldı. Artık infazları sözümona “insanlar değil”, “makinalar” yapacaktı. Yerli otomobil bile yapamayan Türk mühendisler, havada 24 saat durabilen, pilota bile ihtiyaç duymayan silahlı araçlar geliştirdi ve 2015’te silahlı kuvvetlere hediye etti!

“İnsansızlaştırılmış” araçlar “yanlışlıkla” bir vatandaşı öldürdüğünde, gerekçe çok basit olacaktı: “Teknik hata.” Yani “makina” hata yapmış, hepsi bu!

İçişleri Bakanı’nın Hakkâri köylüsü Mehmet Temel’in öldürülmesinden sonra dediği gibi: “Bir takım hatalar, eksiklikler olabilir.” Ne de olsa devrede olan bir makina.

Fakat böyle bir “makinanın” kendisi yasal olamaz! Çünkü en ağır suçları bile işlemiş olan insana “dur ihtarı”, “teslim ol” çağrısı yapılması, o insanın yakalanması, kanun önüne çıkarılması gerekiyor. Oysa bu araç, kanunda olmadığı için ölüm cezası veremeyen mahkemeleri tanımamak üzere üretilmiş. Aşağıda “tespit ettiği” insanlar hakkında hüküm verip infaz kararı verebiliyor.

TESLİM OL ÇAĞRISINDAN SİHA’YA

1990’larda devlet bünyesinde veya korumasında yasadışı faaliyet gösteren ve sistematik olarak insan öldüren şebekeler sır gibi saklanırdı. JİTEM o yüzden devasa bir karanlık kuyu olarak orta yerde duruyordu. Hiçbir devlet yetkilisi bu insan kaybetme ve öldürme şebekesinin varlığını kabul etmeye yanaşmaya bile cüret edemiyordu.

JİTEM ve türevi yapılar eliyle örtülemeyen infazlar içinse çeşitli klişeler hem devlet hem de onun sözcüsü olan Türk medyası tarafından kullanılırdı. İlkin “teslim ol çağrısına silahla karşılık veren” klişesiyle cinayetler, infazlar meşrulaştırılmaya çalışılırken daha sonra bunun yerini, öldürenin elini daha da rahatlatan “dur ihtarına uymama” klişesi getirildi.

“Teslim ol çağrısına silahla karşılık veren”den “dur ihtarına uymayan” klişesine geçiş, yaşam hakkı ihlali konusunda ürkütücü bir eşiğin daha aşılması anlamına geliyordu. Çünkü bir kişinin öldürülmesi için artık silahla karşılık vermesine de gerek yoktu, kaçması yeterliydi. Yani 13 polis kurşunuyla öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz’a yapıldığı gibi, öldürdükten sonra başucuna bir kalaşnikof koymaya bile gerek kalmamıştı.

Fakat Yeni Türkiye ne JİTEM gibi meçhulleştirilmiş faillere, ne de infazları meşrulaştırmak için “teslim ol çağrısına silahla karşılık veren” klişesini kullanmaya ihtiyaç duyuyor. Dolayısıyla devletin idam cezasını getirme işini yavaştan alması, olsa olsa idamın elini yavaşlatması ihtimalinden kaynaklanıyor. Çünkü idamın uygulanabilmesi için zanlının yakalanması, uzun bir tahkikat sürecinin işletilmesi, güçlü ve ikna edici gerekçelerin sunulması gerekecek.

Oysa halihazırda idam mangaları gökyüzünde rahatlıkla dolaşabiliyor, devlete de bunun delilsiz gerekçelerini web sitelerine koymak kalıyor.


İrfan Aktan kimdir?Gazeteciliğe 2000 yılında Bianet’te başladı. Sırasıyla Express, BirGün, Nokta, Yeni Aktüel, Newsweek Türkiye, Birikim, Radikal ve birdirbir.org ile zete.com web sitelerinde muhabirlik, editörlük veya yazarlık yaptı. Bir süre İMC TV Ankara Temsilciliği’ni yürüttü. “Nazê/Bir Göçüş Öyküsü” ile “Zehir ve Panzehir: Kürt Sorunu” isimli kitapların yazarı. Halen Express, Al Monitor ve Duvar’da yazıyor.

Tags: AKPdevletidamİdam cezasıJİTEMRoboskiSİHASilahlı İnsansız Hava Aracı
ShareTweetSend
Previous Post

Kürdistan’ın referandum çıkmazı: Tarihi fırsat mı, oyun mu?-Fehim Taştekin

Next Post

Nürnberg Partizan`dan MLPD `nin seçim çalışmalarına destek…

Next Post

Nürnberg Partizan`dan MLPD `nin seçim çalışmalarına destek...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • AGEB: Yunanistan Gündemi – Ekim 2024
  • İsviçre’de Gençliğin Durumu?
  • AGEB: Almanya Gündemi Şubat 2024
  • AGEB Siyasi Perspektif Yazısı – Şubat 2024

AGEB PROGRAMI

AGEB PROGRAMI

PROGRAMI OKUMAK VE İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

DUYURULAR

AGEB Duyuruları

BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR!

HİNDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ (MAOİST) GENEL SEKRETERİ BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR! Hint gerici-faşist devleti Hindistan’da HKP(Maoist) öncülüğünde sürdürülen devrimci ...

29 Mayıs 2025
Duyurular

“İSTANBUL TKIS BLİNDS PERDE” İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM!

Hollanda merkezli HUNTER DOUGLOS firması 30 Ekim 2024 tarihinden bu yana İstanbul’da bulunan TKIS BLİNDS Perde işçilerinin, başta sendikal hak ...

1 Mart 2025
Duyurular

İSVİÇRE’DE AGEB PANELİNE ÇAĞRI

AGEB Basel'de 16 Mart 2025 tarihinde "Emperyalist Savaşlar, Hapishaneler, Göç ve Şovenizm" konulu Panel gerçekleştirecek. Emperyalist Kapitalizmin dünyada barbarlığını artan boyutta sürdürdüğü, ...

1 Mart 2025
AGEB

AGEB 3. KOLEKTİF TATİL KAMPI’NDA BULUŞALIM!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl 3. Kolektif Tatil Kampımızı 21 Temmuz- 06 Ağustos 2025 tarihleri arasında Yunanistan/Nafplio ...

23 Ocak 2025
AGEB Duyuruları

AGEB ve ADHK Panelleri

Emperyalist savaş kıskacında; Ortadoğu’da gelişmeler ve Türk Devletinin çıkmazı! Emperyalist-kapitalistlerin dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçilere yönelik artan saldırıları ...

4 Aralık 2024
Duyurular

1 Mayıs’ta Alanlara!

1 MAYIS’TA HAKLARIMIZI SAVUNALIM, EMPERYALİST YAĞMAYA KARŞI DURALIM! Uluslararası işçi sınıfının ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 ...

25 Nisan 2024
AGEB Duyuruları

İTİF 28. Kongresine davet

AGEB bileşeni olan İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu (İTİF), 28. Kongresini “Derinleş̧en çeliş̧kilere, yoğunlaşan baskı ve saldırılara karşı örgü̈tlenelim, mü̈cadele edelim!” ...

29 Mart 2024
AGEB Duyuruları

AGEB 2. Kolektif Tatil Kampında Buluşalım!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl düzenleyeceğimiz 2. Kolektif Tatil Kampımızı 20 Temmuz- 06 Auğustos 2024 tarihleri arasında, ...

15 Mart 2024
Duyurular

AGEB 5. Yıl Etkinliği

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği ( AGEB ) kuruluşunun 5. yılı nedeniyle 2 Mart Cumartesi günü İsviçre’nin Zürih kentinde kitleye açık ...

14 Şubat 2024
AGEB

Politik Mültecilere Yönelik Artan Saldırılara Son!

Avusturya’da politik mülteciliğe başvuran Özgür Doğan’a altı yıl sonra red ve iade kararı verildi 2014-2017 yılları arasında Rojava’da IŞID barbarlığına ...

13 Eylül 2023

Avrupa Haber Sosyal Medya

AGEB Sosyal Medya

LİNKLER

  • Yeni Demokrasi
  • Partizan
  • Partizan Medya
  • Partizan Arşiv
  • PŞTA
  • İşçi Köylü Kurtuluşu
  • İbrahim Kaypakkaya
  • Yeni Demokrat Gençlik
  • Yeni Demokrat Kadın
  • Umut Yayımcılık
  • Red Herald
  • Dem Volke Dienen
  • ETHA
  • Fırat Haber Ajansı
  • Gazete Patika
  • Avrupa Demokrat
  • Avrupa Postası
  • Kızıl Bayrak
  • İHD
  • Avrupa Sürgünleri

HAKKIMIZDA

avrupahaber11.org web sayfası AGEB – Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği Resmi sitesidir.

 

ARŞİV

SON EKLENENLER

3. AGEB TATİL & KOLEKTİF KAMP AÇILIŞI YAPILDI

24 Temmuz 2025

Anti-Emperyalist Lig tarafından Strasbourg’da afiş çalışmaları gerçekleştirildi

21 Temmuz 2025

Hamburg-Billstedt’te Filistin direnişiyle dayanışma mitingi

21 Temmuz 2025

FACEBOOK’TA TAKİP EDİN

  • Anasayfa
  • AGEB
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Avrupa Gündemi
  • Dünya haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi