3 Haziran 2025 - Salı
  • HAKKIMIZDA
  • AGEB Açıklamaları
  • AGEB Programı
  • Türkçe
    • العربية
    • 简体中文
    • Nederlands
    • English
    • Français
    • Deutsch
    • Italiano
    • كوردی‎
    • Português
    • Русский
    • Español
    • Türkçe
Avrupa Haber
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
Avrupa Haber
No Result
View All Result

RÜZGÂRLARIN ÖNÜNDE KURU BİR YAPRAK GİBİ – Hasan Aksu

23 Haziran 2018
in Seçtiklerimiz
0
SHARES
Facebook`da PaylaşTwitter`da PaylaşWhatsapp`da Paylaş

RÜZGÂRLARIN ÖNÜNDE KURU BİR YAPRAK GİBİ

Unutulmaz bir şarkı vardı; “Rüzgârların önünde kuru bir yaprak gibi sürükleneceksin .” Altmışlı yetmişli yıllarda Zeki Müren tarafından söylenirdi. Şarkının adı ” Sen kimseyi sevemezsin sevmeyeceksin” di. Çocukluğumda ve gençlik yıllarımda bu şarkıyı çok severdim ve bugünde severek söylüyorum. Günümüz Türkiye ‘sine bu şarkı uygunluk gösteriyor. Ülkemizde bir rüzgâr esiyor ve bu rüzgâr etkisi dört bir yanı etkileyerek devam ediyor. Bu manada rüzgârın esintisi değişik şiddette etkisini gösterir. Rüzgârın esintisi bazen bir melodi olur insanın ruhuna, bedenine dokunur, etkisiyle bedeni okşar, insanı rahatlatır. Bazen ise rüzgar şiddetini artırır, insanın doğaya verdiği zarara sızlamış ve inlemiştir. Rüzgârın her esintisi çok çeşitli sesler bize iletir. Rüzgârın çıkaramayacağı hiçbir ses yoktur. Rüzgâr bütün melodisini insana sunar. Rüzgâr esintisiyle kalmaz, birde rüzgârın estiği yön vardır, bu rüzgârın en etkili ve belirleyici  özelliğidir. Çünkü esen rüzgâra adını vermemizin en belirleyici niteliği hangi yönden estiğini bilmemiz gerektiğidir. İnsan havayla çevrili rüzgârın esen  yönünden etkilenir. Rüzgârın şiddetinde artış oldukça çevresine vurduğu darbelerde oldukça etkili olur. Rüzgârın esen yönünü bilmeyen insanı dört bir yanda çevreler, etkiler, kuru bir yaprak  misali esen şiddetli rüzgârın önünde uçurum kenarına düşürür. Bir adım kalmıştır uçurumdan aşağı yuvarlanmaya…
Bu bir fırtınadır, Rüzgar fırtınanın topladığı  her şeyi  içine alır ve karşı konulmaz bir şekilde önünde sürükler. Bu çok zaman doğada olduğu gibi  insanda da fiziksel tahribatlar yaratır. Alınan tahribatın yeniden tesisinin mümkünü yoktur. Dağların ağır sarsıntısına, ormanların, börtü- böceğin  ve tüm canlıların toplu yok olmasını da beraberinde getirir. Rüzgâr bu fırtınalı  toplu sürükleyici özelliğini bir şarkı, yada melodik şekilde gerçekleştirir. Ezici çoğunluk kulağa hoş gelen şarkı ve melodik  sesin ruhu okşayışına aldanır, rüzgârın hangi yönden estiğini pek kestiremez, bilemez. Esen rüzgârın yönüne uygun önlem almaz ve kendini eden rüzgârın akışına bırakır. Bu canlı organizmanın ya felç olmasına yol açar, yada yok olmasını beraberinde getirir. Aslında rüzgâr  korkunç derecede kudretli, masallarda  anlatıldığı kadar canavar kadar korkunç,  yumuşak esintisiyle çocuktur, cıvıl cıvıl öten kuştur. Gözle görülmez, esintisi dağları, ormanları, ağaçları, denizde ve nehirlerde, otlara esintisi toplumsal bir dalga gibi hareket halinde görülür. Rüzgâr toplumsal sosyolojide çoğulu temsildir. İnsanda rüzgârın esintisi nefesle algılanır, nefesle rüzgâr mitolojik olarak birbiriyle “özdeşlik “ olarak kabul edilir. Rüzgârın hangi şiddette ve yönde estiği insanda nefesle algılanır, özdeşleşir. Tamda bu gerçeklik dipten gelen dalganın yönünü doğru tespit etmemizi gerekli kılmaktadır.
Görünmez kitlenin dipten gelen dalgada hangi yöne  estiğini iyi okumak gerekiyor. Aksi halde esen rüzgârın çekiciliğine kapılıp bir anda kendimizi niteliksel özümüzden kopuşun ortasında bulabiliriz. Daha ileri gideyim; programda, taktik ve  stratejide ciddi kaymalar yaşanabilir. Rüzgârın estirdiği fırtınalara önceden önlem almaz ve engin denizin derinliklerinde dört yanı sarılı dalgaların akıntısında kolayca kalabilirsin. Seni sarmalayan rüzgârın kopardığı fırtınalar denizinde boğulabilirsinde… Denizin evrenselliğinde var olan gizemi çözemezsin. Rüzgarın denizde kopardığı derin dalgaların akıntısında kendiliğinden bir sürecin sürevencisi olup geçmişini  yenilik adına bir çırpıda tasfiye eden olursun. Kor kor  ateşleri ellerinle taşıma cüret ve cesaretini göstermeyip, ateşin yakıcılığında korkup külü avuçlamayı esasına koyarak çeşitli gerekçeleri sığınak görme yanlışına düşmüş olursun.
Kendi özünü inkar  etmeye yanacağına, senin gibi düşünmeyenleri en paslı silahlarla vurmayı deneyeceksin. Küfür edecek kadar küçülecek, “seçimleri boykot eden bu doğrultuda görüşlerini yazan, yayan, örgütleyen arkadaşları AKP ye hizmet ediyorsunuz “diyeceksiniz. Ama “Muharrem İnceyi, Meral Akşener’i, Karamollaoğlu’nu desteklemeyi devrimci sorumluluk, faşizmden kurtulma, demokrasiyi yeniden tesisi etmek” göreceksin. Ve siz kristal özünüzü bir kanara bırakarak esen rüzgarların önünde kuru bir yaprak gibi sürükleneceksin bunun adı da devrimcilik ve komünistlik olacak. Yazıklar Yazıklar olsun size, tartışma tarzınıza ve tekçi  ötekileştiren yönteminize…Devletin özünü faşist karakterini görmeyen, faşizmin sürekliliğini inkar eden bir düşün tarzının vardığı nokta bu olsa gerek. El birliğiyle yeniden diriltin Kemalizm’i, size yakışır. İzmir marşını hep bir ağızdan avazınız çıktığı kadar gür sesle söyleyin. Olmadı Muharrem İnceyi umudunuz diye dağa taşa yazın. Çürümüş faşist devletin iki ucu boklu degneğini sakın elinizden eksik etmeyin… Yakışır size, bize küfür, hakaret, aşağılamaya, düşman göstermeye devam edin. Bilin ki, biz bu sekter, devrimci olmayan saldırıları geçmişte çok gördük, bii fiil yaşadık.

Bakın yetmişli yılların ortalarına doğru (1974 yılında) böylesi benzer bir rüzgârı Ecevit başlatmıştı. Zeytinburnu’nda 500 bin kişinin katıldığı bir mitin yapmıştı. Esen rüzgârın etkisinde KAYPAKKAYA  çizgisini savunanlar hariç bilumum diğer devrimci örgütler, reformistler, parlamenterist – reformistler ve TiP, TKP gibi sosyal faşist partiler vb. Rusya yanlısı  örgütler CHP yi desteklediler. Ecevit’in sosyal demokrat solu temsil ettiğini meydanlarda bağırdılar, rüzgârına yelken açtılar. Boykotu savunan bizleri tecritte, teşhire baş vurdular. Bir bölümü ise bizleri ” maceracı, anarşist, goşist vb”  gördüler. Tarih tekerrürden ibaretmiş gibi bugün benzer şeyleri yaşıyoruz. Aynı buğun gibi, Ecevit üzerinden Kemalizm rüzgârı  esiyordu. Kaypakkaya yi temsil eden bizler dışında, herkes rüzgâra kapılmış esen fırtınaya kapılmış seçimleri ve Ecevit’i  savunuyordu. Bizleri linç etme, alanlara sokmama gibi politik tutum takınıyorlardı.  Biz ise çok küçük bir gruptuk, ancak inandığımız çizgiyi karartıca savunuyor, ajitasyon ve propaganda çalışmaları yapıyorduk.
Bütün saldırılara aldırış etmeden Ecevit’in ve CHP’ nin faşist karakterli olduğunu, bizim gibi ülkelerde faşizmin sürekli olduğunu, milli meselede ulusların kendi kaderini kendilerinin tayin etmesini kayıtsız şartsız savunduğumuz, bunun her konuda desteklediğimiz anlamı taşımadığına vurgu yaparak, parlamentonun ülkemizde örtülü faşizmin ahırı olduğunu savunduk. Başından günümüze Türkiye’de  devlet yönetim şeklinin faşizm olduğunu savunduk. Kemalizm’in ırkçı faşizm olduğunu savunduk ve günümüze kadar bu görüşümüzün savunucusu olduk. Aramızdaki en önemli farklar bunlar.

Ayrıca herkes bilinmeli ki, HDP bizim düşmanımız bir parti değil, aksine devrimin dostu bir partidir. Ancak bugün seçimlere katılmasını doğru görmüyoruz, eleştiriyoruz. Bu bizim kristal olmamızdan kaynaklanıyor. Seçimleri boykot edenleri düşman görenler, düşmana saldırır tarzda saldıranlar şunu bilmeli ki sular durulacak ve kimin haklı olduğuna tarih karar verecektir. Esen rüzgârın yarattığı fırtınaya kapılanlar önce yönünü kaybedenler nerelere savrulduğunun muhasebesini yapmalılar. Seçimleri demokrasinin öznesi görenlere kolay gelsin . Hiç birşey bitmedi daha.

22.06.2018

Tags: hasan aksuHDPKaypakkayakemalizmparlamenteristseçimleri boykot
ShareTweetSend
Previous Post

Georges Abdallah’a Özgürlük Eylemi

Next Post

Zaferin Teminatı Devrimci Kitlelerdir!

Next Post

Zaferin Teminatı Devrimci Kitlelerdir!

  • AGEB: Yunanistan Gündemi – Ekim 2024
  • İsviçre’de Gençliğin Durumu?
  • AGEB: Almanya Gündemi Şubat 2024
  • AGEB Siyasi Perspektif Yazısı – Şubat 2024

AGEB PROGRAMI

AGEB PROGRAMI

PROGRAMI OKUMAK VE İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

DUYURULAR

AGEB Duyuruları

BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR!

HİNDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ (MAOİST) GENEL SEKRETERİ BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR! Hint gerici-faşist devleti Hindistan’da HKP(Maoist) öncülüğünde sürdürülen devrimci ...

29 Mayıs 2025
Duyurular

“İSTANBUL TKIS BLİNDS PERDE” İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM!

Hollanda merkezli HUNTER DOUGLOS firması 30 Ekim 2024 tarihinden bu yana İstanbul’da bulunan TKIS BLİNDS Perde işçilerinin, başta sendikal hak ...

1 Mart 2025
Duyurular

İSVİÇRE’DE AGEB PANELİNE ÇAĞRI

AGEB Basel'de 16 Mart 2025 tarihinde "Emperyalist Savaşlar, Hapishaneler, Göç ve Şovenizm" konulu Panel gerçekleştirecek. Emperyalist Kapitalizmin dünyada barbarlığını artan boyutta sürdürdüğü, ...

1 Mart 2025
AGEB

AGEB 3. KOLEKTİF TATİL KAMPI’NDA BULUŞALIM!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl 3. Kolektif Tatil Kampımızı 21 Temmuz- 06 Ağustos 2025 tarihleri arasında Yunanistan/Nafplio ...

23 Ocak 2025
AGEB Duyuruları

AGEB ve ADHK Panelleri

Emperyalist savaş kıskacında; Ortadoğu’da gelişmeler ve Türk Devletinin çıkmazı! Emperyalist-kapitalistlerin dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçilere yönelik artan saldırıları ...

4 Aralık 2024
Duyurular

1 Mayıs’ta Alanlara!

1 MAYIS’TA HAKLARIMIZI SAVUNALIM, EMPERYALİST YAĞMAYA KARŞI DURALIM! Uluslararası işçi sınıfının ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 ...

25 Nisan 2024
AGEB Duyuruları

İTİF 28. Kongresine davet

AGEB bileşeni olan İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu (İTİF), 28. Kongresini “Derinleş̧en çeliş̧kilere, yoğunlaşan baskı ve saldırılara karşı örgü̈tlenelim, mü̈cadele edelim!” ...

29 Mart 2024
AGEB Duyuruları

AGEB 2. Kolektif Tatil Kampında Buluşalım!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl düzenleyeceğimiz 2. Kolektif Tatil Kampımızı 20 Temmuz- 06 Auğustos 2024 tarihleri arasında, ...

15 Mart 2024
Duyurular

AGEB 5. Yıl Etkinliği

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği ( AGEB ) kuruluşunun 5. yılı nedeniyle 2 Mart Cumartesi günü İsviçre’nin Zürih kentinde kitleye açık ...

14 Şubat 2024
AGEB

Politik Mültecilere Yönelik Artan Saldırılara Son!

Avusturya’da politik mülteciliğe başvuran Özgür Doğan’a altı yıl sonra red ve iade kararı verildi 2014-2017 yılları arasında Rojava’da IŞID barbarlığına ...

13 Eylül 2023

Avrupa Haber Sosyal Medya

AGEB Sosyal Medya

LİNKLER

  • Yeni Demokrasi
  • Partizan
  • Partizan Medya
  • Partizan Arşiv
  • PŞTA
  • İşçi Köylü Kurtuluşu
  • İbrahim Kaypakkaya
  • Yeni Demokrat Gençlik
  • Yeni Demokrat Kadın
  • Umut Yayımcılık
  • Red Herald
  • Dem Volke Dienen
  • ETHA
  • Fırat Haber Ajansı
  • Gazete Patika
  • Avrupa Demokrat
  • Avrupa Postası
  • Kızıl Bayrak
  • İHD
  • Avrupa Sürgünleri

HAKKIMIZDA

avrupahaber11.org web sayfası AGEB – Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği Resmi sitesidir.

 

ARŞİV

SON EKLENENLER

HKP(Maoist) şehitleri İsviçre, Fransa ve Hollanda’da pankart, afiş ve duvar yazılamaları ile selamlandı

2 Haziran 2025

HKP Maoist önderi Yoldaş Basavaraj ve 27 Halk Savaşçısı’nın Katledilmesi Avrupa’da Protesto Edildi

1 Haziran 2025

15. Dersim Festivali gerçekleştirildi

1 Haziran 2025

FACEBOOK’TA TAKİP EDİN

  • Anasayfa
  • AGEB
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Avrupa Gündemi
  • Dünya haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi