Lyon kentinde Paris’te ACTIT ve YS’ye yönelik gerçekleştirilen faşist saldırıya karşı ACTIT, Partizan ve Mezopotamya-Komel’in çağrısıyla ,”Faşizme geçit yok” şiarıyla bir eylem gerçekleştirildi.
Mezopotamya, ACTIT ve Young Strugle adına konuşma yapan temsilciler ; “Faşizme karşı ortak mücadelenin önemi ve bu türden faşist saldırılara cevabın, sokakta örgütlü mücadele ile mümkün olacağına” vurgu yaptılar.
Partizan temsilcisi ise yaptıgı konuşmada şunlara değindi;
“Yoldaşlar, anti-faşistler, devrimciler, sendikalistler, mücadele içindeki gençler!
Bugün burada toplanmamızın nedeni, göçmen işçilerin mücadelesine ve anti-faşist ve anti-emperyalist bir cephenin inşasına kendini adamış Türkiyeli devrimci bir örgüt olan ACTIT’ten arkadaşlarımızın alçakça bir saldırıya, faşist bir saldırıya uğramış olmasıdır.
16 Şubat Pazar günü, KOB WEILLE grubundan yaklaşık yirmi faşist, bıçak ve palalarla örgüt binasına saldırarak Young Struggle arkadaşlarımıza şiddetle saldırmış ve birini ağır şekilde yaralamıştır.
Peki giderken ne diye bağırdılar? “Paris Nazi’dir!”
Ancak bunu bilsinler ki: Paris asla Nazi olmayacak! Paris Komün’ün, grevci işçilerin direnişinin ve halk ayaklanmalarının şehridir ve öyle kalacaktır!
Faşizmi bir kez ezdik, yine ezeceğiz!
Bu saldırı münferit bir olay değildir. İki yıl önce Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi saldırıya uğradı. Faşist bir saldırgan içeri girip ateş açmış, üç arkadaşımızı öldürmüş ve birkaçını da yaralamıştı. Bugün de ACTIT ve Young Struggle hedef alınıyor.
Her seferinde aynı yöntemler: şiddet, terör, baskı.
Her seferinde faşistler için aynı cezasızlık, devletin aynı suç ortaklığı.
Her seferinde, halk direnişini bastırmak için aynı girişim.
Ve Fransız devleti bir kez daha gerçek sorumluları örtbas etmeye çalışıyor.
İçişleri Bakanı Bay Retailleau, Ülkü Ocaklarını suçlayıp dikkatleri başka yöne çekmeye çalışmak istedi, oysa Young Struggle’den arkadaşlarımıza saldıranlar Fransız faşistleriydi!
“Paris Nazi’dir” diye bağıranlar onlardı!
Devletin sessizliği ve eylemsizliği ile koruduğu onlardı!
Ülkü Ocakları’nı biliyoruz. Türk devletinin bekçi köpekleri olduklarını, devrimcileri avladıklarını, Kürtlere zulmettiklerini, diasporaya terör uygulamak istediklerini biliyoruz.
Ancak bu saldırı Fransız faşizminin, Avrupa faşizminin, mücadele ettiğimiz ve yine mücadele edeceğimiz aynı faşizmin eseridir!
Hiç kuşkunuz olmasın: faşizm özerk bir güç değildir. İşçilere karşı, göçmenlere karşı, devrimcilere karşı sistemin bir silahıdır.
Faşizm, krizdeki kapitalizmin silahıdır!
Onlar, zenginleri koruyan, işçileri ezen, aktivistleri kriminalize eden ve aşırı sağın cezasızlıkla hareket etmesine izin veren, özüne kadar çürümüş bir sistemin sonucudur! Kapitalizm ve emperyalizm halk direnişini kırmak için her zaman faşizme ihtiyaç duymuştur!
Ama açık olalım: teslim olmayacağız! Pes etmeyeceğiz! Her faşist saldırıda daha kalabalık, daha kararlı ve daha örgütlü olacağız!
Faşizm, egemenliğini kabul etmeyenlerden her zaman nefret etmiştir!
Dün, 80 yıl önce bugün idam edilen Manuşyan anti-faşist grubu FTP-MOI’nin peşindeydiler. Nazilere karşı savaşan sürgün ve göçmen komünist ve anti-faşist devrimciler.
Bugün ACTIT’e, Kürt devrimcilere, komünist ve anti-faşist aktivistlere dünyanın her yerinde saldırıyorlar.
Türk devleti şu anda Türkiye’de aynı örgütlere saldırıyor!
Paris’te yapılan saldırı, şu anda Türkiye’de devrimcilere ve anti-faşist savaşçılara uygulanan baskının bir yansımasıdır! Türkiye’de yoldaşlarımız hapsediliyor, işkence görüyor ve öldürülüyor. Sürgündeyken izlendiler, tehdit edildiler ve avlandılar. Devrimci güçlerin örgütlendiği her yerde, faşizm onları ezmeye çalışır.
Ancak tarih göstermiştir ki her baskıdan daha da güçlenerek çıkıyoruz!
Bugün burada saldırıya uğrayan ve orada baskı gören yoldaşların kimler olduğunu unutmayalım. Bunlar IŞİD’e karşı savaşan ve Rojava’da mücadeleyi sürdüren örgütlerle aynı örgütlerdir!
Geçmişte olduğu gibi bugün de anti-faşist mücadele uluslararası bir mücadeledir!
Faşizmi dün yendik, bugün yine yeneceğiz!
Bizi korkutmaya mı çalışıyorlar? Biz korkmuyoruz!
Yoldaşlar, bu saldırıya daha fazla örgütlülükle, daha fazla mücadeleyle, daha fazla dayanışmayla, daha fazla mücadele ruhuyla karşılık vermeliyiz!
-Sokakları geri almalı ve asla faşistlere bırakmamalıyız!
Kolektiflerimizi, sendikalarımızı, anti-faşist ve devrimci örgütlerimizi güçlendirmeliyiz!
-Kendimizi savunmalıyız! Aşırı sağın yasaları dikte etmesine asla izin vermemek için hazır, birleşik ve örgütlü olmalıyız!
Paris’i faşist bir şehre mi dönüştürmek istiyorlar? Asla başaramayacaklar! Paris kırmızıdır! Paris anti-faşisttir! Paris işçilere, isyancılara ve devrimcilere aittir!
Gelin hep birlikte haykıralım ki faşistler ve suç ortakları bunu net bir şekilde duysun:
Faşizm geçit vermeyeğız!
Faşistlere merhamet yok!
Yaşasın enternasyonal dayanışma! Yaşasın anti-faşist mücadele!” diyerek konuşmasını sonlandırdı
FUAF, CGT, Solidaire, UCL ve LFİ adına söz alan temsilciler faşizme karşı ACTIT ve Young Struggle ile dayanışma içerisinde olduklarını ifade ettiler.
Fransızların yoğun katılım gösterdiği basın açıklamasında, coşku ve dayanışma yüksekti. Kitlenin coşkulu slogan ve alkışlarıyla eylem sonlandırıldı.
AHM Fransa