9 Mayıs 2025 - Cuma
  • HAKKIMIZDA
  • AGEB Açıklamaları
  • AGEB Programı
  • Türkçe
    • العربية
    • 简体中文
    • Nederlands
    • English
    • Français
    • Deutsch
    • Italiano
    • كوردی‎
    • Português
    • Русский
    • Español
    • Türkçe
Avrupa Haber
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
Avrupa Haber
No Result
View All Result

Lenin’in ölümünden sonra Troçki’nin marifetleri -1

7 Eylül 2017
in Seçtiklerimiz
0
SHARES
Facebook`da PaylaşTwitter`da PaylaşWhatsapp`da Paylaş

“Marksist Leninist Propaganda” Facebook grubundan alınan bu yazı aslında Tarih olmuş bir tartışma olan Troçki-Stalin meselesidir. Ancak özellikle “Troçkist muhalefet” anlayışının özünü vermesi açısından önemlidir. Partizan çevresinin içinden geçtiği süreci bir yönüyle anlamak için faydalı olacaktır. Yazının uzunluğundan kaynaklı iki bölüm halinde yayınlıyoruz.

 

 

Lenin’in ölümünden sonra Troçki’nin marifetleri

Partinin “konuk” üyesi Troçki!

Lenin’in ölümünden sonra Troçki devrim ve tek ülkede sosyalizmin inşası konusunda devrim ve sosyalizmin inşası için mücadele edeceği yerde eski yaraları kaşıdı ve ülkede sosyalizmin inşası gündemleşince gelişmeye takoz koyan tartışma alevlendi ve sürekli devrim teorisi bir kez daha masaya yatırıldı. Bolşevizm ve Troçkizm’in sürekli devrim yorumu birbirine tamamen zıt anlayışları ifade ediyordu. Troçkist sürekli devrim teorisi tek ülkede devrimi ve sosyalizmin inşasını, somutta da SSCB’nde sosyalizmin inşasını reddediyor ve sosyalizmin zaferini diğer ülkelerde proletaryanın zaferine bağımlı kılıyordu. Buna karşın Bolşevizm’in sürekli devrim teorisi, başlangıçta tek ülkede olunsa da veya başka ülkelerde devrimler gerçekleşmediği için tek ülke olarak kalınsa da ülkenin bütün olanaklarının kullanılmasıyla sosyalizmin başarıyla inşa edilebileceğini savunuyor. Lenin sürekli devrim anlayışını defalarca dile getirmiş ve bu devrimden, devrimin bütün ülkelerde proletaryanın zafere ulaşmasına kadar kesintisiz sürdürülmesini anladığını açıklamıştır.

Lenin’in ölümünden sonra Troçkizm, sosyalizmin inşasını engelleyici tarzda SSCB’nde sosyalist inşayı reddetmiştir. Bu ret Troçkizm’in göze batan en önemli özelliklerinden birisi olmuştur. Troçkizm’in SSCB’nde sosyalizmin inşasını engelleyici reddi Troçkizm ile Bolşevizm arasındaki tartışmanın oldukça acımasız olmasını beraberinde getirmiştir. Sonuçta, Troçkizm sürekli devrim anlayışını ilkesel seviyede ele almasından dolayı bu sorun parti ile ilişkilerinde belirleyici çatışma olmuştur…

SSCB’nde sosyalizmin inşasını engelleyici reddi, sonuçta Troçkizm’i parti mücadele ve yaşamında, yeni toplumun kurulmasında ve sosyalizmin inşa mücadelesinde giderek pratikte sürekli yıkıcı bir konuma götürmüştür. Troçkizm’in Bolşevizm’e, SSCB’ne ve sosyalizmin inşasına karşı mücadelesi, teori ve tartışma olmaktan çıkarak fiili karşı koyuşa dönüşmüştür. Bolşevik Parti, Troçki’nin başına buyruk eyleyişine, disipline uymamasına onu partiden atmakla cevap vermişti, ama iş bu noktaya gelene kadar da aradan çok zaman geçmişti.

Lenin’in ölümünden sonra Troçki, partide belirleyici önder konuma gelme mücadelesini yoğunlaştırdı. Kendini, Lenin’in halefi olarak görüyordu. Ama başkalarının entrikalarından dolayı Lenin’in halefi olamadığını anlatıyordu. “Hayatım”da bu konuyla ilgili gerçekten “garip” hikayeler okuyabilirsiniz. O “garip” hikayelerden örnekler verelim.

“Doktorlar bana yataktan çıkmayı yasakladılar. Sonbahar ve kış boyunca yatmak zorunda kaldım. Yani “Troçkizm”e karşı yürütülen 1923’teki bütün tartışma boyunca hasta yatağındaydım. Bir devrim, bir savaş öngörülebilir, ama sonbaharda ördek avının sonuçları öngörülemez.
Lenin Gorki’de yatıyordu, ben ise Kremlin’de. Taklitçiler komplonun çemberini genişletiyorlardı” (46).

İnsanın “kader utansın” diyeceği geliyor; Lenin hasta, Troçki hasta. Lenin Gorki’de yatağa bağlanmış. Troçki de Moskova’da yatağa bağlanmış Ve meydan “taklitçiler”e kalmış. Engelleyebilecek olanlar (Lenin ve tabii ki Troçki) etkisiz kaldıkları için “taklitçiler” etki alanlarını, komplolarının çemberini durmaksızın genişletmişler! Lenin hasta, Troçki hasta ve baş “epigon” (“taklitçi”) Stalin, Troçki’nin Lenin’in halefi olmasını engelliyor! Tabii ki, böyle bir durumda “ne yapalım Troçki, kader utansın” denmelidir!

Troçki’ye göre Troçkizm’e karşı tartışmalar daha Lenin’in sağken, 1923’te başlamıştı. Şu talihsizliğe bakın ki, sonbahar başlangıcında Troçki ördek avına gider, bataklığa gömülür ve soğuk alır. Yani Troçki ördek avına çıkmasaydı veya çıksa da bataklığa gömülmeseydi veya bataklığa gömülse de üşütmeseydi SSCB’nin gelişme yazgısı tamamen başka olacaktı!

Talihsizlik Troçki’nin peşini bırakmaz. Troçki, yataktan kalkacak kadar iyileştikten sonra tamamen iyileşmek ve dinlenmek için Sohum’a (Gürcistan) gider. Lenin’in ölüm haberini Tiflis’te alır. Üzüntüden kendinden geçer ve daha kötü gelişmelerin olacağını öngördüğü aklına gelir. Çok uzakta olduğu için müdahale edecek durumda değildir. Yani “entrikalar”la karşı karşıya kalmıştır. Lenin’in ne zaman defnedileceği üzerine kendisine yalan söylenmiştir. Böylece defin gününde Moskova’ya gelmesi ve cenazeye katılması engellenir…

Troçki’nin mistik tarih anlatımına göre gelişme nasıl olabilirdi? Troçki cenazeye katılmasının siyasi anlamının olağanüstü önemli olduğu ve katılmış olsaydı SSCB’nde ve tabii ki bütün dünyada gelişmenin yönünün değişeceği mesajını vermeye çalışıyor. Ve nihayet Sohum’da ilham geliyor, ilahi güç sesleniyor: Partiye, Stalin’e, Leninizm’e, sosyalizmin inşasına karşı mücadele etmek zorundasın!

“Hayatım”da yazıyor Troçki:

“Sohum’da denize bakan bir balkonda yüzüm denize dönük olarak günlerce yattım. Ocak ayında olunmasına rağmen güneş pırıl pırıldı ve gök yüzü sıcaktı … Yüksek ateşin sürekli hissi, Lenin’in ölümüyle (bağlam içinde) delici düşüncelerle karışıyordu … Deniz havasını teneffüs ederek bütün varlığımla, taklitçilere karşı mücadelede tarihsel hakkın benim tarafımda olduğuna kesinlikle” inanıyordum” (47).

Ve deniz havasının da yardımıyla Troçki’nin ne yapması gerektiği konusunda kafası tamamen açılmıştır: Tek haklı kendisidir, başka haklı olan yoktur. Bu nedenle partiye, onun kararlarına ve tabii o kararların alınmasında etkili olan “taklitçiler”e, başta da Stalin’e karşı mücadeleyi neye mal olursa olsun sürdürmek artık Troçki’nin mesleği olmuştur. Öyle ki Troçki, partinin kendine tavır almasından başka yol bırakmayacak derecede partiye saldırmaya başlamıştır. Partiye saldırmak için Troçki bir neden, bir vesile yaratıcısı olmuştur. Ama onun en büyük vesilesi sürekli devrim teorisi olmuştur.

Lenin’in ölümünden sonraki birkaç yıllık süreci göz önüne getirelim. Bu dönemde parti, bütün patavatsızlığına, parti ve kararlarına karşı bütün düşmanca hal ve hareketlerine rağmen Troçki’yi kaybetmemek için özen göstermiştir. Öyle ki, Troçki’nin otoritesini korumaya çalışmıştır.

Bu anlamda ve uyarıcı olarak Ocak 1924’te toplanan XII. Parti Konferansı, Troçki tarafından örgütlenen, partiyi yeniden hiziplere izin verilmesi tartışmasına zorlayan muhalefetin platformunu -”46 muhalifin platformu” veya “46’lar platformu”- küçük burjuva sapma olarak mahkum eder. Muhalefet başı Troçki bu değerlendirmeden ders çıkartmaz. Lenin’in ölümünden sonra (21 Ocak 1924) toplanan XIII. Parti Kongresi XII. Parti Konferansı’nın kararlarını onaylar:

“Parti Kongresi, Marksizm’den küçük-burjuva sapma, Leninizm’in revizyonu olarak tanımladığı Troçkist muhalefetin platformunu oybirliği ile mahkum eder ve XIII. Parti Konferansı’nın ‘Parti İnşası Üzerine’ ve ‘Tartışma Sonuçları Üzerine’ bildirgelerini onaylar” (48).

Troçki bundan da ders çıkartmaz. Parti, Troçki ile çatışmayı değil, çalışmayı ön plana çıkarmasına rağmen Troçki, bunu bir zaaf olarak algılamış ve savunma pozisyonunda değil, saldırı pozisyonunda inisiyatifi ele almaya çalışmıştır.

Bu dönem (1925) Troçki’yi en sert eleştirenlerin başında Zinovyev ve Kamenev gelir. Troçki’nin disiplini hiçe saymasının bir ceremesi olmalıdır diyenler yine Zinovyev ve Kamenev’dir. Ocak 1925’te çok sayıda parti örgütünün önerisi nedeniyle MK Plenumu’nda Troçki’nin hal ve hareketi ele alınır. Sonuçta, parti kararlarına uyması konusunda uyarılır. Ama o bu uyarıyı hiçe saymaya devam eder.

Troçki’nin Bolşevik olmayan birisi olmaktan çıkarak, sıradan bir anti-bolşevik olduğunu Şubat 1925’te Leningrad’da yaptığı bir konuşmada söyleyen de Zinovyev’dir. 1925’te Troçki’nin partiden atılmasını talep edenlerin başında Kamenev ve Zinovyev gelir. Stalin ise Troçki’nin partiden atılmasına karşıdır.

1925’te XIV. Parti Kongresinde konuya ilişkin olarak şöyle der:

“Anlaşmazlıklarımız neyle başladı? “Troçki hakkında ne muamele yapılacağı” sorusuyla başladı. Bu, 1924’ün sonundaydı. Leningradlılardan bir grup, başlangıçta, Troçki’yi partiden ihraç etme başvurusunda bulundu. Burada 1924 yılının tartışma dönemini göz önüne getiriyorum. Leningrad İl Komitesi, Troçki’nin partiden ihraç edilmesini talep eden bir karar kabul etti. Biz, yani MK çoğunluğu, bununla hemfikir değildik… Ve biraz mücadele ederek Leningradlı yoldaşları kararlarındaki ihraca ilişkin paragrafı çıkartmaya ikna edebildik. Bir süre sonra, MK, Plenum için bir araya geldiğinde ve Leningradlılar Kamenev’le birlikte ortaklaşa, Troçki’nin derhal Politbüro’dan ihracını istediklerinde, biz muhalefetin bu önerisiyle de hemfikir değildik. MK’da çoğunluğu elde ettik ve Troçki’ye Savaş İşleri Halk Komiseri görevinden el çektirmekle yetindik. Zinovyev ve Kamenev’le hemfikir değildik…” (49).

Troçki, Bolşevik Parti’ye karşı ideolojik mücadeleyi resmen kışkırtmaktaydı. Troçki, Ekim Devrimi’nin “esin kaynağı”ydı, “biricik önderi”ydi, “üst insan”dı, ama partinin başında “en sıradan birisi” olan Stalin duruyordu! Tartışmalar Troçki’nin beklentisinin tam tersi sonuç vardi; SBKP(B), bütünlüğü içinde Troçki’nin yanında değil, karşısında yer aldı…1925’te Troçki, Leninizme karşı mücadeleyi kişilere karşı mücadeleye çevirdi. O dönem öncelikli hedefinde Kamenev ve Zinovyev vardı; en önemli kişisel düşmanları bunlardı. Stalin ise sonradan Troçki’nin kişisel baş düşmanı olmuştur. Mücadelenin kişiselleştirilmesiyle bağlam içinde “Hayatım”da okuyalım:

“Sklyanski’nin kendisi de Stalin’i oldukça iyi tanırdı. Benden Stalin’in kişiliğinin özelliklerini ve aynı zamanda başarılarının bir açıklamasını istiyordu. Düşündüm.
“Stalin, partimizin en sıradan adamıdır” dedim. Bu tanımlamayı ilk olarak bu konuşma sırasında, sadece psikolojik değil, aynı zamanda sosyal bakımdan da bütün anlamıyla kavramış oluyordum. Skliyansk’nin yüz ifadesine göre önemli bir şeyleri kavramakta ona yardımcı olmuştum.

“Biliyor musunuz” dedi, “son dönemde en çok göze çarpan şey, her alanda orta halliliğin merkez olması, kendini beğenmiş orta halliliğin meydana çıkışıdır. Bütün bunlar Stalin’de önderini buluyor. Neden böyle oluyor?”

“Bu, devrimin ilk yıllarındaki büyük sosyal ve psikolojik gerilimden sonra başlayan karşı tepkidir. Başarılı karşı devrim de kendi büyük adamlarını bulur. Ama karşı devrimin ilk aşaması, Thermidor (50), burnunun ucundan ötesini görmeyen sıradanlıklar ister. Onların gücü siyasi körlükleridir; gerçekte sadece tekerleği döndüğü halde yol alıyorum sanan beygir gibi. Gören beygir böyle bir iş için uygun değildir” (51).

Sklyanski iç savaş döneminde Troçki’nin askeri işlerdeki mesai arkadaşlarından birdir. 1925’te Troçki’yi ziyaret eder. Aralarındaki sohbetin etkisiyle midir, bilemem ama Troçki, birden bire olsa gerek, Stalin’i nasıl tanıdığı aklına gelir. Herhalde bu görüşmeden sonra olsa gerek, artık Stalin Troçki’nin kişisel baş düşmanı olmuştu.

Troçki’nin Stalin anlatımı oldukça ilginçtir. Bu anlatımda katışıksız kin ve nefret hakimdir. Aslında bu anlatımıyla Troçki kendi karakterini sergilemiş olur.

“Hayatım”da okuyalım:

“Sözün kısası Stalin, Lenin ile daha sürekli beraber olmaya başladığından beri, yani Ekim Devrimi’nden bu yana bastırılmış, ama kendi bakımından öfkeli bir muhalefet sürdürüyordu. Büyük, kıskançlık dolu ihtiraslarıyla Stalin entelektüel ve ahlaki aşağılığını her an hissetmesi gerekir. Önceleri açıkça bana yanaşmak istemişti. Benimle içli dışlı olmak için yaptıklarının geç farkına vardım. Benim üzerimde, sonraları çöküş döneminde onun gücünü oluşturacak o itici özellikleriyle iz bırakıyordu: Darkafalılık, deneyimcilik, psikolojik sakarlık, Marksizm’in birçok ön yargıdan kurtardığı ama onun yerine tam hakim olunan ve emdirilen bir dünya görüşü koymamıştı. O zamanlar birer rastlantıymış gibi yaptığı ama gerçekte hiç de öyle olmayan bazı çıkışlarına bakılırsa, Lenin’in o hiç katlanamadığı kontrolüne karşı, benden bir destek ummuş olduğu düşünülebilir. Böylesi her denemede içgüdüsel olarak ondan geri durdum…Stalin’in bana karşı beslediği düşmanlığın, ilk zamanlar korku ile karışık, ama derinden derine kalleşçe düşmanlığın kaynağı burada aranmalı. Bilerek ve düşünerek yanına hep kendisi gibi olanları, işin aslını araştırmayan saf yüreklileri ve küçük düşmüş olanları topluyordu. Birinci çeşitten, ikinci çeşitten ve üçüncü çeşitten olanlar da, sürüsüne bereket epeyce çoktu” (52).

“Vay be” demek gerekiyor. Demek ki, o Ekim Devrimini gerçekleştirenler, SSCB’ni kuranlar, sosyalizmi inşa edenler, o Bolşevik Parti önderliği “işin aslını araştırmayan saf yürekliler”den “ve küçük düşmüş olanlar”dan oluşmaktaymış. Tabii ki, bu “sürüsüne bereket” olanlar Troçki’nin kıymetini anlamayacaklardı!

Troçki, partiye karşı mücadelesine devam eder.

1927’de İngiliz hükümetinin SSCB’ne karşı ambargo başlatması ve aynı dönemde Troçki önderliğinde “muhalefet bloku”nun yeni bir platformu -“Platform 83”- oluşturması ve partiden genel bir tartışma talep etmesi hiç de tesadüfi olmasa gerek. Troçki önderliğinde oluşturulan platformların değişmeyen gündem maddesi şuydu:

1-Hizipçi faaliyete karşı parti kararlarının kaldırılması.

2-Yabancılara daha çok imtiyaz verilmesi.

3-İşçi-köylü ittifakının reddedilmesi ve kırsal alanda “medeni kiracılar”a (yani Kulaklara/zengin köylülere) güvenilmesi.

4-Sadece tek ülkede (SSCB’nde) sosyalizmin inşası mümkün olamayacağı için devrimin başka ülkelere taşınması (Devrim “ihracı”).

Ekim 1927’de, XV. Parti Kongresi’nden iki ay öncesinde MK, genel parti tartışmalarının başladığını açıklar. Tartışma toplantıları kıran kırana mücadele ile geçer. Tartışmaların sonucu ise Troçkist-Zinovyevist blok için bir hezimettir. Merkez Komite’nin politikası için oy veren üye sayısı 724.000, Troçkist-Zinovyevist blokun oy sayısı ise 4.000. Yani toplam üye sayısının ancak yüzde biri. “Parti düşmanı blok hezimete uğramıştı. Böylece parti, üyelerinin ezici çoğunluğuyla blokun platformunu oybirliğiyle reddetti” (53).

Troçki, parti içinde partiye karşı muhalefet örgütü oluşturmaya, kendi toplantılarını örgütlemeye ve üye aidatları toplamaya çalışır. Onun önderliğinde muhalefet, illegal matbaalar kurar, Ekim Devriminin 10. yıl dönümünde (25 Ekim 1927’de) Moskova ve Leningrad’da başarısız kalan karşı gösteriler düzenler.

14 Kasım 1927’de MK ve Merkezi Kontrol Komisyonu’nun ortak oturumunda Troçki ve Zinovyev partiden atılırlar. “Bolşevik Parti tarafından ideolojik olarak yenilgiye uğratılan ve işçi sınıfı içinde bütün zemini kaybeden Troçkistler, siyasi bir akım olmaktan çıkarlar ve siyasi üçkağıtçıların ilkesiz bir kariyerist kliğine, siyasi dolandırıcıların bir çetesine dönüşürler” (54).

Troçki’nin partiye karşı mücadelesini Stalin, 27 Eylül 1927’de MK Prezidyumu ile Merkezi Kontrol Komisyonu’nun ortak oturumundaki bir konuşmasında anlatır:

“Troçki partimizi kavramıyor. Partimiz hakkında doğru dürüst bir fikri yok. Partimize tepeden bakıyor, tıpkı bir soylunun ayak takımına ya da bir bürokratın astlarına baktığı gibi. Aksi taktirde, milyonluk bir partide (SBKP-B)’de tek tek kişilerin, tek tek önderlerin iktidarı “zorla alabileceği”ni, “gasp edebileceği”ni iddia etmezdi. Üç devrim yapmış ve şimdi dünya emperyalizminin temellerini sarsan milyonluk bir partide iktidarı “zorla almak” – Troçki böyle bir aptallığa kadar varmıştır.

Hiç devrimci gelenekler bakımından zengin milyonluk bir partide iktidar “zorla alınabilir” mi? O halde neden Troçki partide iktidarı “zorla almayı”, parti içinde ite kaka önderliğe sokulmayı başaramadı? Bunu neyle açıklamalı? Troçki’de önderliğe gelme isteği, arzusu yok mu? Troçki’nin şimdi 20 yıldan fazla bir zamandır partide önderliğe gelmek için Bolşeviklere karşı mücadele ettiği olgu değil mi acaba? Partide iktidarı “zorla almayı” neden başaramadı? Partimizin şimdiki önderlerinden daha az iyi bir konuşmacı mı acaba? Konuşmacı olarak Troçki’nin, partimizin şimdiki önderlerinin pek çoğundan daha yukarıda olduğunu söylemek daha doğru olmaz mı? O halde Troçki’nin, hitabetine rağmen, önderlik isteğine rağmen, yeteneklerine rağmen, SBKP(B) adını taşıyan büyük partinin önderliğinden bir kenara fırlatılıp atıldığını neyle açıklamalı? Troçki bunu, onun görüşünce partimizin, MK’nın peşinden gözü kapalı giden bir oy hayvanı olmasıyla açıklamayı pek istiyor…

Ve gerçekten de SBKP(B)’nin muhalefete karşı tam güvensizliğini ifade etmesi neyle açıklanmalı? Bu, muhalefetin Leninizm yerine Troçkizm’i geçirme, Leninizm’i Troçkizm’e tümleme, Leninizm’i Troçkizm’le “iyileştirme” niyetinde olmasıyla açıklanır. Ama parti, düşkün parti aristokratlarının tüm ve her türlü entrikalarına rağmen Leninizm’e sadık kalmak istiyor. Partinin, Troçki’ye ve genelde muhalefete sırt çevirmeyi gerekli görmesinin nedeni buradadır.

Ve parti, Leninizm’i Troçkizm’le ya da oportünizmin herhangi bir başka sahteleştirmeye niyetlenen tüm “yöneticiler” ve “önderler”e benzer şekilde davranacaktır.
Troçki partimizi oy hayvanı olarak gösterdiğinde SBKP(B) üye kitlesine karşı hoşgörüsünü ifade ediyor. Partinin de bunu hoşgörüyle ve Troçki’ye karşı tam güvensizlik ifadesiyle yanıtlamasına şaşılabilir mi?

Partimizdeki rejim sorununda da muhalefetin durumu aynı şekilde kötüdür. Troçki meseleyi sanki, tüm muhalefetin nefret ettiği partideki şimdiki rejim, Lenin zamanında partimize getirilmiş olan rejimden ilkesel olarak farklıymış gibi gösteriyor. Meseleyi sanki X. Parti Kongre’sinden sonra Lenin tarafından getirilen rejime karşı hiçbir itirazı yokmuş da kendisi aslında onun görüşüne göre Lenin’in getirdiği rejimle hiçbir ortak yanı olmayan partideki şimdiki rejime karşı mücadele ediyormuş gibi göstermek istiyor…

Partideki şimdiki rejim Lenin zamanında X. ve XI. Parti Kongremiz zamanında getirilen rejimin ta kendisinin tam ifadesidir…

Troçki, Lenin zamanında ve Lenin’in önderliği altında getirilen partideki Leninist rejime karşı mücadele ediyor…

Troçkistlerin partideki Leninist rejime karşı mücadelesi daha Lenin zamanında başladı. Troçkistlerin bugünkü mücadelesi, daha Lenin zamanında yürütmüş oldukları partideki rejime karşı mücadelenin devamıdır.

Bu rejimin temelleri nedir? Parti içi demokrasinin gerçekleştirilmesi ve partide eksikliklerin ve hataların amaca uygun eleştirisine izin verilmesiyle birlikte hangi türden olursa olsun hiçbir fraksiyonculuğa göz yumulmaması ve her türlü fraksiyonculuğun partiden atılma cezasıyla kökünün kurutulması.

Partide bu rejim ne zaman getirildi? X. ve XI. Parti Kongremizde, yani Lenin zamanında…

Troçki ve muhalefet partideki bu rejime karşı mücadele ediyorlar…

Elimizde Pyatakov, Preobrayenski, Serebryakov, Alski ve diğerleri gibi Troçkistler tarafından imzalanmış ve içinde doğrudan, partiye X. Parti Kongresinden sonra getirilmiş olan rejimin miadını doldurduğu ve parti için dayanılmaz hale geldiğinin söylendiği “46’ların Açıklaması” gibi bir belge bulunuyor.

Bu şahıslar ne talep ediyorlardı? Partide fraksiyoncu gruplaşmalara izin verilmesini ve X. Parti Kongre’sinin ilgili kararının kaldırılmasını talep ediyorlardı…

“46’ların Açıklaması”nı imzalayan Troçkistler partideki Leninist rejime karşı daha Lenin zamanında mücadele etmişlerdir…

Troçki’nin partideki rejime karşı şimdiki mücadelesi, demin sözünü etmiş olduğum anti-Leninist mücadelenin devamıdır…

Partideki tüm ve her türlü gruplaşmaların illegal basımevlerine sahip olmasına izin vermek ne anlama gelir? Bu, partide kendi “programlarına”, kendi “platformlarına”, kendi “çizgilerine” sahip olan birçok merkezin varlığına izin vermek anlamına gelir. Lenin’in proletarya diktatörlüğünün temeli saydığı partimizdeki demir disiplinden geriye ne kalırdı o zaman? Birleşik bir tek yöneten merkezi olmadan böyle bir disiplin mümkün müdür? Troçki, muhalif gruplaşmaların illegal parti düşmanı basımevleri örgütleme hakkını savunduğunda hangi bataklığa battığını kavrıyor mu?” (55).

Stalin 1927’de Troçki ve Troçkistleri böyle tanımlıyordu.

 

 

 

 

 

 

Tags: BolşevikGorkiLeninpartistalinTroçki
ShareTweetSend
Previous Post

Saray Güven’in katledilmesi İnnsbruck’ta Protesto edildi!

Next Post

Tutsak Haydar Bern : ”Her insan karşıtların birliğidir”

Next Post

Tutsak Haydar Bern : ”Her insan karşıtların birliğidir"

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • AGEB: Yunanistan Gündemi – Ekim 2024
  • İsviçre’de Gençliğin Durumu?
  • AGEB: Almanya Gündemi Şubat 2024
  • AGEB Siyasi Perspektif Yazısı – Şubat 2024

AGEB PROGRAMI

AGEB PROGRAMI

PROGRAMI OKUMAK VE İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

DUYURULAR

Duyurular

“İSTANBUL TKIS BLİNDS PERDE” İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM!

Hollanda merkezli HUNTER DOUGLOS firması 30 Ekim 2024 tarihinden bu yana İstanbul’da bulunan TKIS BLİNDS Perde işçilerinin, başta sendikal hak ...

1 Mart 2025
Duyurular

İSVİÇRE’DE AGEB PANELİNE ÇAĞRI

AGEB Basel'de 16 Mart 2025 tarihinde "Emperyalist Savaşlar, Hapishaneler, Göç ve Şovenizm" konulu Panel gerçekleştirecek. Emperyalist Kapitalizmin dünyada barbarlığını artan boyutta sürdürdüğü, ...

1 Mart 2025
AGEB

AGEB 3. KOLEKTİF TATİL KAMPI’NDA BULUŞALIM!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl 3. Kolektif Tatil Kampımızı 21 Temmuz- 06 Ağustos 2025 tarihleri arasında Yunanistan/Nafplio ...

23 Ocak 2025
AGEB Duyuruları

AGEB ve ADHK Panelleri

Emperyalist savaş kıskacında; Ortadoğu’da gelişmeler ve Türk Devletinin çıkmazı! Emperyalist-kapitalistlerin dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçilere yönelik artan saldırıları ...

4 Aralık 2024
Duyurular

1 Mayıs’ta Alanlara!

1 MAYIS’TA HAKLARIMIZI SAVUNALIM, EMPERYALİST YAĞMAYA KARŞI DURALIM! Uluslararası işçi sınıfının ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 ...

25 Nisan 2024
AGEB Duyuruları

İTİF 28. Kongresine davet

AGEB bileşeni olan İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu (İTİF), 28. Kongresini “Derinleş̧en çeliş̧kilere, yoğunlaşan baskı ve saldırılara karşı örgü̈tlenelim, mü̈cadele edelim!” ...

29 Mart 2024
AGEB Duyuruları

AGEB 2. Kolektif Tatil Kampında Buluşalım!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl düzenleyeceğimiz 2. Kolektif Tatil Kampımızı 20 Temmuz- 06 Auğustos 2024 tarihleri arasında, ...

15 Mart 2024
Duyurular

AGEB 5. Yıl Etkinliği

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği ( AGEB ) kuruluşunun 5. yılı nedeniyle 2 Mart Cumartesi günü İsviçre’nin Zürih kentinde kitleye açık ...

14 Şubat 2024
AGEB

Politik Mültecilere Yönelik Artan Saldırılara Son!

Avusturya’da politik mülteciliğe başvuran Özgür Doğan’a altı yıl sonra red ve iade kararı verildi 2014-2017 yılları arasında Rojava’da IŞID barbarlığına ...

13 Eylül 2023
Duyurular

DEPREMİN YARATTIĞI FELAKET VE YIKIMA KARŞI DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM!

DEPREMİN YARATTIĞI FELAKET VE YIKIMA KARŞI DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM! YAŞANAN KATLİAMIN HESABINI SORALIM! 6 Şubat günü Maraş merkezli yaşanan depremler Antakya, ...

24 Şubat 2023

Avrupa Haber Sosyal Medya

AGEB Sosyal Medya

LİNKLER

  • Yeni Demokrasi
  • Partizan
  • Partizan Medya
  • Partizan Arşiv
  • PŞTA
  • İşçi Köylü Kurtuluşu
  • İbrahim Kaypakkaya
  • Yeni Demokrat Gençlik
  • Yeni Demokrat Kadın
  • Umut Yayımcılık
  • Red Herald
  • Dem Volke Dienen
  • ETHA
  • Fırat Haber Ajansı
  • Gazete Patika
  • Avrupa Demokrat
  • Avrupa Postası
  • Kızıl Bayrak
  • İHD
  • Avrupa Sürgünleri

HAKKIMIZDA

avrupahaber11.org web sayfası AGEB – Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği Resmi sitesidir.

 

ARŞİV

SON EKLENENLER

Faşizmden Kurtuluşun 80. Yılı

7 Mayıs 2025

Mücadele Birliği Hollanda da Üç Fidanı Andı!

5 Mayıs 2025

İsviçre’de 1 Mayıs ve Kaypakkaya anması coşkuyla gerçekleştirildi

5 Mayıs 2025

FACEBOOK’TA TAKİP EDİN

  • Anasayfa
  • AGEB
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Avrupa Gündemi
  • Dünya haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi