Quellenweg 6
Wabern
Bern, 23.03.2020
CORONA SALGINI, MÜLTECİLERİN YAŞADIĞI SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Çin’in Wuhan kentinde Aralık ayında ortaya çıkan ,üç ay gibi kısa bir sürede 146 ülkeye yayılan ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından yakın zamanda Pandemi olarak ilan edilen COVİD 19 pandemisi (Korona Virüsü) İsviçre’de de hızla yayılmaktadır. Ne yazıkki yeterli tedbirler alınmadığından dolayı da her geçen gün artan ölümler ile de karşı karşıya kalmaktayız.
Güvenli ve sağlıklı bir dünyada yaşama hakkımızı her geçen gün elimizden alan mevcut devletler sistemine dair eleştirilerimizin yanısıra, İsviçre’de kamplarda yaşamak zorunda olan mültecilerin yaşam alanlarının COVID 19 pandemisine karşı düzeltilmesi için tespitlerimizi ve önerilerimizi kamuoyu ve resmi kurumlarla paylaşmak istiyoruz. Bu tespit ve önerilerimiz mültecilerin haklarının korunması kadar toplum sağlığının da korunmasına dairdir.
İsviçre Göç idaresinin resmi açıklamalarına göre şuan itibari ile onbinleri aşan insan kamplarda yaşamaktadır.Bildiğimiz üzere kamplar kişisel alan ve hijyenin en az olduğu kapalı alanlardır. Yoğun ve haraketli nüfusun bulunduğu kamplar salgın hastalıkların hızlı yayılması için oldukça elverişli yerlerdir.Havalandırma ,hijyen ve temizliğin az olduğu bu yerlerde ortak yaşam bir zorunluluk olup burada kalanların başka seçenekleri de bulunmamaktadır.
BM Mülteciler Şartında da belirtildiği üzere; her bir mülteci iltica ettiği ülkede vatandaşlara verilen sağlık hizmetlerinin aynısından faydalanma hakkına sahiptir. Bu durum salgın gibi durumlarda alınacak sağlık önlemleri ve hizmetlerini de kapsamaktadır.
Bizler; bu metinde imzası bulunan kurum ve kuruluşlar olarak, ileride telafisi imkansız daha büyük zararların yaşanmaması için , aşağıda yaptığımız tespitler noktasında , mülteciler için alınması gereken önlemlerin ve uygulamaların derhal hayata geçirilmesini istiyoruz.
Tespitler :
Yapılan tüm tespitler mültecilerle yapılan görüşmeler yoluyla elde edilmiştir. Bu görüşmelerdemümkün olduğunca farklı kamplarda yaşayan insanların ortak sorunları ele alınmaya çalışılmıştır. Mevcut sorunların bu tespitlerin daha üstünde olduğunu biliyoruz. Şimdilik acil konular üzerinden çalışma yapabiliyoruz.
1- Covid 19 pandemisi nedeniyle bir çok SEM personeli izine ayrılmış verilen randevular iptaledilmiştir. Bu nedenle bazı ilk başvuru kamplarında kalan mültecilerle görüşmeler yapılamadığı için kapasitenin üzerinde yığılmalar bulunmaktadır.
2- Bulaşıcı salgın hastalıklara göre dizayn edilmemiş kamplarda ortak yaşam alanları salgın önlemlerine uygun geniş ortamlar yaratmaktan uzaktır. Bazı kamplarda 200 kişilik kamp sakinleri bir anda aynı salonda yemek yemek zorunda kalmaktadır. Bu durum en az 1 metre kuralının uygulanmasını engellemektedir.
3- Her ne kadar bazı kamplarda karantina odaları oluşturulmuşsa da bunlar yetersiz olup karantina şartnamelerine uygun değildir.
4- Odalar çok kalabalık olup bazı kamplarda her bir odada 8 kişi kalmaktadır. Kişisel hijyen konusunda şartlar uygun olmadığından insanların her an birbirine hastalık bulaştırma tehlikesi bulunmaktadır.
5- Kampta kalanların temizlik malzemelerine ulaşmasında ciddi sıkıntılar olduğu bildirilmiştir.
6- Kamplardaki tuvalet ve banyolar ortak kullanılmakta buraların temizliği ve hijyeni kampta yaşayanların insafına bırakılmıştır. Buraların temizliği konusunda görevliler tarafından bir denetim yapılmamaktadır. Dil iletişimi bakımından kamptakiler arasında ciddi sıkıntılar olmasınedeniyle bu konuda organizasyon yapılamamaktadır.
7- Kamp yönetimleri salgın ile mücadele konusunda kamplarda alınan önlemeleri insanlara kendi dilleri ile doğru şekilde anlatmadığından insanlarda ciddi kaygılar oluşmakta ve psikolojik olarak travma halleri yaşanmaktadırlar.
8- Böylesi kaotik süreçlerde kamp ortamları kadınlar ve çocuklar için ekstra dezavatajlı olmaktadır.. Psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet zeminleri herzamankinden daha çok açığaçıkmaktadır. Tüm bu sorunlar kadınları hertürlü şiddetele karşı karşıya bırakmaktadır.
9- Kamp görevlileri mültecilerle aralarına mesafe koymak adına kafes kapılar ardında gelen evraklar atılarak gidilmektedir. Bu durum mültecilere doğru anlatılmadığı için insanlar kendilerini çaresiz ve değersiz hissetmektedir.
10- Bazı yerlerde havalandırma konusunda ciddi imkansızlıklar yaşanmaktadır.
11- Ortak kullanılan buzdolapları yetersiz olup bazı kamplarda 8 kişiye bir buzdolabı düşmektedir.
12- Kampların kalabalık olması nedeniyle beslenme koşullarında ve hijyeninde ciddi eksiklikler yaşanmaktadır. Bazı yerlerde 15 kişi 1 mutfağı kullanmak zorunda kalıyor.
13- Kamplarda çok fazla insan olması nedeniyle her ne kadar kişiler dikkat etse de 1 kişi dahikişisel hijyenine dikkat etmediği takdirde bu durumdan bütün kamp sakinleri etkilenmektedir.
14- Olağandışı bu dönemde olağanın dışında harcama yapıldığı için haftalık verilen harçlıklaryetersiz kalmaktadır.
15- Kronik hastalığı olan yaşlı kişiler hala bu kamplarda yaşamaktadırlar. Bu kişilerle ilgili alınan önlemler yetersizdir ve açıklayıcı değildir.
16- Mültecilik başvurusu olumsuz sonuçlanan kişilerin avukata, tercüman ve mahkemeye ulaşımda olağanüstü bir zamandan geçtiğimiz bu dönemde ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Avukat ofisleri bu dönemde kendileriyle görüşmeden kaçınmaktadır. Bu durum hak kaybına neden olmaktadır. itiraz sürelerini kaçırma riskleri taşımaktadır.
17- Kamplarda yeterli miktarda dezenfeksiyon malzemesi, maske, ilk müdahele ve kontrol malzemeleri (ateş ölçer, ateş düşürücü, tansiyon ölçme aleti) olmadığı için kişinin sağlık sorununu tespit etmede ve ilk müdahalede sıkıntılar yaşanmaktadır.
Öneriler:
1- Avukata , tercümana ve bilgiye ulaşımda ciddi sorunların yaşandığı bu süreçte bütün mültecilik görüşmelerinin askıya alınmasını öneriyoruz.. Böylece mültecilerin, görevlilerin , avukatların ve tercümanların sağlıkları garantiye alındığı gibi hak kayıplarının da önüne geçilmiş olacaktır.
2- Mültecilik başvurusu olumsuz sonuçlanan bütün dosyalarda hak düşürücü sürelerin durdurulmasını öneriyoruz.
3- Her kampta Kadınlar ve çocukların yaşadığı sorunlar için başvurabilecekleri kurum ve kuruluşlar hakkında ivedilikle bilgi verilmelidir. Ayrıca kadınların ve gençlerin sorun yaşadıkları anda hızla ulaşabileceklei iletişim araçlarının sağlanması kadına yönelik şiddeti engellemede etkili olacağına inanıyor ve öneriyoruz.
4- Bildiğimiz üzere Covid19 pandemisine karşı hâlâ bir ilaç bulunamamıştır. Şu ana kadar alınan bütün tedbirler salgının daha fazla yayılmasını önlemeye dairdir. SarsCov2 virüsünün yayılmasının önlenmesi için alınan önlemlerden en önemlisi insanların kalabalık şekillerde biraraya gelmemesidir. Kamplardan gelen başvurularda insanların kalabalık içinde yaşamak zorunda olduğu görülmektedir. Bu tehlikeli duruma son verilmesi için kamplardaki insanların derhal uygun sayıda gruplara ayrılarak evlere dağıtılmasını öneriyoruz. Bu yolla hem hastalığın daha kalabalık insan toplulukları içinde yayılmasının engellenmiş olacağına hem de çalışan personelin daha sağlıklı çalışma koşullarına sahip olacağına inanmaktayız.
5- Salgından korunma noktasında yeterli donanım ve imkana sahip olmayan tüm kampların derhal kapatılmasını bu kamplarda yaşayan insanların evlere naklini öneriyoruz.
6- Risk grubu olarak kabul edilen; kronik hastalığı olan veya yaşlı olan kişilerin, bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalığı olan veya bağışıklık sistemi baskılayıcı ilaçlar kullanmak zorunda kalan insanların derhal bu kamplardan evlere tahliyesini öneriyoruz.
7- Çocuğun üstün yararı ilkesi gereği çocuklu ailelerin derhal evlere çıkarılmasını öneriyoruz.
8- Salgının önlenmesi ve yavaşlatılması için kollektif davranışı örgütlemek ciddi anlamda önemli olup bu noktada ortak dili konuşan insanların bir arada bulunması bu kollektif anlayışı daha da geliştirecektir. Aynı zamanda bu birliktelik kişilere psikolojik olarak da olumlu bir destek sağlayacaktır. Bu durumun gözardı edilmeyerek, sağlanmasına destek olunmasını öneriyoruz.
9- Doğru bilgi paylaşmanın yanı sıra bilgiyi paylaşırken sade ve anlaşılır olmak da çok önemlidir. Bilgilendirmelerin herkesin anlayacağı dil ve sadelikte olmasına özen gösterilmesini öneriyoruz.
10- Hijyen, ilk müdahale (ateş ölçer vb) malzemelerinin yeterli miktarda ve daha düzenli aralıklarla takip edilerek verilmesini öneriyoruz.
11- Ortak yaşam alanlarının temizlenmesi konusunda bilgilendirmelerin ve denetimlerin dahada yoğunlaştırılmasını öneriyoruz. Birbirinin dilini anlamayan insanların ortak hareket edebilmelerini sağlamak konusunda idari yöntem ve öneriler geliştirilmeli.
12- İnsanların özellikle bu dönemde daha iyi beslenmelerinin ve kişisel hijyenlerinin geliştirilmesi için harçlıklarının artırılmasını öneriyoruz.
13- Zorunlu imza uygulamasından vazgeçilmesini öneriyoruz.
14-İnsanların bir arada bulunmasını zorunlu kılan uygulamalardan olabildiğince uzaklaşılmasını öneriyoruz. (zorunlu imza günü, 1 saatlik yemek arasında herkesin yemeğini yeme zorunluluğu, haftada bir harçlıkların imza karşılığı dağıtımı, toplu informasyon vs.)
Son söz olarak: unutmayalım bu salgın bir “Pandemi” olup toplumsal dayanışma ile bu durumu aşabiliriz.
Yaşasın uluslararası dayanışma, yaşasın insan hakları!
İmzacı kuruluşlar/Kişiler:
Kürt Toplum Merkezleri-İsviçre
İsviçre Kürt Kadın Hareketi (YJK-S)
ROSARA FRAUENZENTRUM
Tamara Funiciello, Ulusal Konsey üyesi,
SP İsviçre Başkan yardımcısı
Tove Soiland, Tarihçi ve feminist felsefeci
Julia Wartmann, Gazeteci
Silke Treusch, MLGS
Dalit Arnold,
Daf Connection Basel
İHD İnsan Haklari Derneği,
İsviçre Göçmen Dayanışma Ağı
Verein Städtepartnerschaft Basel-Van, Zürih-Amed Komitesi
Partiya Komînîste Kurdistan (KKP)
Devrimci Parti
Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB)
Mor Kızıl Kollektif
Mardef – Maraş Dernekleri Federasyonu
Devrimci Cephe
İsvicre Türkiyeli Işçiler Federasyonu (İTİF)
İGİF
İDHF
ESU
PYD
Feda – Alevi Federasyonu, İsviçre
ATİK- İsviçre Komitesi
SYKP Schweiz – Sosyalist Yeniden Kurulus Partisi İsviçre Revolutionäres queer-feministisches Bündnis Basel
İHDD – İnsan hakları ile Dayanışma Derneği
PDA – Partei der Arbeit der Schweiz