Avusturya İnnsbruck’ta “Emperyalist savaş-tutumumuz ve görevlerimiz!” konulu Sempozyum 26.01.2025 tarihinde ATİGF derneğinde gerçekleşti.
ATİGF, Antifa-Basis Gruppe ve RKP (Funkenin) birlikte örgütlediği sempozyum başarılı ve nitelikli sonuclandırıldı.
Yaklaşık 60 kişinin katıldığı sempozyumda, devrimci kurumların sokaktaki ayağının yanısıra siyasal ve ideolojik olarak farklılıkların tartışılması ve belli ilkesel konulara yönelik güncel tartışmaların yapılması ve birlikte daha nitelikli bir mücadele rotasının çizilmesi gerekliliği üzerine durulan sempozyumda önümüzde ki süreçte çeşitli konulara ilişkin bu tür Sempozyumların örgütlenmesi konusunda görüş birliği hakimdi.
Yapılan sunumlarda; Emperyalist kapitalist sistemin yaşadığı krize paralel olarak işgal ve ilhak saldırıları artmakta Emperyalist güçler sahada daha fazla karşı karşıya gelmektedir. Bu durum çelişkilerin derinleşmesini ve üçüncü bir emperyalist paylaşım savaşı riskini artırmaktadır. Özelikle Emperyalizm var oldukça savaşların kaçınılmazlığı söz konusu. Özgün günümüzün en önemli sorunlarından biri bölgesel, yöresel ve vekalet savaşları. Bu savaşların emperyalistler arası çelişkilerden kaynaklandığı, dünya pazarlarını yeniden paylaşımı ve yeniden alan hakimiyeti kurma, jeo-politik kendini yeniden konumlandırma olarak belirginleşiyor vurgusu yapıldı.
Üçüncü dünya savaşı yada emperyalist paylaşım savaşı son yıllarda özellikle de Rus emperyalizminin ABD öncülüğündeki NATO’nun genişlemesine yanıt olarak Ukrayna’ya karşı başlattığı işgal saldırısının ardından yaşanan gelişmelerle birlikte ele alındığında daha yoğun bir şekilde tartışılan konular arasında.
Emperyalist savaştan ya da savaş tehlikesinden bahsettiğimizde emperyalist kapitalist sistemin içerisine girdigi derin ekonomik krizinden de bahsediyoruz demektir. Şu aşamada bir üçüncü Emperyalist paylaşım savaşında söz etmesek de, yarın bunun böyle olmayacağını söyleyemeyiz. Çünkü Emperyalistler arası çelişkilerin daha da derinleştiği gerçeğini hepimiz görüyoruz denildi.
Savaşın yoğunlaştığı alanlar;
Bugün savaşın 1. Yoğunlaşma alanı Rusya ve Ukranya, 2. Orta Doğu da İsrail Filistin ve cevreleyen ülkelerdeki savaşlar, 3. Afrika’daki savaşlar olarak Yemen, Sudan ve Süriye gibi 4. Savaşın yoğunlaşma alanı ise Kafkasya’daki Azerbeycan ve Ermenistan arasında cereyan eden ve diğer cevre ülkelerinide etkisi altına alan savaştır. Yine Balkanlarda da bir savaş tehlikesinin her zaman olabileceği gerçekliğinide unutmamak gerekiyor.
Bahsettiğimiz tüm bölgelerde devletlerin sıcak çatışmaya kontrollüde olsa girdiğini görmekteyiz. Tüm devletler savunma bütçelerini arttırmakta, yoğun bir silahlanma içine girmekte, halklar militarizm ile boğulmaktadır. Buna paralel olarak ulusal gururu ve şovenizmi körükleyen siyasal bir çizgi burjuva gericiliğin daha fazla kullandığı siyasal argümandır.
Devrimci hareketin durumu ve görevlerimiz;
Avusturya devrimci hareketi yaşanacak emperyalist savaşın yükünün işçi sınıfına yükleneceğini bilerek emperyalist savaşa karşı kararlı bir mücadele yürütmek ve emperyalist savaşı bir devrimle önlemek hedefiyle hareket etmek olmalıdır. Emperyalist savaş hazırlıklarını teşhir etmek ve kitleler içerisinde etkili propaganda faaliyetleri yürütmek olmalıdır. Burjuvazinin şovenist propagandasına ve savaşın vatan savunması ve halkın ortak çıkarları gibi söylemlerini kitlelere teşhir etme görevini yüksek sesle dile getirmelidirler. Yaşanan iki emperyalist savaş ve özellikle son yirmi yıldır yaşanan haksız savaş ve işgallerin nasıl bir katliam ve yıkıma yol açtıklarını aktarmalıdırlar.
Savaşın iç savaşa dönüştürülmesi;
Emperyalist savaşın iç savaş durumuna dönüşmesinin mücadelesi her tutarlı devrimci tarafında savunulmalı ve kendi burjuvazisine karşı mücadeleyi esas almalı. Devrimci cephenin-proletaryanın savaşı iç savaşa dönüştürerek kitleleri kazanması ve karşı cephede yarıklar oluşturarak iktidarı proletaryanın iktidarına dönüştürmesi en acil görevlerimizin arasındadır.
Moderatör her üç paneliste aynı sorular sorarak konuyu daha da acık hale getirdi.
1. Bir üçüncü dünya savaşındamıyız?
2. Avusturya’nın sözde tarafsızlığı anti savaş hareketinin bir avantajımıdır?
3. Faşist FPÖ-ÖVP koalisyon hükümetinin kurulmasından sonra savaşa karşı hareket nasıl şekillenecek ve gelişecek?
Moderatör tarafından sorulan sorulara verilen yanıtlardan sonra katılımcı kitleye söz hakları verildi. Gelen sorulara yönelik verilen cevaplarla etkinlik başarılı bir şekilde bitirildi.
AHM Innsbruck