ANTWERPEN: 14 Ekim tarihinde sürgünde yaşama veda eden 68 kuşağı devrimcilerinden Garbis Altınoğlu, bugün yaşadığı Belçika Antwerpen şehrinde Saint Willibrord’s kilisesinde yapılan tören sonrası, Enternasyonal Marş eşliğinde ve mezarında göğsünün üzerine yerleştirilmiş bir Lenin eseriyle son yolculuğuna uğurlandı.
Cenazeyi uğurlama törenine Garbis`in çok sayıda dostu, arkadaşı ve Ermeni cemaatinden çok sayıda insan katıldı.
Garbis Altınoğlu`nun bedenen aramızdan ayrılışı nedeniyle, AGEB (Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği) bir Başsağlı mesajı yayımladı.
AGEB tarafından yapılan açıklamanın tam metni şöyle;
“14 Ekim tarihinde devrimci dostumuz Garbis Altınoğlu’nun bedenen aramızdan ayrılışı haberi bizleri derinden üzmüştür.
Garbis`i sonsuzluğa uğurladığımız bugünde, başta ailesi olmak üzere tüm dostlarının, arkadaşlarının, yoldaşlarının acılarını, AGEB ( Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği ) olarak yürekten paylaşıyoruz.
1946 da Amasya’da doğan Garbis Altınoğlu, soykırıma uğramış Ermeni milliyetine mensub bir devrimciydi. Garbis Altınoğlu, yaşadığı coğrafyada Türk egemen sınıflarının tekçi, ırkçı, şovenist politikaları üzerinden inşaa edilen faşist devletin, zulmüne, işkencesine ve gazabına uğrayan çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının kurtuluşu için, sınıf bilinçli bir devrimci olarak mücadeleye atıldı.
12 Mart yarı askeri faşist darbesi döneminde Boğaziçi üniversitesinde politik faaliyetleri sebep gösterilerek tutsak edildi.
1971 sürecinde Türkiye devrimci hareketi içindeki saflaşmada, tutsaklık koşullarında, Komünist önder İbrahim Kaypakkaya`nın kurduğu TKP/ML ile birlikte hareket etmeyi tercih etti. 1974 `de tahliye olmasından 1976 yılına dek TKP/ML de faaliyet sürdürdü. 1976 yılında TKP/ML`nin siyasal ideolojik hattından bir grup yoldaşıyla koparak TKP/ ML Hareketinin kurucuları arasında yer aldı. Bu harekette yer alarak devrimci mücadeleye devam ederken; 12 Eylül askeri faşist diktatörlüğü sürecinde yeniden tutsak düştü.
Garbis Altınoğlu; 12 Eylül askeri faşist darbesinde ağır işkencelere maruz kaldı.
Ağır işkencelere uğramasının bir nedeni devrimci olması iken, diğer nedeni Ermeni milliyetine mensup birisi olmasıydı.
Sinop Cezaevi’nde 1987 ve 1988 arasında, 7 ay boyunca yeraltındaki bir hücrede tek başına tutuldu.
Ancak işkencenin her türlüsüne tıpkı önder bildiği İbrahim Kaypakkaya gibi direndi. Faşist işkencecilere teslim olmayarak, işkencelerde devrimci direnişin sembollerinden birisi oldu.
Daha sonraları MLKP nin kuruluşu sürecinde ve sonrasında rol alarak, devrimci mücadelesini sürdüren Garbis, bir zaman sonra MLKP ile de yollarını ayırdı.
Garbis Altınoğlu yaptıklarıyla, yapamadıklarıyla, doğru ve yanlışlarıyla Türkiye devrimci hareketinin ortak mirasıdır.
Mücadelesi, direnişi, kararlı devrimci duruşu, savunduğu politik çizgisinde ısrar eden biri olarak, yaşamıyla ve ürettikleriyle hep devrim ve sosyalizm mücadelesine emek kattı.
O, ezilenlerin safında örnek bir devrimci olarak hep saygıyla anılacaktır.
Ani ve zamansız aramızdan ayrılışı bütün devrimci güçleri ve yüreği devrim için çarpanları üzdü.
Garbis`i unutmayacağız!
Garbis Altınoğlu devrimci mücadelede yaşayacaktır!
AGEB(Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği)
21/10/2019″