
ICAD, TSP, AGİF ve YS’nin çağrısıyla yapılan anma da salon “Emine Ocak Ölümsüzdür! Mücadelesi önünde saygı ile eğiliyoruz” pankartı, Emine Annenin karanfillerle süslenmiş resmi ve çok sayıda kayıp resimleriyle donatıldı.
Emine Ocak Anne ve devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşenler için yapılan saygı duruşu ile başlayan anmada, Emine Annenin mücadelesinden kesitlerin aktarıldığı bir sinevizyon gösterildi.
Etkinlikte; ICAD Uluslararası Büro sözcüsü Baki Selçuk, gözaltında kayıplara karşı mücadelenin öncülerinden, yoldaş bir anneyi, Emine Ocak’ı sonsuzluğa uğurladıklarını, anısı önünde saygı ile eğildiklerini belirtti. Selçuk, Türkiye ve Dünyada gözaltında kaybetme saldırısına değinerek, Türk devletinin tarihinde gözaltında kaybetme saldırısının hep olduğunu, ancak 80’li yıllarda artmaya başladığını, 90’lardan itibaren ise, başta komünist ve devrimci hareket olmak üzere tüm toplumsal muhalefete karşı sistematik bir devlet politikası olarak uygulandığını anlattı. Gözaltında kayıplara karşı mücadelenin başlangıçta zayıf olduğunu, bundan dolayı 27 Ekim 1991’de Hüseyin Toraman için yürütülen mücadelenin yetersiz kaldığını, ancak Hasan Ocak için yürütülen kampanyanın çok geniş ve etkili olduğunu belirtti.
Emine Annenin Hasan Ocak yoldaşın ardından mücadeleyi omuzlayan bir yoldaş olduğunu, herkesin saygısını ve sevgisini kazandığına değinen Selçuk, „tüm kayıpların akıbeti ortaya çıkarılıncaya ve sorumlular hesap verinceye kadar mücadeleyi sürdüreceğiz, Emine Anneye sözümüzdür“ diyerek sözünü tamamladı.
Ayşe Yeter: Emine Anne ile yoldaşlığın yanı sıra duygudaş olduk
Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB) adına konuşan Ayşe Yeter, Hasan Ocak’ık Gazi ayaklanmasından sonra kaçırıldığının düzenledikleri bir işçi kurultayında duyurulduğunu, yoldaşları olarak Ocak ailesi ile birlikte “Sağ aldınız, sağ istiyoruz” kampanyasını başlattıklarını, Emine Anne ile kampanyada birlikte çalıştıklarını belirterek, açlık grevinden işgal eylemine, sokak gösterilerinden devletin bütün kapılarını çalmaya kadar her türlü mücadelenin kararlı bir şekilde yürütüldüğünü vurguladı.
„Emine Anne ile yoldaşlığın yanı sıra duygudaş olduk” diyen Yeter, Hasan Ocak kampanyasını arka planda örgütleyen Bayram Namaz ve Süleyman Yeter’i de anarken, yoldaşı ve sevgilisi Süleyman Yeter’in de sonrasında işkencede katledildiğini hatırlattı.
Yeter, Emine Annenin Hasan Ocak’ın cansız bedenine ulaşmasından sonra da kayıplar mücadelesinin öznesi olmayı sürdürdüğünü, tüm kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılmasını isteyen bir adalet ve hakikat savaşçısı olduğunu, mücadelesini sürdüreceklerini belirtti.
Sakine Toraman: Toplumu sindirmek istediler
Anmada söz alan kayıp Hüseyin Toraman’ın ablası Sakine Toraman, anmanın yapıldığı bugünün kardeşi Hüseyin Toraman’ın doğum günü olduğunu belirterek, Hüseyin 27 Ekim 1991’de kaçırıldığında aile olarak mücadele yürüttüklerini, ancak deneyim zayıflığı ve yanlarında olanların az olmasından dolayı bir sonuç alamadıklarını belirtti.
Türk devletinin tarihinin Mustafa Suphi ve yoldaşlarından, Salih Bozışık’tan Sabahattin Ali’ye, 80’li yıllarda artarak devam ettiğini ve 90’larda sistematik bir hal aldığını, devletin mücadele yürütenleri, yakınlarını susturmayı, sindirmeyeyi hedeflediğini, ancak Hasan Ocak kampanyası ile bunun kırıldığını vurgulayarak, çünkü Emine Anne ve Ocak ailesinin, yoldaşlarının, insan hakları savunucularının yürüttüğü bu mücadelenin yüzlerce kayıp yakınını bir araya getirdiğini belirtti.
Kendilerinin, annesi Hatice Toraman’ın da başından bu yana mücadelenin içinde olduklarını, kayıpların hesabını sormaya devam ettiklerini belirtti.
Sakine Toraman, kardeşi Hüseyin için yazdığı bir şiiri okuyarak konuşmasını bitirdi.
Ocak Ailesinden mesaj
Anmaya mesaj gönderen Ocak ailesi şunları ifade etti:
Acıdan sabır, sabırdan umut, umuttan direniş ören annemiz #EmineOcak’ı uğurlamamızda; yanımızda olan, çelenk gönderen, mesajlarıyla bize ulaşan, ulaşamayan, arayan, bu zor zamanımızda bizi yalnız bırakmayan kardeşlerimize, Annemin evlatlarına teşekkür ederiz.
Annemize, hakikate ve adalete ulaşamadan aramızdan ayrılan tüm annelerimize, babalarımıza sözümüzdür: siz hiç vazgeçmediniz, biz de sizin izinizden yürümeye devam edeceğiz.
Rahat uyu sığınağımız, annemiz; hep bizimle olacaksın.
Ocak Ailesi
Dargeçit Kayıplarının yakınları: Bir halkın onuru, bir direnişin sembolü Emine Ocak
Dargeçit’ye gözaltında kaybedilen ve Doğan ve Altınkaynak ailelerinden kayıp yakınları da anmaya katılarak bir mesaj sundular. Dargeçit Kayıpları Adına Seyhan Doğan’ın kardeşi şu mesajı paylaştı:
Bugün burada, sadece bir annenin ardından değil, bir halkın onuru, bir direnişin sembolü, bir vicdanın sesi olan Emine Ocak’ın ardından söz alıyorum.
Emine Ana, oğlunu ararken, aslında hepimizin evlatlarını aradı. Kayıplarımızı, geçmişimizi, adaletimizi aradı. Biz Dargeçit kayıplarının yakınları olarak, onun gözlerindeki kararlılığı, sesindeki sarsılmaz umudu çok iyi tanıyoruz.
30 yıl boyunca o meydana çıktı. Her cumartesi, gözaltında kaybedilen çocuklarımızın adını haykırdı. Sadece Hasan’ı değil, tüm kayıplarımızı kalbinde taşıdı. Ne gözyaşından utandı, ne susmaktan korktu. Her susturulmak istendiğinde, daha gür bir ses oldu. Her yalnız bırakıldığında, daha çok anneye, daha çok dosta dönüştü.
Bugün Emine Ana’yı sonsuzluğa uğurluyoruz. Ama onun mücadelesi, sesi, haykırışı hep bizimle yaşayacak. Çünkü biz onun çocuklarıyız.
Biz Dargeçit’te, Cizre’de, Lice’de, gözaltı hücrelerinde kaybedilenlerin kardeşleriyiz.
Biz vazgeçmeyenlerin izindeyiz.
Emine Ana, artık aramızda değil belki ama, bu meydanlar onunla konuşmaya devam edecek. Her adalet çağrısında, her “kayıplar bulunsun failler yargılansın” sözünde, onun sesi yankılanacak. Rahat uyu Emine Ana…
Senin izinden yürümeye, mücadelene sahip çıkmaya, Dargeçit’te kaybedilenlerin hesabını sormaya devam edeceğiz.
Asla unutmadık. Asla vazgeçmedik. Asla vazgeçmeyeceğiz.
Dargeçit Kayıpları Adına
Partizan Almanya, anmaya gönderdiği mesajda “Cumartesi Direnişlerinin en ön saflarında hem oğlu Hasan Ocak hem de kaybedilen, katledilen tüm devrimcilerin gür sesi olan mücadeleci analarımızdan Emine OCAK`ı kaybetmenin derin üzüntüsüyle; başta ailesi olmak üzere, tüm devrimci dostlarımıza ve devrimci demokratik kamuoyuna Partizan Almanya olarak başsağlığı diliyoruz.” dedi.
Anma kayıp yakını Ali Erenler’in Zazaca ve Türkçe kayıplar için okuduğu bir şiirden ve Grup Vardiya’dan İnan Söker’in kayıplar için seslendirdiği ezgilerle son buldu.