Belçika’nın Limbourg kentine bağlı Heusden-Zolder’de 24 Mart akşamı Newroz kutlamalarından dönen bir grup yurtsevere Ülkü Ocaklarına bağlı faşistler tarafından saldırı gerçekleştirildi. Taş ve sopalarla organize gerçekleşen saldırı bir evin camlarının kırılması ve ateşe verilmesi girişimi ile devam etti.
Dünyanın her köşesinde faşist diktatörlük Türk şovenizmi ve dini duyguları ajite ederek oralarda yaşayan Türkleri örgütlemeye, yönlendirmeye ve şekillendirmeye çalışıyor. Türk şovenizmi faşist diktatörlük tarafından esas olarak Kürt düşmanlığına dayanarak semirtiliyor. Kürtlerin olduğu her yerde, Kürt ulusal hak mücadelesi yürütülen her cephede faşist diktatörlük durmaksızın çeşitli biçimde saldırılar gerçekleştiriyor. Zira faşist diktatörlük Kürtlerin dilini, kültürünü yaşatmasına gasp ettiği haklarının dile getirilmesine ve buna karşı mücadele yürütülmesine varoluşsal bir yaklaşımla düşmanlık besliyor. Bu düşmanlığın gerektirdiği her türlü örgütlenmeyi, girişimi ve saldırıyı gerçekleştirmekten geri durmuyor.
Avrupa’nın göbeğinde suikast girişimlerinden ilerici, devrimci, yurtseverlerin organizasyonlarına ve eylemlerine faşist güruhları yönlendirerek saldırılar gerçekleştirmeye kadar doğrudan girişimlerde bulunuyor. Bunun yanında Avrupa devletleriyle anlaşmalar içerisine girip devrimci, komünist ve yurtsever hareketleri “terör örgütü” kapsamına alma, iltica haklarını sınırlama, Türkiye’ye iade etmeye, yürütülen devrimci çalışmalardan dolayı soruşturma açmaya ve tutuklamalar gerçekleştirmeye kadar varan saldırılar söz konusu oluyor. Avrupa devletleri tüm bu saldırıların aktörü olduğu gibi, yardım yatakçısı olarak da hareket ediyor. Türk devletinin organize ettiği faşist örgütlere yaşam alanı açmaktan da geri durmuyor.
Son olarak Belçika’da gerçekleşen faşist saldırı bu genel çizginin vahşi bir biçimidir. Newroz’a ve Kürt ulusal sembollerine düşmanlıkla şekillenen Türk şovenizmi bir histeri ile bu saldırıyı organize etmiştir. Bu saldırıya karşı Kürt yurtsever gençlerin gösterdiği ilk tepki ve reaksiyon meşrudur ve haktır. Faşistlere anladığı dilden bir direnişle cevap verilmiştir.
Faşist TC Kürdistan’ın her parçasında Kürt Ulusal Hareketine karşı geliştirdiği saldırıları Avrupa’da da bu şovenist güruhla hayata geçirmeye çalışmaktadır. Kürdistan’ın her parçasında planladığı askeri saldırı ve işgal girişimi sürekli hale gelmiş Kürt düşmanlığına dayalı şovenist kampanyalarla zemin bulmaktadır. Yaşanan son saldırı da bu genel kampanyadan bağımsız değildir. Faşist diktatörlüğün bütünlüklü topyekün saldırılarının bir parçası ve sonucudur.
Yaşanan bu faşist saldırıya karşı tüm ilerici, devrimci ve demokratik güçleri bir araya gelmeye, tepki göstermeye ve mücadeleyi sindirmeyi hedefleyen yaklaşımı boşa çıkarmaya çağırıyoruz.
Kürt ulusal hak mücadelesi, Kürtlerin kendi kaderini tayin etme ve belirleme hakkı meşrudur. Türk şovenizminin panzehiri Kürt ulusunun tam hak eşitliği temelinde savunulması ve geniş yığınlara kabul ettirilmesi ile olanaklıdır. Bu da Faşist diktatörlüğe karşı devrimci mücadele ile olanaklıdır. Her türlü uzlaşmacılık, anayasalcı çözüm, sistem içi iyileştirme unutulmamlıdır ki Türk şovenizmini besleyen ve güçlendiren sonuç üretmektedir.
Faşist saldırılara karşı sokakları, meydanları dolduralım. Kürt ulusunun özgürlüğü savunalım ve mücadele edelim.
-NEWROZ PİROZ BE!
-FAŞİST SALDIRILARA KARŞI DEVRİMCİ DİRENİŞ!
AVRUPA GÖÇMEN EMEKÇİLER BİRLİĞİ (AGEB)
26 MART 2024