19 Haziran 2025 - Perşembe
  • HAKKIMIZDA
  • AGEB Açıklamaları
  • AGEB Programı
  • Türkçe
    • العربية
    • 简体中文
    • Nederlands
    • English
    • Français
    • Deutsch
    • Italiano
    • كوردی‎
    • Português
    • Русский
    • Español
    • Türkçe
Avrupa Haber
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
Avrupa Haber
No Result
View All Result

ĞADA-2  Sednaye Zindanı – Derya Meriç

3 Mayıs 2018
in Genel
0
SHARES
Facebook`da PaylaşTwitter`da PaylaşWhatsapp`da Paylaş

Kitap Tanıtımı…

ĞADA-2  Sednaye Zindanı – Derya Meriç

Her şey 1972 Nisan ayında başlamıştı. Romana konu olan gerçek öyküde Nisan güneşin bir parçası olarak Ortadoğu’nun karanlık zindanlara düşerek gün yüzüne çıkıyor. Dolaysıyla, romana konu olan siyasal figüranlarda bunun bir parçalarıdır. Hudutlarda, diyar diyar gezerek yeni bir dünyanın yeşermesi için su taşıyanların gerçek öyküsüdür. Çöl ortasında bin bir emekle karanlığa kızıl adımlarla iz düşürerek umudu büyütüp Munzurların zirvelerine çıkmayı hedeflerken Suriye’nin faşist rejimi tarafından tutsak düşmekteler. İşte ĞADA-2 öyküsü burda başlamaktadır.

 

Yazar Kasım Koç Ortadoğu’nun kum çölünü kaplayan yıldızlardan süzdürerek okuyucuyla ilk ĞADA-1 olarak buluşturmuştu. ĞADA 2’de El yayınlarından çıkarak okurlarıyla buluşturdu. El yayınlarından çıkan ĞADA-2 Suriye’nin zindanlarındaki tutsakların durumunu ele alıyor. Daha çok TKP(ML) TİKKO’nun Essad rejimi tarafından alınan tutsakların öyküsüdür. Yani ĞADA-1’in devamı olarak ele alınmış bir roman serisidir. Zindanların genel durumunu ve tutsakların yaşam öyküsü ile direnişin ve zulmün, heyecan ve hayretler uyandıran akıcı bir dille ustaca aktarmış. Okumaya değer bir roman.

 

Bunda yazarın kimliği de çok önemli rol oynuyor. Kasım Koç Dersimli, Kırmanc, Pagan inancında olan yoksul bir ailenin 12. çocuklardan biridir.

Yazar, yaşamın kıyısından, hayatın bütün zorluklarından süzülerek geliyor. Türk egemen iktidarın; tüm topluma dayatmış olduğu her türden asimilasyon ve yozlaşmaya karşı duruş sergiliyor. Her türlü gericiliğe karşı ilericiliği bilinçle ve inancıyla savunurken yaşamını hiç çekinmeden ortaya koyuyor.

Yoksulluk, baskı, katliamları çocukluğunda yaşıyor. Dersim coğrafyasında yaşanan ve hala günümüzde canlılığını koruyan Dersim katliamını Nene ve Dedelerinden masalmış gibi dinleyerek büyümüştür.

 

Yine kendi doğduğu köyün insanlarından Ermeni mezarlarının ve diğer tarihi eserlerin talanına da tanıklık etmiştir. Tüm bu haksızlığa karşı, sınıf mücadelesinin bilinciyle, sınırsız sınıfsız bir dünyayı dünya halklarına armağan etmek için, dünyanın neresinde olursa olsun, her türlü gericiliğe ve faşist diktatörlere karşı da mücadeleyi elden bırakmıyor.

 

Ğada, sıradan bir roman değil. Yaşanan, gerçek bir hikayedir. Suriye’de yaşanan bu gerçek hikayeyi, yazar derin bir felsefeyle romanlaştırıyor.

 

İyi ve duyarlı yayınevlerinin bir görevi de yazın dünyasına yeni yazarları kazandırmaktır. El  Yayınları bunun hakkını veren birkaç yayınevinden biridir. El Yayınları sayesinde binbir emekle üretilmiş Kasım Koç’un romanı gibi “müptelası” olunacak edebiyat eserleri okurla ile buluşuyor.

 

Ğada; her yazarın, edebiyatçının, siyasetçinin, politikacının, öğrenci gençliğin ve Orta Doğu üzerinde inceleme yapan ve çalışma yürüten her kesimin mutlaka okuması ve arşivinde bulunması gereken bir eserdir.

 

Ğada; yıllardır Orta Doğu “uzmanlarının” bizlere sunduğu klasik, klişe bilgi sınırlarını da parçalıyor. Onların cesaret edip söyleyemedikleri, hatta BAAS rejimi ve Esad diktatörlüğüne dokunmadan, sorunu sadece militarizmle sınırlı tutanların teorisini de cesaretle parçalıyor. Başta Suriye ve genelde Orta Doğu’nun gerçekliğini, kör kuyunun karanlık dibinden alıyor gün yüzüne çıkarıyor.

 

Ğada romanı; bir dönem dünyanın illegal ,silahlı mücadele veren devrimci, komünist örgüt ve partilerin mesken eyledikleri Suriye ve Filistin Bekası’nın “gizli, cazibeli sırrını” da ortaya koyuyor. Okuyucuyu “ Ortadoğu’nun kalbinde insanlık dışı, vahşet dolu eylemler oluyormuş da haberimiz yokmuş” dedirtircesine hayrete düşürüyor.

 

Ğada; Suriye’deki ezilen yoksul Arap halkların ve Kürt halkının da gerçekliği üzerinde yazılan yalan senaryoları da teşhir ediyor. Esad faşizmini; Suriye’de yaşayan halklara yaşatılan devasa yoksullukların, zulüm, katliam gibi bütün acıların, sürgünlerin arka planını, ilintili, akıcı bir dille ortaya koyuyor. Kasım Koç bunu ziyadesiyle başarmış.

 

Jandarması, istihbaratı, iş birlikçileri, aşiretleri, paşası, kadını, çocuğu, erkeği; yanmış yıkılmış, insansız evleri, Kürt köyleri, silah tüccarları, silah peşinde koşan korumasız devrimcileri, cezaevlerinde biçare, aç insanların, kurtuluşun, kaçıp göçmekte olduğunu hikâye boyunca düşleyen insanların, sınırların ardındaki sırra ortak olmanın umudunu yaşayanların, taşıyanların romanıdır “Ğada”.

 

Romandaki kahramanlarda yeryüzünün güzelleşmesi için ezilenler adına canları pahasına her türlü zulmü göğüsleyerek, hiç tereddüt etmeden, yılgınlığa düşmeden karanlığın üstüne yürümekteler.

 

Romandaki kahramanlar hayal ürünü değil, gerçekliğiyle her biri ayrı bir karakter. Hepsinin de ortak paydası çölün ortasında, çölün dibinde karanlığa gömülü ışığı alıp ezilenlere sunmaktır. Mığto ve Neco ise tam bir DON KİŞOT tiplemesini anımsatmaktalar.

Ğada hikayesi, peygamberler diyarı olan Şam’da başlıyor. Yazar Şam’ın tarihsel cazibesini de edebiyat diliyle okuyucuya tüm gerçekliğiyle sunuyor:

ĞADA-2 Suriye zindanlarını anlatıyor. 12 Eylül 1980 döneminde Türkiye Kuzey Kürdistan zindanlarında yaşanan vahşetin katmer katmer Suriye Sednaye Zindanlarında yaşamaktadır. Yazar yaşananları yalın ve akıcı bir dille aktarmakta. ĞADA’yı okurken insan yüreğine tutunarak düşünmekte. “Vahşetin vahşeti varmış” denilmeden kitabı bırakamasın. Tüm vahşete, işkencelere rağmen siyasal duruş ve polemiklerin de olmazsa olmaz bir gerçeklik olarak karşımızda çıkmakta kitapta.

 

“Koğuşa gelen askerlerin her biri birer çöl canavarı gibi sadece saldırıyorlardı. Onların bu durumunu gören, bunu düşünen Ebu Bayram derinden titriyor, korkuyordu. Ebo Bayram’ı korkutan, onun ayaklarını titremesine neden olan aşağıdaki hücrelerdi. Oraya inmek aklına geldikçe titriyordu. Sabri Cefo, “Sen nasıl bir temsilcisin?” dedi Ebo Bayram’a. Ebo Bayram, “Vır vır etme! Bu işin ucunda falaka var, fareli hücreler var, var da var. Var olanı var, yok olanı da var.” (Ğada-2)

 

Zulmün, baskının, yasakların ve her türlü vahşetin olduğu yerde,  yaşamın ve yaşamanın tadı ve zevki, mizahı ve siyasal tartışma, çekişme, radikal tavır alma ve devrimci duruşlar  daha anlamlı kılınıyor. ĞADA-2 aynı zamanda da devrimci duruşun bir romanıdır.

“Kendisine sosyalist diyen, B bölümüne geldiği günden bu yana TİKKO’cuları karalayan Mahmut’un komüne katılmayacağını söylemesi PKK tutsaklarını iyice üzdü. Kahvaltısını, öğle ve akşam yemeklerini ayrı yemeye başladı. Bu durumdan kaynaklı sosyal ilişkilerde zamanla kimse konuşmamaya başladı.” “Hazırlanan seminerlerin içeriği ne olursa olsun koğuşlarda gece gündüz tek bir tartışma konusu vardı; PKK ve TKP-ML TİKKO tartışması. Komunistlerle Yurtseverlerin tartışmasını en çok kızıştırmaya neden olan Sarı Hüseyindi.”  (Ğada2-)

“Arap baharı” tanımıyla başlayan, Suriye’de yedi yıldır dünya gündemini oluşturan “iç savaş” ve dış müdahaleyle gündemini sürdüren Şam iktidar yanlılarına ve karşıtlarına da buyurun burdan yakın diyor adeta.

Ğada-2 romanını okurken; Düşlerinizde bir çizgi oluşuyor dün ve bugün arasında, hatta yarına uzayıp giden, yılları yıllara bağlayan bir çizgi… Yazar Kasım Koç bu çizgi üstünde ustaca ve cesaretle yürüyor. “Bilgi paylaşımdır. Paylaşılmayan bilgi, bilgi olmaktan çıkar” dedirtircesine okuyucuyu Ğada2’yla buluşturuyor.

 

ĞADA-2 kitabına ünlü edebiyatçı Muzaffer Oruçoğlu ve yayıncı Veli Aydın da romana ilişkin not düşmekteler.

 

 

Tags: Ğada-2 Sednaya zindanıKasım KoçSuriye Zindanları 1990'lar
ShareTweetSend
Previous Post

Faşist Türk Devletinin Katliamlarından biri: “4 Mayıs 1937 Dersim Tertelesi”

Next Post

Karl Marx 200 Yaşında…

Next Post

Karl Marx 200 Yaşında...

  • AGEB: Yunanistan Gündemi – Ekim 2024
  • İsviçre’de Gençliğin Durumu?
  • AGEB: Almanya Gündemi Şubat 2024
  • AGEB Siyasi Perspektif Yazısı – Şubat 2024

AGEB PROGRAMI

AGEB PROGRAMI

PROGRAMI OKUMAK VE İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

DUYURULAR

AGEB Duyuruları

BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR!

HİNDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ (MAOİST) GENEL SEKRETERİ BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR! Hint gerici-faşist devleti Hindistan’da HKP(Maoist) öncülüğünde sürdürülen devrimci ...

29 Mayıs 2025
Duyurular

“İSTANBUL TKIS BLİNDS PERDE” İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM!

Hollanda merkezli HUNTER DOUGLOS firması 30 Ekim 2024 tarihinden bu yana İstanbul’da bulunan TKIS BLİNDS Perde işçilerinin, başta sendikal hak ...

1 Mart 2025
Duyurular

İSVİÇRE’DE AGEB PANELİNE ÇAĞRI

AGEB Basel'de 16 Mart 2025 tarihinde "Emperyalist Savaşlar, Hapishaneler, Göç ve Şovenizm" konulu Panel gerçekleştirecek. Emperyalist Kapitalizmin dünyada barbarlığını artan boyutta sürdürdüğü, ...

1 Mart 2025
AGEB

AGEB 3. KOLEKTİF TATİL KAMPI’NDA BULUŞALIM!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl 3. Kolektif Tatil Kampımızı 21 Temmuz- 06 Ağustos 2025 tarihleri arasında Yunanistan/Nafplio ...

23 Ocak 2025
AGEB Duyuruları

AGEB ve ADHK Panelleri

Emperyalist savaş kıskacında; Ortadoğu’da gelişmeler ve Türk Devletinin çıkmazı! Emperyalist-kapitalistlerin dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçilere yönelik artan saldırıları ...

4 Aralık 2024
Duyurular

1 Mayıs’ta Alanlara!

1 MAYIS’TA HAKLARIMIZI SAVUNALIM, EMPERYALİST YAĞMAYA KARŞI DURALIM! Uluslararası işçi sınıfının ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 ...

25 Nisan 2024
AGEB Duyuruları

İTİF 28. Kongresine davet

AGEB bileşeni olan İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu (İTİF), 28. Kongresini “Derinleş̧en çeliş̧kilere, yoğunlaşan baskı ve saldırılara karşı örgü̈tlenelim, mü̈cadele edelim!” ...

29 Mart 2024
AGEB Duyuruları

AGEB 2. Kolektif Tatil Kampında Buluşalım!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl düzenleyeceğimiz 2. Kolektif Tatil Kampımızı 20 Temmuz- 06 Auğustos 2024 tarihleri arasında, ...

15 Mart 2024
Duyurular

AGEB 5. Yıl Etkinliği

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği ( AGEB ) kuruluşunun 5. yılı nedeniyle 2 Mart Cumartesi günü İsviçre’nin Zürih kentinde kitleye açık ...

14 Şubat 2024
AGEB

Politik Mültecilere Yönelik Artan Saldırılara Son!

Avusturya’da politik mülteciliğe başvuran Özgür Doğan’a altı yıl sonra red ve iade kararı verildi 2014-2017 yılları arasında Rojava’da IŞID barbarlığına ...

13 Eylül 2023

Avrupa Haber Sosyal Medya

AGEB Sosyal Medya

LİNKLER

  • Yeni Demokrasi
  • Partizan
  • Partizan Medya
  • Partizan Arşiv
  • PŞTA
  • İşçi Köylü Kurtuluşu
  • İbrahim Kaypakkaya
  • Yeni Demokrat Gençlik
  • Yeni Demokrat Kadın
  • Umut Yayımcılık
  • Red Herald
  • Dem Volke Dienen
  • ETHA
  • Fırat Haber Ajansı
  • Gazete Patika
  • Avrupa Demokrat
  • Avrupa Postası
  • Kızıl Bayrak
  • İHD
  • Avrupa Sürgünleri

HAKKIMIZDA

avrupahaber11.org web sayfası AGEB – Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği Resmi sitesidir.

 

ARŞİV

SON EKLENENLER

İsviçre: BEKSAM’a yönelik yapılan saldırı kınandı

19 Haziran 2025

Emperyalizm destekli Siyonist İsrail’in saldırısına ve savaş kışkırtıcılığına karşı çıkalım!

17 Haziran 2025

Hollanda’da Filistinle kitlesel dayanışma gösterisi!

16 Haziran 2025

FACEBOOK’TA TAKİP EDİN

  • Anasayfa
  • AGEB
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Avrupa Gündemi
  • Dünya haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi