19 Haziran 2025 - Perşembe
  • HAKKIMIZDA
  • AGEB Açıklamaları
  • AGEB Programı
  • Türkçe
    • العربية
    • 简体中文
    • Nederlands
    • English
    • Français
    • Deutsch
    • Italiano
    • كوردی‎
    • Português
    • Русский
    • Español
    • Türkçe
Avrupa Haber
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
Avrupa Haber
No Result
View All Result

Ortadoğu’da dört önemli gelişme- Faik Bulut

6 Aralık 2017
in Seçtiklerimiz
0
SHARES
Facebook`da PaylaşTwitter`da PaylaşWhatsapp`da Paylaş

Ortadoğu’da dört önemli gelişme

Filistin halkının mutlu olmadığı çok açıktır. Çünkü “Arap Baharı” denilen halk isyanları ve bağlı olarak Suriye, Irak, Filistin, Lübnan ve Yemen’de yaşanan geniş çaplı çatışmalar, Filistin meselesini geri plana itti. Özellikle petro-dolar şeyhlerinin yönettiği Körfez devletleri, İsrail ile gizli ittifak içine girdiler. Bunun devamı olarak Suudi Veliahtı Muhammad bin Salman, Filistin yönetimi başkanı Mahmud Abbas’ı ülkesine davet ederek gözdağı verdi.

29 Kasım, Filistin halkı için üç önemli tarihi dönemece işaret etmektedir. Birincisi bölünmedir. Buna göre; Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu adına çalışan bir komisyon, Filistin topraklarını, sekiz parçaya bölmeyi kararlaştırdı: Üç parça Arap Devleti’ne (toprakların yüzde 43.53’ü) , üç parça Yahudi Devleti’ne (yüzde 56.47’si) tahsis edildi. Yahudi bölgesinde kalan Yafa kentinde bir Arap yerleşim bölgesi oluşturuldu. Sekizinci parça olan Kudüs’ün, BM Vesayet Konseyi tarafından uluslararası bir yönetim biçimi ile idare edilmesi öngörüldü. 29 Kasım 1947’de BM Genel Kurulu’nda onaylanan bu planı 33 lehte devlet destekledi, 13 devlet reddetti ve 10 da çekimser oy verdi. Destekleyenler arasında Türkiye de vardı. Ancak bu plan, asla uygulanamadı. Çünkü Filistinliler ve Arap ülkeleri, bu haksızlığa bir tepki olarak devlet kurmayı reddettiler. BM kararı uyarınca devlet ilan eden İsrail, plana uymadı; haksız yere işgal ve tehcir politikasını sürdürdü. Burada bir yanlışı düzeltmek gerek: Prof. Dr. İlber Ortaylı, Sovyetler Birliği’nin BM kararı uyarınca İsrail Devleti’ni tanımasını, şöyle yorumlamış: “ O tarihlerde Stalin’in Yahudi düşmanlığı son derecede artmıştı. Rusya Yahudilerinin boşalıp İsrail’e dolacağını umut ediyordu.” (3 Aralık 2017 tarihli Hürriyet). Oysa işin gerçeği şuydu: Sovyet yönetimi, Avrupa’daki Yahudi piyonerlerin (sömürgeci işgalci/iskancı öncüler), Arap çölüne hayat ve uygarlık götürdükleri gibi ideolojik bir yanılgıya düştü. Ayrıca sonradan İsrail başbakanı olan Golda Meir, gizlice Moskova’ya gitmiş; kimi yetkililer ve Yahudi siyasetçilerle görüşerek iyi bir diplomasi yapmıştı. Bu da meselenin reel politik ve jeopolitik yanıdır.

İkincisi, olumlu bir gelişmeydi: 1947’den tam 30 yıl sonra 29 Kasım 1977’de yine bir BM kararıyla, 29 Kasım günü, “Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü” ilan edildi. BM’nin bu kararına rağmen uluslararası hiçbir arenada başta ABD olmak üzere bazı Batılı devletler, Filistin halkının yanında olmadı.

Üçüncüsü, devletleşme yolunda ilk ciddi girişimi simgeliyor. Filistin yönetimi, yine BM Genel Kurulu’na tam üye olmak için, 23 Eylül 2011’de başvuruda bulundu. Genel Kurul’da kabul edilen başvuru Güvenlik Kurulu’nda özellikle ABD tarafından veto edildi. Filistin yönetimi, bu kez sadece Genel Kurul oylamasının yeterli olacağı “gözlemci devlet” başvurusu için BM’nin kapısını çaldı. 193 ülkeden 138’i Filistin’e “evet” dedi ve Filistin yönetimi, “üye olmayan gözlemci devlet” statüsü kazandı. Filistin yönetimi bugüne kadar BM’de gözlemci kuruluş sıfatıyla temsil ediliyordu. 29 Kasım 2012’den itibaren statüsünü yükseltti, “gözlemci kuruluş”tan, “gözlemci devlet” konumuna yükseldi. Bu yükselişle birlikte BM’nin çeşitli organlarına da üye oldu.

Filistin halkının mutlu olmadığı çok açıktır. Çünkü “Arap Baharı” denilen halk isyanları ve bağlı olarak Suriye, Irak, Filistin, Lübnan ve Yemen’de yaşanan geniş çaplı çatışmalar, Filistin meselesini geri plana itti. Özellikle petro-dolar şeyhlerinin yönettiği Körfez devletleri (Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri) , İsrail ile gizli ittifak içine girdiler. Bunun devamı olarak Suudi Veliahtı Muhammad bin Salman, Filistin yönetimi başkanı Mahmud Abbas’ı ülkesine davet ederek gözdağı verdi. İkisi de birbirinden acı olan iki seçenek sundu: Filistin yönetimi ya İran ve Hizbullah’a karşı, Suudi müttefiklerin yanında yer alacak. Ayrıca Trump yönetimi ile Suudi işbirliğiyle hazırlanan İsrail-Filistin barış planına Abbas onay verecek. Ödül olarak bol miktarda petro dolar yardımı alacak ve Filistin yönetimi memurlarının maaşları ödenecek. Mahmut Abbas, bu öneri paketini reddederse, El Fetih içindeki yolsuzlukları ve fahiş hataları nedeniyle bir dönem Körfez bölgesine sürgün edilen Muhammed Dahlan, yeniden siyaset sahnesine dönerek Abbas’ın yerini alacak.

Daha kötüsü şudur: Gittiği Suudi Arabistan’da kendisine gözdağı verilen ve Lübnan Başbakanı Hariri gibi ev hapsinden zor bela kurtulan Abbas, Trump-Suudi barış planının nasıl bir felaket getireceğinin farkında. Yeni ortaya çıkan bir belgeye göre, İngiliz yönetimi, eski Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’e şöyle bir plan sunmuştu: “Lübnan, Suriye, Ürdün ve Mısır’da bulunan 4 milyon kadar Filistinli mülteci, anayurdu yerine, Mısır egemenliğindeki Sina Çölü’ne yerleştirilsin.” Yani 1948 ve 1967 yılında İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmek yerine, İsrail, Filistin halkını tekrar anayurdundan edip Sina Çölü’ne sürmeyi tasarlıyor.

Yemen’deki yeni gelişme şudur: Suudi Arabistan’ın başını çektiği saldırgan koalisyonun desteklediği Cumhurbaşkanı Abdrabbu Mansur Hadi yönetimi çökme aşamasında. Böylece “otel lobilerinde petro-dolar sayesinde hükümet kurup, Yemen halkına yıkım, açlık ve ölümden başka bir şey getirmeyen iktidar dönemi kapanmak üzere. Zira İran destekli Husiler ile ülkenin müzmin devlet başkanı sayılan Ali Abdullah Salih’e bağlı güçler, Suudilerin havadan ve karadan saldırılarına direnmesini bildiler. Ülkenin gümrük kapılarına ve limanlarına uygulanan ambargonun kaldırılması veya gevşetilmesi yönünde belli bir mesafe aldılar. Ancak geçtiğimiz hafta Salih-Husi güçleri ittifakı, çökmenin eşiğine geldi. Çünkü başkent Sana’da, iki tarafın silahlı birlikleri birbirleriyle ölesiye çatıştılar. Ali Abdullah Salih, yok hükmünde saymanın ötesinde Husileri düşman ilan etti. Husiler ise, karşı tarafa saldıran silahlı birimlerin kendilerinden olmadığını; muhtemelen tertip peşinde olan kimi karanlık ellerin bu provokasyona başvurduklarını açıkladılar. Bunu kanıtlamak için ortak bir araştırma komisyonu kurulmasını önerdiler. Özetle, Yemen’deki son gelişme, savaş ve siyaset dengenin maceraperest Suudi yönetiminden yana olmadığının belirtisi sayılabilir. Bu arada belirtmek gerek: “Yemen’de siyaset yapmak kobra yılanlarının başının üzerinde dans etmek gibidir” diyen Salih, kurt politikacıdır. Muhtemelen bu denge değişikliğini istismar ederek, Suudi yönetimiyle uzlaşmaya gidebilir. Yıllar önce Suudi zoruyla indiği iktidar koltuğuna tekrar oturabilir.

Haşdi Şabi komutan ve sorumlularından bazıları, IŞİD ve Irak Kürdistan yönetimine karşı kazandıkları askeri başarılardan sonra önümüzdeki genel seçimlere katılmak amacıyla ortak siyasi bir hareket/parti kurmaya başladılar. Bir yıldan beri hareket içinde tartışılan konu, karara bağlanmış görünüyor. Peki, bu neyi değiştirecek? Bizce, Bağdat’taki hemen tüm siyasi denge ve denklemler değişebilir. Söz gelimi Başbakan Abadi, bu siyasi hareketin bir kısmını yanına çekebilir veya seçim sonrasında koalisyon kurabilir. Eski Başbakan Nuri Maliki, Haşdi Şabi’nin vekili ve sözcüsü sayılıyordu. Kendisini hâlâ öyle görüyor. Halbuki bundan böyle eski itibarlı (gölge başbakan) konumunda olamayabilir. İran, büyük olasılıkla sıkı ilişki içinde olduğu Haşdi Şabi önderleri aracılığıyla Irak’ta daha fazla söz ve karar sahibi olacak. ABD’nin Bağdat’taki siyasi etkisi belli oranda azalabilir.

Son gelişme İsrail-İran meselesine ilişkindir. Malum, İsrail birkaç gün önce “Suriye’deki bir İran üssüne füze attığını” açıkladı. Abartıyı bir kenara bırakırsak, füzeler, Suriye’deki Rus yapımı karşı füzeler tarafından imha edildi. Demek ki İsrail, bundan böyle, gerek Lübnan gerek Suriye topraklarını keyfi biçimde rahatlıkla bombalamayacak. Zira Rus yapımı savunma füzeleri, Suriye ordusu ve Hizbullah milislerinin elinde bol miktarda mevcut. Öte yandan, İsrail’in bu saldırısı, daha önce değindiğimiz Suudi-İsrail cephesinin Hizbullah-Suriye-İran cephesine ortak bir saldırısı olarak algılanabilir. Hizbullah ise, savunma mevzilerini genişletiyor. Sadece güney Lübnan değil, aynı zamanda İsrail’in 1967’de bir kısmını işgal ettiği Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ni de savunma hattı olarak belirlemiş. Birkaç yıl önce Beyrut’taki bir televizyon kanalına katılırken tanıdığım Dürzi inançlı Semin Quntar, o zaman Hizbullah’ın yöredeki bir cephe komutanıydı. Bana şu kadarını söylemişti: “Golan’daki Dürzileri İsrail işgalinden kurtarmak için, savaşı Golan Tepeleri’ne taşımayı planlıyorum…” Sözlerini ayrıntılandırmadı. Bu karşılaşmadan birkaç ay sonra, Quntar, İsrail tarafından katledildi…

* Bu yazı Eski Yemen Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in ölüm haberinden önce yazılmıştır.

 

ShareTweetSend
Previous Post

Ortadoğu’da kartlar yeniden… – Aydın Selcen

Next Post

Yunanistan`da Devrimci Mücadele Tutsakları Açlık Grevinde

Next Post

Yunanistan`da Devrimci Mücadele Tutsakları Açlık Grevinde

  • AGEB: Yunanistan Gündemi – Ekim 2024
  • İsviçre’de Gençliğin Durumu?
  • AGEB: Almanya Gündemi Şubat 2024
  • AGEB Siyasi Perspektif Yazısı – Şubat 2024

AGEB PROGRAMI

AGEB PROGRAMI

PROGRAMI OKUMAK VE İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

DUYURULAR

AGEB Duyuruları

BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR!

HİNDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ (MAOİST) GENEL SEKRETERİ BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR! Hint gerici-faşist devleti Hindistan’da HKP(Maoist) öncülüğünde sürdürülen devrimci ...

29 Mayıs 2025
Duyurular

“İSTANBUL TKIS BLİNDS PERDE” İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM!

Hollanda merkezli HUNTER DOUGLOS firması 30 Ekim 2024 tarihinden bu yana İstanbul’da bulunan TKIS BLİNDS Perde işçilerinin, başta sendikal hak ...

1 Mart 2025
Duyurular

İSVİÇRE’DE AGEB PANELİNE ÇAĞRI

AGEB Basel'de 16 Mart 2025 tarihinde "Emperyalist Savaşlar, Hapishaneler, Göç ve Şovenizm" konulu Panel gerçekleştirecek. Emperyalist Kapitalizmin dünyada barbarlığını artan boyutta sürdürdüğü, ...

1 Mart 2025
AGEB

AGEB 3. KOLEKTİF TATİL KAMPI’NDA BULUŞALIM!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl 3. Kolektif Tatil Kampımızı 21 Temmuz- 06 Ağustos 2025 tarihleri arasında Yunanistan/Nafplio ...

23 Ocak 2025
AGEB Duyuruları

AGEB ve ADHK Panelleri

Emperyalist savaş kıskacında; Ortadoğu’da gelişmeler ve Türk Devletinin çıkmazı! Emperyalist-kapitalistlerin dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçilere yönelik artan saldırıları ...

4 Aralık 2024
Duyurular

1 Mayıs’ta Alanlara!

1 MAYIS’TA HAKLARIMIZI SAVUNALIM, EMPERYALİST YAĞMAYA KARŞI DURALIM! Uluslararası işçi sınıfının ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 ...

25 Nisan 2024
AGEB Duyuruları

İTİF 28. Kongresine davet

AGEB bileşeni olan İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu (İTİF), 28. Kongresini “Derinleş̧en çeliş̧kilere, yoğunlaşan baskı ve saldırılara karşı örgü̈tlenelim, mü̈cadele edelim!” ...

29 Mart 2024
AGEB Duyuruları

AGEB 2. Kolektif Tatil Kampında Buluşalım!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl düzenleyeceğimiz 2. Kolektif Tatil Kampımızı 20 Temmuz- 06 Auğustos 2024 tarihleri arasında, ...

15 Mart 2024
Duyurular

AGEB 5. Yıl Etkinliği

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği ( AGEB ) kuruluşunun 5. yılı nedeniyle 2 Mart Cumartesi günü İsviçre’nin Zürih kentinde kitleye açık ...

14 Şubat 2024
AGEB

Politik Mültecilere Yönelik Artan Saldırılara Son!

Avusturya’da politik mülteciliğe başvuran Özgür Doğan’a altı yıl sonra red ve iade kararı verildi 2014-2017 yılları arasında Rojava’da IŞID barbarlığına ...

13 Eylül 2023

Avrupa Haber Sosyal Medya

AGEB Sosyal Medya

LİNKLER

  • Yeni Demokrasi
  • Partizan
  • Partizan Medya
  • Partizan Arşiv
  • PŞTA
  • İşçi Köylü Kurtuluşu
  • İbrahim Kaypakkaya
  • Yeni Demokrat Gençlik
  • Yeni Demokrat Kadın
  • Umut Yayımcılık
  • Red Herald
  • Dem Volke Dienen
  • ETHA
  • Fırat Haber Ajansı
  • Gazete Patika
  • Avrupa Demokrat
  • Avrupa Postası
  • Kızıl Bayrak
  • İHD
  • Avrupa Sürgünleri

HAKKIMIZDA

avrupahaber11.org web sayfası AGEB – Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği Resmi sitesidir.

 

ARŞİV

SON EKLENENLER

Emperyalizm destekli Siyonist İsrail’in saldırısına ve savaş kışkırtıcılığına karşı çıkalım!

17 Haziran 2025

Hollanda’da Filistinle kitlesel dayanışma gösterisi!

16 Haziran 2025

Almanya AGEB: Devrimci Avukat Roland Meister’e yönelik polis saldırısını kınıyoruz!

15 Haziran 2025

FACEBOOK’TA TAKİP EDİN

  • Anasayfa
  • AGEB
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Avrupa Gündemi
  • Dünya haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi