BERLİN |02.01.20117| Almanya’da 2017 yılında yapılacak iki önemli seçime hazırlıklar yapılıyor. Şubat ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Eylül ayında yapılacak Federal Parlamento seçimleri için partiler çalışmalarını başlattı.
12 Şubat’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) adayı olan Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in cumhurbaşkanı seçileceğine kesin gözüyle bakılıyor. İktidar partilerinin bir adayda anlaşması Gauck sonrası istikrarın sağlandığına ilişkin algıyının güçlendirilmesi hesaplanıyor.
Ortak aday ve SPD’li Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in devletçi politikaları ile biliniyor. Afganistan’a mültecilerin geri gönderilmesini, Türkiye’de faşist devletin mülteci pazarlığı çerçevesinde desteklenmesini ve güvenlik politikaları adı altında baskıların arttırılmasını savunan bir çizgide olması itibariyle iktidar ortaklarının üzerinde anlaştıkları bir isim Steinmeier.
Sol Parti cumhurbaşkanlığına siyaset bilimci Christoph Butterwegge’yi, sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) Albrecht Glaser’i, Özgür Seçmenler (Freie Wähler) partisi de Alexander Holt’u aday gösterdi. Cumhurbaşkanı Federal Alman Meclisi üyeleri ile eyalet temsilcilerinden oluşan bin 260 üyeli Federal Seçiciler Kurulu (Bundesversammlung) tarafından seçilecek.
Üç eyalette seçim
Almanya’da 26 Mart’ta Saar, 7 Mayıs’ta Schleswig-Holstein ve 14 Mayıs’ta Kuzey Ren Vestfalya eyaletlerinde seçimler yapılacak. Eyalet seçimlerinde alınacak sonuçlar, eylül ayında yapılacak parlamento seçimleri açısından önem taşıyor. Özellikle de Almanya’da nüfusun ve göçmenlerin en yoğun olduğu eyalet olan Kuzey Ren Vestfalya’daki seçimler barometre niteliğinde görülüyor.
Eylül ayında parlamento seçimleri
Almanya’da halk eylül ayında sandık başına giderek, yeni parlamentoyu seçecek. Seçimlerin kesin tarihinin yeni yılın başında belli olması bekleniyor. 2017’de yapılacak genel seçimlerde, Hristiyan Birlik partilerinin Başbakan adayı halen bu görevi yürüten Angela Merkel olacak. Sosyal Demokrat Parti ise Merkel’e karşı henüz kimi aday göstereceğine karar veremedi. Sosyal Demokratların lideri Sigmar Gabriel, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ve Hamburg Belediye Başkanı Olaf Scholz adaylık için adı geçen isimler arasında bulunuyor.
Almanya’daki mülteci krizi ve bu konudaki tartışmaların ardından yükselişe geçen sağ popülist parti Almanya için Alternatif’in de (AfD) ilk kez Federal Parlamento’ya girebileceği yönünde basında oldukça yoğun haberler yapılıyor. Hristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) sağcı ve ırkçı parti AfD’den oy almak için ırkçı politikalara sarılmı durumda. Mültecilerin Almanya’ya gelmemeleri için insanlık dışı uygulamaları önermekten geri durmayan AfD’ye oyları kaptırmamak için CSU oldukça sağ bir çizgiye demirlemiş durumda ve Almanya-Avusturya ve Çekya sınırına duvar örülmesini dahi tartıştırma niyetinde. Mülteciler meselesi Angela Merkel’li CDU partisinin en büyük sorunu haline geldi. Önümüzdeki dönemlerde Hristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) ile AfD ırkçı politikalar nezdinde birbirleri ile yarışacağı bir seçim çalışması bekleniyor, zira seçim çalışmalarına hazırlık anlamında CDU parti konngresinde şifte vatandaşlığa karşı bir önergenin kabul edilmesi koalisyon arasındaki iplerin gerilemesine neden oldu.
Enternasyonalist Liste/MLPD Çıkışı
Devrimci ve demokratik kesimlerin biraraya gelerek oluşturdukları Enternasyonal Birlik taafından Enternasyonal Liste/MLPD (Almanya Marksist-Leninist Partisi) bir Liste ile seçimlere girilecek. Önceki seçimlere göre daha geniş bir birliktelikle ele alınan Liste çalışmasında Türkiyeli demokratik göçmen kurumları önemli oranda er alıyor. Enternasyonal Birlik ATİF, AGİF, ADHF, Filistin Demokratik Kongresi, Komala, Sol Forum, MLPD, Filistin Halk Kurtulus Cephesi, Gençlik Kurumu Rebell, Yaşanacak Dünya, YDG, Young Struggle gibi kurumlar ile bireylerden oluşuyor.
Enternasyonalist Liste/MLPD’de Münih’te yargılanan ve tutsak konumda bulunan Deniz Pektaş ve Erhan Aktürk’te yer alıyor. Alman seçim tarihinde ilk defa 129 b maddesince yargılanan devrimciler genel seçimlerde aday olarak gösteriliyor.
