AFAD kamplarında bulunan mülteci kadınların Antep’te fuhuşa sürüklendiğini belirten insan hakları savunucusu avukat Eren Keskin, “Antep’te fuhuş pazarları var. Bunların hepsi devlet denetiminde olan yerlerdir. Burada kadınlardan, çocuklara yüzlerce sığınmacı para karşılığında kendilerinden yaşça büyük şahıslara satılıyor. Çocuklarına bir ekmek alabilmek isteyen kadınların fuhşa zorlandığını tespit ettik” dedi.
Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan on binlerce mültecinin ihtiyaçlarının karşılandığını, bunun için de 3 yılda 10 milyar dolar harcadığını iddia eden Hükümet, her fırsatta mültecileri “pazarlık” haline getiriyor. Ancak bir taraftan da mülteci kamplarında yaşananların üzeri örtülmeye çalışıyor.
Hatay’ın Yayladağı, Reyhanlı, Kırıkhan ve Altınözü ilçelerinde AFAD tarafından kurulan mülteci kamplarında sağlıksız yaşam koşullarının yanı sıra taciz ve tecavüz gibi birçok olay da yaşanıyor.
Pek çok kentte mülteci kamplarında araştırmalar yaptıklarını belirten insan hakları savunucusu Avukat Eren Keskin, bölgede HDP’li belediyeler tarafından kurulan kamplarda ciddi şikayetler olmadığını ancak Antep ve Hatay’da bulunan kamplarda özellikle taciz ve tecavüz vakalarında artışlar yaşandığını söyledi.
‘DEVLET DENETİMLİ FUHUŞ PAZARLARI VAR’
Yapmış oldukları saha çalışmasında özellikle kadınların yaşadıkları sorunları tespit etmeye çalıştıklarını ifade eden Keskin, kendilerine Antep-Hatay hattında bulunan kamplardan yoğun taciz, tecavüz ve darp şikayetlerinin geldiğini aktardı. Keskin, tüm girişimlerine rağmen bu kamplara giremediklerini dile getirdi.
Bu kamplarda yaşam koşullarının sağlıksız olduğunu, bu nedenle kampların dışına çıkan kadınların ise fuhuş bataklığına sürüklendiklerini ifade eden Keskin, “Antep’te fuhuş pazarları var. Bunların hepsi devlet denetiminde olan yerlerdir. Burada kadınlardan, çocuklara yüzlerce sığınmacı para karşılığında kendilerinden yaşça büyük şahıslara satılıyor. Çocuklarına bir ekmek alabilmek isteyen kadınların fuhşa zorlandığını tespit ettik” diye konuştu.
‘SIĞINMACI KADINLARIN YAŞADIKLARI DEVLETLERİN UMURUNDA DEĞİL’
Mülteci kadınların durumunun Türkiye ve Avrupa’nın politikalarından bağımsız düşünmemek gerektiğini belirten Keskin, Avrupa ve Türkiye’nin kendi çıkarları uğruna insan haklarını ayaklar altına aldığını söyledi. Mülteciler noktasında birinci dereceden Türkiye suç işlese de Avrupa’nın da bu suça ortak olduğunu vurgulayan Keskin, “İmza attıkları uluslararası sözleşmelere aykırı davranıyorlar. Sığınmacılar kendi coğrafyalarına gelmesinler diye Türkiye’ye paralar vererek burada kalmalarını sağlamaya çalışıyorlar. Sığınmacı kadınların yaşadığı mağduriyetler hiçbir devletin umurunda değil” değerlendirmesinde bulundu.
Keskin, insan hakları savunucuları olarak bunları raporlaştıracaklarını ve mültecilerin hakları için mücadele edeceklerini söyledi.
