Hafızaları Olmayanların Gelecekleri Yoktur.
Geçmişlerini Bilmeyenler, Geleceklerini Şekillendiremezler!
Dünya’yı savaşa sürükleyerek, on milyonlarca insanın yaşamını kaybetmesine, milyonların sakat kalmasına ve korkunç bir yıkıma sebep olan Alman faşizmi (Hitler faşizmi)nin yenilgisinin 80. yılındayız. 12 yıllık Nazi yönetimi altı yıl süren savaş, 60 milyona yakın can kaybı ve sistematik olarak katledilen altı milyon Yahudi. İnsanlık tarihinin daha önce karşılaşmadığı bu vahşetin yaratıcısı Nazi Almanya’sı, SSCB önderliğinde 1945’te dize getirildi. Kızıl Ordu‘nun Berlin’e ulaşmasıyla faşizm tamamen yenilgiye uğratıldı. Nazi Almanya’sının şartsız teslimiyeti imzalamasıyla savaştaki yenilgisi kesinleşti. 8-9 Mayıs faşizme karşı zafer günü olarak tarihe geçti. Faşizmin yenilgisiyle büyük bedeller ödeyen doğu Avrupa halkları halk demokrasilerini kurdular. Dünya halkları ve ezilen uluslar kendi kaderlerini tayin etmek için mücadeleler yürüttüler. Faşizme karşı zafer dünya ezilenlerine ilham kaynağı oldu. Bugün 80 yıl önce yaşananları sadece bir tarih okuması veya bir anmaya indirgemek yanlış olacaktır.
Faşizm insanlık düşmanı bir rejimdir ve emperyalizmin bir ürünüdür. Günümüzde de faşizme karşı mücadeleyi göz ardı etmeden ırkçılığa ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı mücadele etmek tüm ezilen halkların görevidir. Alman faşizmini harekete geçiren dinamik dünya emperyalist sisteminin mutlak liderliğiydi. Emperyalist pazar hevesleri faşist saldırganlık ve siyasetle hayata geçirilmeye çalışıldı. Bugünde yine emperyalist rekabet ve pazarda egemenlik kurma mücadelesi faşist eğilimleri güçlendirmekte, Trump gibi politik unsurları doğurmaktadır. Avrupa’da faşist hareketler yükselişte, bu yükselişi yaşamın her alanında görmek mümkün. Tüm Avrupa ülkelerinde neo faşist gruplar sokaklara çıkmakta eylem ve etkinlikler düzenlemektedir. Demokrasi adı altında faşizm meşrulaştırılmaya çalışılmakta ve faşist güçlere alan açılmaktadır. Yine seçimler bu durumun en somut göstergelerinden biri. İtalya’da faşist eğilimli Meloni’nin yönetime gelmesi, Finlandiya’da Gerçek Finler Partisi’nin sandıktan zaferle çıkması, İsveç’te, Norveç’te, İspanya’da, Avusturya ve Almanya’da yükselen aşırı sağcı hareketler yeni bir faşist dalganın göstergesi. Bu hareketler; nefret söylemleriyle, yabancı düşmanlığıyla, ırkçı propagandayla toplumu ayrıştırmakta ve göçmenlere karşı kışkırtmaktadırlar. Faşizm farklı ton ve şekillerde yüzünü her alanda gösteriyor. Avrupa’nın tüm ülkelerinde anti komünistlik, Sovyet düşmanlığı yapılmakta, komünizm sembolleri yasaklanmaktadır.
Bugün Ukrayna’da, Gazze’de, Ortadoğu’da ve dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan savaşlar kapitalist sistemin bitmek bilmeyen kar ve sömürü hırsından kaynaklanmaktadır. Yaşanan durum burjuva devletlerin saldırganlaşmasını ve gericileşmesini, bu da faşizmi tetikliyor. Sistematik olarak siyasal gericilik tırmandırılıyor. Bu durum, dünya halklarına karşı baskı ve şiddetin artırılmasını getiriyor. Emperyalistler arası çelişkiler yeni bir dünya savaşına doğru gidişin ibareleriyle dolu. Silahlanma bütçeleri artıyor, şovenizm kışkırtılıyor, halklar birbirine kırdırılıyor. Emperyalist sistem dünyamızı felakete sürüklemenin peşinde. Yaşananlar, tarihten tanık olduğumuz gerçeklikler. Tarihin tekrardan tekerrür etmemesi işçi sınıfı ve emekçilerin emperyalizme, kapitalizme ve faşizme karşı mücadelesiyle olacaktır. Emperyalist Kapitalist sistem yok edilmeden savaşlar, işgaller ve sömürü ortadan kalkmayacaktır. Tarihten ders çıkararak ve yaşananları unutmadan günümüzün zalimlerine karşı mücadeleyi büyütelim. Emperyalist kapitalist sistem sömürü, savaş ve katliam demektir. İnsanlığın gerçek kurtuluşu Devrim ve Sosyalizmdedir.
Kahrolsun Emperyalizm Faşizm ve Her türden Gericilik!
Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği ( AGEB )
Avusturya Türkiyeli İşçi Gençlik Federasyonu ( ATİGF )