24 Haziran 2025 - Salı
  • HAKKIMIZDA
  • AGEB Açıklamaları
  • AGEB Programı
  • Türkçe
    • العربية
    • 简体中文
    • Nederlands
    • English
    • Français
    • Deutsch
    • Italiano
    • كوردی‎
    • Português
    • Русский
    • Español
    • Türkçe
Avrupa Haber
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
Avrupa Haber
No Result
View All Result

Devam eden Göç : Evden Uzakta Olmak!

1 Şubat 2024
in AGEB, Haberler
0
SHARES
Facebook`da PaylaşTwitter`da PaylaşWhatsapp`da Paylaş

Tarihin birçok döneminde çeşitli nedenlerle gündemde olan göç olgusu, neden ve sonuçları itibariyle çeşitli farklılıklar gösterse de, günümüzde de yoğun bir şekilde devam ediyor. Son yüzyılda uluslararası göç edenlerdeki artış ile birlikte dünya nüfusunun yaklaşık %4’ü göçmen statüsündedir. Eurostat’a göre, 2023 yılının ilk dokuz ayında Türkiye’den AB ülkelerine ilk kez iltica edenlerin sayısı 51 bini aştı. TUİK tarafından yayınlanan Uluslararası Göç İstatistikleri’ne göre ise Türkiye`nin bir geçiş ülkesi olmasından kaynaklı 2022 yılında Türkiye’den yurtdışına çıkış yapanların sayısı 466.914 kişi. Türkiye’den yurtdışına giden nüfusun 139.531’ini Türkiye halkı, 327.383’unu ise yabancı uyruklular oluşturdu. Göç eden nüfusun %55.7’sini erkekler, %44.3’unu ise kadınlar oluşturdu. Göç eden nüfusun yaş gruplarına bakıldığında, en fazla göç edenlerin %15.8 ile 25-29 yaş grubunda olduğu görüldü. Bu yaş grubunu %13,4 ile 30-34 ve %12.8 ile 20-24 yaş grubu izledi.

Günümüzde, insanların kendi topraklarını bırakıp başka bir ülkeye sığınmasının birçok sebebi bulunuyor. Emperyalistlerin işgal saldırıları ve ekonomik kriz göçlerde birinci etken iken, sosyal ve siyasal tutum ve bununla beraber gelişen taciz-tecavüz, işkence, tutukluluk, cinayet gibi olayları yaşama ve yaşayacak olma kaygısının yanı sıra, eğitim sistemindeki bozukluğun yarattığı geleceksizlik gibi etmenler de bir arayışa sebep oluyor. İçinde yaşadığımız sistemin devamlılığını sürdürmesi açısından tüm baskı araçlarını kullanması ve toplumu sindirmeye çalışması ve bu sindirme işini zor araçlarıyla, katlederek, tutuklayarak, ötekileştirip tecrit ederek yapması, göç ve göçmenlik olgusunda önemli bir etken olmaktadır. Baskılara daha fazla dayanamayan, geleceğini güvence altına alamayan birçok insan başka ülkelere göç etmek zorunda kalmaktadır. Aslında bizim gibi yarı feodal yarı sömürge ve emperyalistlere göbekten bağımlı ülkelerde, ‘zorunluluk` faşizme karşı mücadele etmektir, çünkü gideceğimiz hiçbir yerin bize gül bahçeleri sunmayacağı açıktır ve yazının devamında bunu örneklendirdiğimizde daha iyi anlaşılacaktır söylemek istediğimiz.

Peki insanlar saydığımız bu sorunlardan kurtulmak, genel olarak güvenlik, fiziksel bütünlük, finansal güvenlik, yeni bir hayat kurma fırsatı, eğitim ve istihdam, korunma/koruma veya daha insancıl bir yaşam umudu ve beklentisiyle çıktıkları bu yolda tam olarak ne buldular? Çıktıkları o yolda; botlarda batıp hayatlarını kaybetmeden, herhangi bir orman köşesinde polis veya çeteler tarafından öldürülmeden, bir başka Avrupa ülkesinde yakalanıp parmak izi vermeden vardıklarında her şeyin bittiğini zannedip, ertesi gün hayallerini kurdukları hayata başlayacaklarını düşünürken, mültecilik hayatının acı yönleriyle ve iltica kamplarıyla tanışıyorlar.

Lisan problemleri, kültürel yalnızlık, ekonomik sorunlar, yeni yaşam biçimine ayak uydurmaya çalışma, mülteci statüsü hakkındaki belirsizlik, aile ve sosyal destek kaybı, arkasında bıraktığı aile üyeleriyle yeniden bir araya gelip gelemeyeceklerine yönelik endişe, geçmişe özlem gibi sorunlar yetmezmiş gibi, bir de zorlu kamp yaşantıları ekleniyor. İltica sürecinin en çok etkileneni aslında çocuklar oluyor. Okula gidecek bir çocuk; dilini hiç anlamadığı, iletişim kuramadığı, belki de dışlanacağı veya ciddi anlamda yalnız kalacağı, yıkıcı etkileri olan bir sürece dahil olacak. Henüz gelişim evresinde olan çocuklar kendilerini yalnızlık sorunu ile beraber, depresyon, anksiyete gibi psikolojik rahatsızlıklar içinde bulabilecekler. Geldiği ve yaşadığı ülke arasında bir yere sıkışıp kalıp kendini herhangi bir yere veya kültüre ait hissedemeyecekler.

Son dönemlerde çoğu göçmenin hem psikolojisini bozan hem de insani değerlerini ayaklar altına alan birer yarı açık hapishane sistemine benzeyen/modelinde işleyen kamplar bambaşka bir mücadele alanı oluşturuyor. Yabancı bir ülkede yabancı olmak çok zorken, bu süreci de daha da zorlaştıran bir devlet var. Devletler yıldırma politikalarından vazgeçmeyerek kamp ortamlarını ilticacılara psikolojik bir savaş arenasına çevirmek için elinden geleni yapıyor. Sistematik bir şekilde şehir merkezlerinden, toplumdan hem de tanıdıklarından uzakta dağlık bölgelerdeki kamplarda ilticacıları izole etmeye çalışıyorlar.  Bu uygulamayla başarılı(!) bir şekilde emellerine ulaşıp mültecileri izole edilmiş bir yalnızlığın pençesine bırakıyorlar. Her ne kadar dünya basınında yer alması engellenmeye çalışılsa da, mülteci kamplarındaki intihar ve ölüm oranı gün geçtikçe artıyor.

Kamplarda var olan başka bir sorun ise kamp ortamlarında farklı ülkelerden gelen insanların aynı «kutu» içinde yaşatılmaya çalışılmasından kaynaklanıyor. Farklı milletler demek farklı kültürler, alışkanlıklar, gelenekler demektir. Kamptaki kadın ve çocuklar, bastırılmış toplumda yetişip kendini oralardan AB ülkelerine atan birçok mülteci tarafından taciz/rahatsız edilip, mobing görüyor. Bunlara ek olarak; uzun süre kötü koşullarda, dar bir ortamda kalmalarından kaynaklı oluşan gerginlik ile birbirlerine karşı tahammül seviyeleri de düşüyor. Farklı milletlerin bir arada yaşaması kutuplaşmayı ve beraberinde de çeteleşmeyi getiriyor. Bu çeteleşmeyle beraber çıkan sorunlardan kaynaklı günübirlik polisin geldiği mülteci kamplarında bir nevi can güvenliği için gelen mültecilerin can güvenliği tehlikeye giriyor. İltica/sığınma tanıyıp, koşulları düzeltmemek gelinen ülkelerdeki uygulamaları aratmayacak uygulamalara maruz kalmak iki yüzlüce işleyen kapitalist sistemin ta kendisidir.

Nüfusun hızla yaşlanmasından kaynaklı kapitalist ve emperyalist ülkelerin ucuz ve genç emek gücüne duyduğu ihtiyaç gün geçtikçe artıyor. Bu açığı da göçmenler üzerinden kapatmaya çalışan kapitalizm, mülteci kamplarına yönelmiş durumda. Kamplarda var olan çalışma zorunluluğu sadece kamp içi işlerde değil kamp dışı işlerde de çalıştırılmayı kapsıyor. Kaldırım temizleme, ormanda çöp toplama, yolları süpürme… Daha sayamayacağımız onlarca vasıflı-vasıfsız işlere götürülen ilticacılar, işe gitmek istemedikleri zaman, dört tarafı telle çevrili kampların giriş-çıkış saatlerine uymadıklarında, seslerini biraz fazla çıkarıp haklarını aramaya başladıklarında haftalık aldıkları cüzi miktardaki ücretin kesilmesiyle karşı karşıya kalıyorlar, daha kötü şartları olan yeraltı veya deport (geri gönderme) kamplarına sürülmekle üstü kapalı bir şekilde tehdit ediliyorlar.

Göçmenler, göç ettikleri yerlerde var olan göçmen derneklerinde birbirlerine destek olup uyum süreçlerini bir nebze de olsa kolaylaştırabilirler. Sömürü sistemi; göçmenlerin göçmenlerden ve yerli bilinçli emekçilerden ve devrimcilerden başka dostu olmadığını da gösteriyor. Avrupa sanıldığı gibi bir cennet bahçesi değildir ve her geçen gün yaşam koşulları daha da ağırlaşıyor. Ağırlaşan yaşam koşullarına ek olarak, ırkçı ve ayrımcı politikalar da eklenince mücadele kaçınılmaz oluyor. Ülke fark etmeksizin mücadele her yerde sürüyor ve sürdürülmesi gerekiyor! Mücadele edilmeden haklar alınamaz! Bu yüzden örgütlenmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Tüm göçmen dostlarımızı, AGEB örgütlenmemize destek olmaya ve bir adım daha ileri çıkarak mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz.

 

Tags: AGEBgöçmen
ShareTweetSend
Previous Post

Bu Kez Söz Biz Gençlerin, Şu Büyüklerin Olsun!

Next Post

Frankfurt’ta İran ve İsrail faşizmi protesto edildi

Next Post

Frankfurt'ta İran ve İsrail faşizmi protesto edildi

  • AGEB: Yunanistan Gündemi – Ekim 2024
  • İsviçre’de Gençliğin Durumu?
  • AGEB: Almanya Gündemi Şubat 2024
  • AGEB Siyasi Perspektif Yazısı – Şubat 2024

AGEB PROGRAMI

AGEB PROGRAMI

PROGRAMI OKUMAK VE İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

DUYURULAR

AGEB Duyuruları

BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR!

HİNDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ (MAOİST) GENEL SEKRETERİ BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR! Hint gerici-faşist devleti Hindistan’da HKP(Maoist) öncülüğünde sürdürülen devrimci ...

29 Mayıs 2025
Duyurular

“İSTANBUL TKIS BLİNDS PERDE” İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM!

Hollanda merkezli HUNTER DOUGLOS firması 30 Ekim 2024 tarihinden bu yana İstanbul’da bulunan TKIS BLİNDS Perde işçilerinin, başta sendikal hak ...

1 Mart 2025
Duyurular

İSVİÇRE’DE AGEB PANELİNE ÇAĞRI

AGEB Basel'de 16 Mart 2025 tarihinde "Emperyalist Savaşlar, Hapishaneler, Göç ve Şovenizm" konulu Panel gerçekleştirecek. Emperyalist Kapitalizmin dünyada barbarlığını artan boyutta sürdürdüğü, ...

1 Mart 2025
AGEB

AGEB 3. KOLEKTİF TATİL KAMPI’NDA BULUŞALIM!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl 3. Kolektif Tatil Kampımızı 21 Temmuz- 06 Ağustos 2025 tarihleri arasında Yunanistan/Nafplio ...

23 Ocak 2025
AGEB Duyuruları

AGEB ve ADHK Panelleri

Emperyalist savaş kıskacında; Ortadoğu’da gelişmeler ve Türk Devletinin çıkmazı! Emperyalist-kapitalistlerin dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçilere yönelik artan saldırıları ...

4 Aralık 2024
Duyurular

1 Mayıs’ta Alanlara!

1 MAYIS’TA HAKLARIMIZI SAVUNALIM, EMPERYALİST YAĞMAYA KARŞI DURALIM! Uluslararası işçi sınıfının ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 ...

25 Nisan 2024
AGEB Duyuruları

İTİF 28. Kongresine davet

AGEB bileşeni olan İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu (İTİF), 28. Kongresini “Derinleş̧en çeliş̧kilere, yoğunlaşan baskı ve saldırılara karşı örgü̈tlenelim, mü̈cadele edelim!” ...

29 Mart 2024
AGEB Duyuruları

AGEB 2. Kolektif Tatil Kampında Buluşalım!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl düzenleyeceğimiz 2. Kolektif Tatil Kampımızı 20 Temmuz- 06 Auğustos 2024 tarihleri arasında, ...

15 Mart 2024
Duyurular

AGEB 5. Yıl Etkinliği

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği ( AGEB ) kuruluşunun 5. yılı nedeniyle 2 Mart Cumartesi günü İsviçre’nin Zürih kentinde kitleye açık ...

14 Şubat 2024
AGEB

Politik Mültecilere Yönelik Artan Saldırılara Son!

Avusturya’da politik mülteciliğe başvuran Özgür Doğan’a altı yıl sonra red ve iade kararı verildi 2014-2017 yılları arasında Rojava’da IŞID barbarlığına ...

13 Eylül 2023

Avrupa Haber Sosyal Medya

AGEB Sosyal Medya

LİNKLER

  • Yeni Demokrasi
  • Partizan
  • Partizan Medya
  • Partizan Arşiv
  • PŞTA
  • İşçi Köylü Kurtuluşu
  • İbrahim Kaypakkaya
  • Yeni Demokrat Gençlik
  • Yeni Demokrat Kadın
  • Umut Yayımcılık
  • Red Herald
  • Dem Volke Dienen
  • ETHA
  • Fırat Haber Ajansı
  • Gazete Patika
  • Avrupa Demokrat
  • Avrupa Postası
  • Kızıl Bayrak
  • İHD
  • Avrupa Sürgünleri

HAKKIMIZDA

avrupahaber11.org web sayfası AGEB – Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği Resmi sitesidir.

 

ARŞİV

SON EKLENENLER

Türkiye Hapishanelerindeki “Hasta Tutsaklarla Dayanışma” amaçlı etkinlik…

24 Haziran 2025

Binler NATO zirvesini protesto etti

23 Haziran 2025

Aktionstage zu Indien: Veranstaltungen in Düsseldorf und Köln

23 Haziran 2025

FACEBOOK’TA TAKİP EDİN

  • Anasayfa
  • AGEB
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Avrupa Gündemi
  • Dünya haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi