22 Haziran 2025 - Pazar
  • HAKKIMIZDA
  • AGEB Açıklamaları
  • AGEB Programı
  • Türkçe
    • العربية
    • 简体中文
    • Nederlands
    • English
    • Français
    • Deutsch
    • Italiano
    • كوردی‎
    • Português
    • Русский
    • Español
    • Türkçe
Avrupa Haber
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
Avrupa Haber
No Result
View All Result

KARTEL REJİMİ VE PARAMİLİTARİSTLEŞME- Volkan Yaraşır 

22 Temmuz 2021
in Seçtiklerimiz
0
SHARES
Facebook`da PaylaşTwitter`da PaylaşWhatsapp`da Paylaş

Kapitalist devletin doğası kriminaldir. Hatta varlığını bunun üzerinden kurar. Fakat bu karakterini ve süregelen pratiklerini gizlemeye ya da bir fiksiyon- kurgu olan resmi tarihle normalleştirmeye çalışır. Bu noktada gerçekliği bozar, kırar ve yeniden inşa eder. Aslında resmi ideolojinin temel görevi yeni, kurgusal bir “gerçeklik” inşa etmektir. Herkesin kolayca içselleştireceği, kolayca yeni nesillere aktarılan ve herkesin mana bulacağı bir “gerçekliktir” sözü edilen. Bu kurgusal gerçeklik egemen ideoloji olarak kendini dışa vurur. Bir çok olayda çok farklı kimliklerin benzer sözler söylemesi, benzer akıl yürütmeleri, benzer refleksler göstermesi tesadüf değil, bir ortalamayı ve egemen ideolojinin kudretini gösterir. Bu kudret olağan rejimlerde itaatin ve rızanın imalatını sağlar, olağanüstü rejimlerde ise “küçük adamın” mana dünyasını besler, ruhunu işaret eder. Egemen ideoloji aslında gücünü özel mülkiyetten alır. Sermaye özünde yıkıcı bir mülksüzleştirme faaliyetidir.. Mülksüzlük salt iktisadi bir mahiyet taşımaz. Mülksüzlük çok boyutlu ve katmanlı bir içeriktedir. Kitlelerin ziyniyet dünyalarının işgali de aslında mülksüzleştirme faaliyetinin parçasıdır. En azından bu faaliyetin meşru kılınmasını ve normalleştirmesini sağlar. Egemen ideolojinin egemenlerin ideolojisi olması şaşırtıcı bir şey değil, özel mülkiyet olgusuyla, iktidar ve tahakküm ilişkileriyle doğrudan bağlantılı bir içeriktedir. O zihnin esir ve işgal edilmesi üzerinden kendini üretir.
Bu durumun somut yansıması toplumun, devlete bütünüyle tabiliğidir. Total devlet bu zeminde kendini inşa eder. Resmi ideoloji o toplumun ruhu, egemen ideoloji o ruhun dile gelişini işaret eder.
Doğu toplumlarında vaka daha derinden tezahür eder. Doğu toplumlarının geleneğinden kaynaklı devletin kutsallaştırılması ve devletin paternalist yönü yukarıda bahsettiğimiz süreci derinleştirir. Devletin kerim olarak algılanması, onun kahnar( kahredici, yok edici) yanını görülmez kılar. Ya da böyle algılamak yığınların normalidir
İçine girdiğimiz konjonktür kapitalist devletin bu tarihsel algısı yanında, devletin garip dönüşümlerine sahne oluyor. Bu süreç bir yanıyla bir kök devletleşme süreci olarak karşımıza çıkıyor. Yeni süreçte kapitalist devletin kriminal yüzü hızla alenileşiyor, bir meşruiyet kaygısının, onay üzerinden kurulan hegemonya inşasının ürünü olan “toplum sözleşmesiyle” bağlantılı her olgu devre dışı bırakılıyor. Devlet sermayenin organik parçası ve onunla paralel yaşam sürdüren bir aygıt olarak faaliyet yürütüyor. Bunun somut yansıması ise hem devletin, hem de toplumun paramiliterleşmesidir. Genellikle Latin Amerika’da narko- devlet biçimde gördüğümüz bu olgu şimdi ikinci kuşak kapitalist ülkelerde bir eğilim olarak karşımıza çıkıyor. Kapitalist kriz bu süreci hızlandırdı ve karmaşık bir görünüm kazandırdı. Narko- devlet ve bu olguyla bağlantılı kartel rejimleri yeni kompradorlaşma ya da yeni komprador kapitalizmi işaretliyor. Sermaye fraksiyonları arasında ittifakları ve gerilimleri bu sarsıcı sürecin yansımaları olarak okumak gerekir. Lümpen burjuvazi komprador kapitalizmin öz evladı olarak işlev görüyor. Kompradorlaşma ve lümpenleşme sürecin ayrılmaz iki olgusu olarak işliyor. Paramilitaristleşme toplumu devlete tabi kılma ve olası her düzeyde muhalefeti bastırma amacı güdüyor ve operasyonal bir mahiyet taşıyor. Bu manada sokağın tutulması, sokağın fethi stratejik önem taşıyor. Çünkü sokak iktidar olmanın, iktidarda kalmanın ve bir kartel gücü olarak devamlılığın olmazsa olmazı olarak önem taşıyor.
SERMAYE BİRİKİMİ VE PARAMİLİTERLEŞME
Kapitalist devlet bütün bu süreci sermaye birikiminin gerekleri ve güvenliği üzerinden ifa ediyor. Aslında gündemde olan Peker videoları, tweetleri ve anlatılanlar söylediklerimizi güçlendiren, kaltel rejiminin bütün yönlerini ve işleyişini ortaya koyan içeriktedir. Sermaye birikiminin gerekleri yönünde herşey meşru ve her şey “kutsal”dır. Ve kerim devlet adınadır. Bu sürecin parçası ve ayrılmaz yönü ise emeğin bütünüyle kontrol edilmesi, denetlenmesidir. Kapitalist devlet bir yandan formel ve informel şiddet uygulayarak ve zor aygıtlarını kompleks bir şekilde devreye sokarak, sermaye birikimi için steril alan yaratıyor, diğer yandan artı-değer sömürünü derinleştirecek uygulamaları devreye sokuyor. Bu olgular iç içe geçmiş ve birbirini tamamlayan bir süreç olarak işliyor.
Kartel rejiminin belki en ayırt edici yönü devlet ve toplumun para- militaristleşmesi olarak ele alabiliriz. Latin Amerika’da devlet-toplum ilişkisinde ya da devletin biçimlenişinde gördüğümüz bu özellik bir yandan yeni faşizmin karakteri bağlı olarak yaygınlaşmaktadır. Türkiye özelinde başından itibaren devlet eteğinde büyüyen, özellikle sermayenin ve mülkün Türkleştirilmesine bağlı olarak yağma, talanla palazlanan burjuvazi doğası gereği (her burjuvazi gibi) lümpendir ve kompradorluk ruhuna sinmiştir. Yeni olan kapitalist kriz ve devletin yeniden yapılanmasına bağlı olarak biçimlenen yeni kompradorlaşma sürecidir. Kartel rejimi varlığını, topluma da sirayet eden bu lümpenleşme süreci üzerinden inşa ediyor. Lümpen burjuvazinin bir başka fraksiyonunu tefeci bezirgan sermayenin metamorfaza uğrayarak, bir sermaye gücü haline gelen kesimleri oluşturuyor. Özellikle inşaat sektöründeki öne çıkan 5’li oligarşi rejimin patronajıyla en çok palazlanan kesim olarak dikkat çekiyor.
LÜMPEN BURJUVAZİ (1)VE STRATEJİK HAMLELER
Sermayenin agresyonunu şiddetlendiren, sömürüyü derinleştiren ve her düzeyde sınıfa saldırı anlamına gelen bu gelişmelere karşı işçi sınıfının militan kolektif bir defans yaratması yaşamsal önem taşıyor. Kolektif defansın olmadığı koşulda sürecin işçi sınıfı için yıkıcı sonuçlar yaratması kaçınılmazdır. Ancak örgütlü bir karşı duruş bu saldırıları boşa çıkarabilir. Ekonomik krizin derinleşmesi olası bir ekonomik çöküş, sınıfa yönelik stratejik saldırıları tetikleyecektir. İşçi sınıfı için herşeyin her an olabileceği bir konjonktürün içine girdik.Türkiye kapitalizmi küresel tedarik zincirinin bir halkası olarak konumlanmaya çalışıyor. Bu konumlanmayı ucuz emek ve örgütsüz işçi sınıfı üzerinden gerçekleştirmeyi hedefliyor. Bu anlamda sınıfın abluka altına alınması, sistematik yıkıma uğratılması kartel rejimi ve finans kapital açısından stratejik önem taşıyor. Sermayenin en ufak hak talebine karşı tahammülsüzlüğünün arkasında bu faktörler var. Kartel rejiminin sınıftan yükselen her tepki ve direnişe şiddetle yaklaşması boşuna değil. Çünkü zemberek dolmuş ve her an boşalabilir.
ÇOK YÖNLÜ SALDIRALARA KARŞI TEK YUMRUK OLMAK
Sınıf açlık, salgın, işsizlik tehlikesini bütün sıcaklığıyla yaşıyor. Sınıf her havzada ve işyerinde öfkeli ve gelişmeleri dikkatle izliyor. 20’in üzerinde gerçekleşen lokal eylemler ve bu eylemlerde ileri sürülen talepler bunun çok somut ifadesi oluyor. Sermayenin ve kapitalist devletin stratejik saldırıları ancak tabandan inşa edilecek örgütlenmelerle boşa çıkarılabilir. Taban örgütlenmeleri sadece işyeri değil, yaşam alanlarında da bizim kolektif karşı duruşlarımızı sağlayacaktır. İşyerlerinde bir barikat işlevi gören taban örgütlenmeleri, yaşam alanlarında kurulan paylaşma ve dayanışma ağlarıyla ve oluşturacağımız mahalle komiteleriyle sınıfı kuşatacak ve güçlendirecektir. Barikatı tahkim edecektir. Bu adımlar aynı zamanda sınıfa yönelik stratejik saldılara karşı stratejik duruş gösterme anlamı taşıyacaktır. Ancak Total Örgütlenmeyle (2); yani sınıfı ve ezilenleri 7 gün, 24 saat kavrayan, yaşam ve çalışma alanları arasındaki diyalektiği gören, bu diyalektiğe uygun son derece esnek, kavrayıcı olan ve militan ruhu besleyen direniş ve mücadele örgütleri yaratarak bu süreci aşabiliriz. Total Örgütlenme kolektif aksiyonu besleyen, kolektif bir karşı duruştur.
İçine girdiğimiz olağanüstü süreci ancak işyerinde ve yaşam alanlarında kuracağımız taban örgütlenmeleriyle aşabiliriz. Bugün işimiz, aşımız, ekmeğimiz ve haysiyetimiz için ayağa kalkma, acil örgütlenme ve bir arada olma günüdür. Ve bu görev her işçinin ekmeği kazanması kadar kutsal ve yaşamsaldır.

Volkan Yaraşır 

1. Lümpen burjuvazi kavramı, Andre Gunder Frank tarafından Latin Amerika’da kolonyal ve yeni sömürgeci elitlerin suçu meyilli kesimlerinin ve kriminal kapitalistleşme sürecininin tahlili için kullanılan bir kavramdır. Bizde siyasal iktidarın ve kapitalist devletin sağladığı olanaklarla yağma, tehdit, şantaj, soygunla ve patronajlarla şekillenmiş ve varlığını bu ilişkilerle sürdüren sermaye güçlerini için kullanıyoruz. Yaşanan süreci bundan daha iyi anlatan bir kavram olmadığından biraz kavramın içeriğini değiştirip, farklı manalar yüklüyoruz.

2.Total Örgütlenmenin içeriği, işlevi ve yaşamsallığı başka bir yazıda daha detaylı ele alınacaktır.

Tags: Kapitalist devletkartelPARAMİLİTARresmi ideoloji
ShareTweetSend
Previous Post

AÇLIK ÖNLENEBİLİR Mİ?[*] – SİBEL ÖZBUDUN

Next Post

Emperyalizmin ve Gericiliğin kıskacında Afgan Mülteciler Sorunu – G.Gülmez

Next Post

Emperyalizmin ve Gericiliğin kıskacında Afgan Mülteciler Sorunu - G.Gülmez

  • AGEB: Yunanistan Gündemi – Ekim 2024
  • İsviçre’de Gençliğin Durumu?
  • AGEB: Almanya Gündemi Şubat 2024
  • AGEB Siyasi Perspektif Yazısı – Şubat 2024

AGEB PROGRAMI

AGEB PROGRAMI

PROGRAMI OKUMAK VE İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

DUYURULAR

AGEB Duyuruları

BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR!

HİNDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ (MAOİST) GENEL SEKRETERİ BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR! Hint gerici-faşist devleti Hindistan’da HKP(Maoist) öncülüğünde sürdürülen devrimci ...

29 Mayıs 2025
Duyurular

“İSTANBUL TKIS BLİNDS PERDE” İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM!

Hollanda merkezli HUNTER DOUGLOS firması 30 Ekim 2024 tarihinden bu yana İstanbul’da bulunan TKIS BLİNDS Perde işçilerinin, başta sendikal hak ...

1 Mart 2025
Duyurular

İSVİÇRE’DE AGEB PANELİNE ÇAĞRI

AGEB Basel'de 16 Mart 2025 tarihinde "Emperyalist Savaşlar, Hapishaneler, Göç ve Şovenizm" konulu Panel gerçekleştirecek. Emperyalist Kapitalizmin dünyada barbarlığını artan boyutta sürdürdüğü, ...

1 Mart 2025
AGEB

AGEB 3. KOLEKTİF TATİL KAMPI’NDA BULUŞALIM!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl 3. Kolektif Tatil Kampımızı 21 Temmuz- 06 Ağustos 2025 tarihleri arasında Yunanistan/Nafplio ...

23 Ocak 2025
AGEB Duyuruları

AGEB ve ADHK Panelleri

Emperyalist savaş kıskacında; Ortadoğu’da gelişmeler ve Türk Devletinin çıkmazı! Emperyalist-kapitalistlerin dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçilere yönelik artan saldırıları ...

4 Aralık 2024
Duyurular

1 Mayıs’ta Alanlara!

1 MAYIS’TA HAKLARIMIZI SAVUNALIM, EMPERYALİST YAĞMAYA KARŞI DURALIM! Uluslararası işçi sınıfının ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 ...

25 Nisan 2024
AGEB Duyuruları

İTİF 28. Kongresine davet

AGEB bileşeni olan İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu (İTİF), 28. Kongresini “Derinleş̧en çeliş̧kilere, yoğunlaşan baskı ve saldırılara karşı örgü̈tlenelim, mü̈cadele edelim!” ...

29 Mart 2024
AGEB Duyuruları

AGEB 2. Kolektif Tatil Kampında Buluşalım!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl düzenleyeceğimiz 2. Kolektif Tatil Kampımızı 20 Temmuz- 06 Auğustos 2024 tarihleri arasında, ...

15 Mart 2024
Duyurular

AGEB 5. Yıl Etkinliği

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği ( AGEB ) kuruluşunun 5. yılı nedeniyle 2 Mart Cumartesi günü İsviçre’nin Zürih kentinde kitleye açık ...

14 Şubat 2024
AGEB

Politik Mültecilere Yönelik Artan Saldırılara Son!

Avusturya’da politik mülteciliğe başvuran Özgür Doğan’a altı yıl sonra red ve iade kararı verildi 2014-2017 yılları arasında Rojava’da IŞID barbarlığına ...

13 Eylül 2023

Avrupa Haber Sosyal Medya

AGEB Sosyal Medya

LİNKLER

  • Yeni Demokrasi
  • Partizan
  • Partizan Medya
  • Partizan Arşiv
  • PŞTA
  • İşçi Köylü Kurtuluşu
  • İbrahim Kaypakkaya
  • Yeni Demokrat Gençlik
  • Yeni Demokrat Kadın
  • Umut Yayımcılık
  • Red Herald
  • Dem Volke Dienen
  • ETHA
  • Fırat Haber Ajansı
  • Gazete Patika
  • Avrupa Demokrat
  • Avrupa Postası
  • Kızıl Bayrak
  • İHD
  • Avrupa Sürgünleri

HAKKIMIZDA

avrupahaber11.org web sayfası AGEB – Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği Resmi sitesidir.

 

ARŞİV

SON EKLENENLER

Stuttgart’ta Filistin ve Kürdistan Halklarıyla Devrimci Dayanışma Eylemi: Sokaklar Halklara Özgürlük Sloganlarıyla İnledi!

21 Haziran 2025

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde Mücadeleyi Yükseltelim!

20 Haziran 2025

İsviçre: BEKSAM’a yönelik yapılan saldırı kınandı

19 Haziran 2025

FACEBOOK’TA TAKİP EDİN

  • Anasayfa
  • AGEB
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Avrupa Gündemi
  • Dünya haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi