24 Haziran 2025 - Salı
  • HAKKIMIZDA
  • AGEB Açıklamaları
  • AGEB Programı
  • Türkçe
    • العربية
    • 简体中文
    • Nederlands
    • English
    • Français
    • Deutsch
    • Italiano
    • كوردی‎
    • Português
    • Русский
    • Español
    • Türkçe
Avrupa Haber
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim
No Result
View All Result
Avrupa Haber
No Result
View All Result

Dr. Banu: Yaşasın Kadınların Özgürlük ve Eşitlik mücadelesi !

3 Temmuz 2018
in Münih Davası
0
SHARES
Facebook`da PaylaşTwitter`da PaylaşWhatsapp`da Paylaş

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele gününde Münih hapishanesinde 15 Nisan 2015 tarihinden bugüne TKP/ML davasından tutsak edilen Dr. Dilay Banu Büyükavcı`dan ulaşan mektubun almanca ve türkçesini  yayınlıyoruz.(avrupahabermerkezi)

  • Yaşasın Kadınların Özgürlük ve Eşitlik mücadelesi

Töreleri koruma adına neredeyse her gün sokak ortasında kadın katliamları yaşanıyor. Ortadoğu’da olduğu gibi savaşlarda kadınlar toplu tecavüzler uğruyor ve savaş ganimeti olarak alınıp satılıyor. Dünyanın bazı bölgelerinde kadınlar taşlanarak öldürülüyor ve cinselliği yaşamasın diye sünnet ediliyorlar. Yüzlerine ve bedenlerine asitle saldırılıyor. Sokakta, işyerinde daha doğrusu yaşamın birçok alanında taciz ve tecavüze uğruyorlar.

Kadınlara karşı bazen ölüme varacak şekilde aile içi şiddet uygulanıyor. Çocuk yaşta zorla evlendiriliyor. Erken doğum ve buna bağlı hastalık ve ölümler yaşanıyor. Kadınlar özellikle “kutsal annelik“ ve „edepli eş“ rolleriye evin dört duvarı arasına hapsedilip eğitim ve çalışma hakları engelleniyor. Çalışma hayatında eşitsizlikler yaşıyorlar. Eşit işe, eşit ücret alamıyorlar. Evdeki sorumluluklarından dolayı, güvencesiz, esnek Part-Time işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. Bu da onları yoksulluğa sürüklüyor. Zorla seks kölesi olarak çalıştırılıyorlar.

Savaşlardan, felaketlerden kaçıp yabancı bir ülkede yaşamak zorunda kalıp bu ülkede göçmen kadınlar olarak önyargılara maruz kalıyorlar. Kimi zaman faşist saldırılara maruz kalıyorlar. Bedenleri üzerinde kendilerinin karar vermeleri engelleniyor. Kürtajın yasaklanması ve buna benzer birçok şiddet türü, hergün yaşadığımız veya tanıklık ettiğimiz acı gerçeklerdir. Tüm bunlar kadınların yazgısı-kaderi değildir.

Ne şiddet uygulayan erkek psikopat, hasta, ne de uygulanan kadın aptal, zavallıdır. Bu sorun kadın ve erkeğin biyolojık farklarından da kaynaklanmıyor.

Kadına özgürce yaşam hakkı tanınmayan bu durumun mimarı, dünyayı azgınca sömüren, savaşları çıkaran dünya halklarını baskı ve sömürü altında tutan emperyalist sistem ve onun erkek egemen anlayışıdır. Emperyalistler yağmalamayı, sömürüyü derinleştirmek için sınıf, din, ulus, mezhep, cinsiyet ayrımcılığını körükleyerek, bağnazlığı besleyerek, insanlığın en güzel değerlerini yok etmeye çalışmaktadırlar. Bu durumdan en çok kadınlar zarar görmektedir. Kadına yönelik bu saldırılar hiç de tesadüfi değildir. Çünkü kadınlar; özgürce, eşitçe yaşamanın direnmek olduğunun bilincindeler ve insanlık tarihinin her döneminde köleliğe, eşitsizliğe karşı savaşmışlardır. Erkek egemen sistem, toplumun en dinamik, devrimden en çok çıkarı olan kadınları ezerek ve sömürerek, toplumun her kesimini esaret altında tutmaya çalışmaktadır. Tarih kadınların zaferleriyle doludur.

Şuan Kürt kadınlar Rojava-Kobani’de, Şengal’de tüm insanlık için, vahşi feodal-faşist İŞİD çetesine karşı savaşıyor ve tüm dünya halklarına umut ve direnme gücü veriyorlar. Susturulamayan, dizginlenemeyen, hapsedilemeyen direnme gücüne sahip kadınların yaktıkları özgürlük ateşi, yüzyıllardır, büyüyor ve bugün de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele gününde dünyanın birçok yerinde, sokaklarda, işyerlerinde, cezaevinde yolumuzu aydınlatıyor.

Ok yaydan çıktı artık, geri dönüş yok !

Bizler, özgürlüğe, eşitliğe sevdalı kadınlar, komünist, sosyalist, anarşist, devrimci-demokrat, feminist, homoseksuel, transseksuel kadınlar, bizler dünyayı yaratan, üreten doğuran kadınlar !

Bizler artık bedenlerimiz ve emeklerimiz üzerinde tahakküme izin vermeyeceğiz. „ Hareket etmeyenler, ayaklarındaki zinciri farketmezler„. Buradan hareketle bizleri evlerimize hapsedemeyecekler. Mesele bir erkeğe ve erkek şiddetine karşı savaşmak değil, mesele erkeğin de kölesi olduğu bu sistemi köklerinden sarsmaktır. Bize özgür, eşit bir yaşam hakkı tanımayan bu erkek egemen sistemi tarihin çöplüğüne göndermek bizim görevimizdir ve bu uğurda hiçbir engel tanımayacağız, tüm barikatları yıkacağız.

Onurlu bir yaşam için, barış ve sevgi için, dünyayı güzelleştirme mücadelesinde toprağa düşenler ve onların anısı için özgür, sınıfsız, eşit, sömürüsüz bir dünya için mücadele edeceğimize, direneceğimize söz veriyoruz, bu uğurda hiçbir engel tanımıyoruz.

  • Yaşasın Kadınların Özgürlük ve Eşitlik mücadelesi
  • Yaşasın Kadınların Devrimci Dayanışma ve Mücadelesi
  • Kahrolsun Emperyalizm ve onun Erkek Egemen Anlayışı
  • JİN, JİYAN, AZADİ

Devrimci, Kızıl Selamlar

Dilay Banu Büyükavcı

 

  • Es lebe der Freiheits- und Gleichheitskampf der Frauen

Im Namen des Schutzesder Sitten und Gebräuche werden beinahe jeden Tag auf den Straßen Frauen massakriert. Frauen sind in Kriegen – wie bspw. zur Zeit im Mittleren Osten – Massenvergewaltigungen ausgesetzt und werden dabei als Kriegsbeute (mit) genommen und verkauft. In einigen Teilen der Welt werden die Frauen durch Steinigung getötet und beschnitten, damit sie keine Sexualität erleben. Es erfolgen Säureangriffe gegen ihre Gesichter und ihre Körper. Sie sind auf der Straße, bei der Arbeit (genauer genommen in vielen Bereichen des Lebens) Belästigungen, Übergriffen und Vergewaltigungen ausgesetzt.

Frauen erleidenhäusliche Gewalt, was manchmal mit dem Tod endet. Sie werden im Kindesalter zwangsverheiratet, es folgen Geburten in jungen Jahren und dadurch bedingte Todesfälle. Frauen werden inbesondere mit der Zuweisung der Rolle der “heiligen Mutterschaft” und “anständigen Ehefrau” zwischen den vier Wänden des Hauses eingesperrt. Damit wird ihnen ihr Recht auf Bildung und Arbeit verwehrt. Im Arbeitsleben sind sie einer Ungleichbehandlung ausgesetzt. Selbst wenn wenn Gleichberechtigung vorliegt, erhalten sie nicht den gleichen Lohn. Wegen ihrer familiären und häuslichen Pflichten, müssen sie die unsicheren und flexiblen part-time/Teilzeitjobs ausüben. Dieser Umstand treibt sie in die Armut. Viele werden gezwungermaßen als Sexsklavinnen beschäftigt.

Sie müssen vor Kriegen und Katastrophen fliehen und in einem fremden Land leben, in dem sie als Migrantinnen Vorurteilen ausgesetzt sind. Gelegentlich sind sie faschistischen Angriffen ausgesetzt. Sie werden daran gehindert, selbst über ihre Körper zu bestimmen. Das Abtreibungsverbot, sowie viele Formen derartiger Gewalt sind die bitteren Fakten, die wir jeden Tag erleben und deren Zeugen wir sind. All diese Geschehnisse sind nicht die Bestimmung – das Schicksal der Frauen.

Weder ist der gewalttätige Mann ein Psychopat oder krank, noch ist die Frau, die der Gewalt ausgesetzt ist, dumm und einfältig. Dieses Problem resultiert auch nicht aus den biologischen Unterschieden zwischen Mann und Frau.

Der Architekt dieses Zustandes, in der der Frau das freie Leben verwehrt wird, ist das imperialistische System und sein patriarchalisches Verständnis, das die Welt zügellos ausbeutet, die Kriege verursacht und die Völker der Welt unterdrückt und ausbeutet. Um die Ausbeutung und Plünderung auszuweiten, schüren die Imperialisten die Klassen-, Religions-, Nation-, Konfession- und Geschlechterdiskriminierung nähren dabei den Fanatismus und versuchen damit die schönsten Werte der Menschheit zu zerstören. Die Frauen sind es, die in dieser Situation den größten Schaden erleiden. Diese Art von Angriffen gegenüber Frauen sind keineswegs zufällig. Denn die Frauen haben das Bewusstsein, dass ein freies und gleiches Leben Widerstand bedeutet; und sie haben in jeder Phase der Menschheitsgeschichte gegen Sklaverei und Ungleichheit/Ungleichbehandlung gekämpft. Das patriarchale System versucht durch die Unterdrückung und Ausbeutung der Frauen, die der fortschrittlichste Teil der Gesellschaft sind und von der Revolution den meisten Nutzen hätten, in allen Bereichen der Gesellschaft zu verknechten. Die Geschichte ist voll mit Siegen/Triumphen von Frauen.

Gegenwärtig kämpfen kurdische Frauen in Rojava-Kobani sowie in Shingal gegen die barbarischen, feudalistisch-faschistischen IS- Banden. Diesen Kampf führen sie für die gesamte Menschheit und geben dabei den Völkern der Welt Hoffnung und Widerstandskraft.

Das Freiheitsfeuer, das die widerstandsfähigen Frauen, die nicht zum Schweigen gebracht werden und gebändigt und eingesperrt werden konnten, angezündet haben, wird seit Jahrhunderten immer größer. Auch heute, also am 25. November, am Tag der Internationalen Solidarität und des Widerstandes gegen Gewalt gegen Frauen, erhellt dieses Freiheitsfeuer an vielen Orten der Welt, auf den Straßen, bei den Arbeitsstellen sowie im Gefängnis unseren Weg.

Die Würfel sind gefallen, es gibt kein zurück !

Wir, die Frauen, die die Freiheit und Gleichheit so sehr lieben, wir kommunistische, sozialistische, anarchistische, revolutionär-demokratische, feministische, homo- und transsexuelle Frauen, wir, die Frauen, die die Welt erschaffen haben, die produzieren und gebären –

Wir werden es nicht mehr erlauben, dass man über unsere Körper und Arbeitskraft herrscht. “Diejenigen, die sich nicht rühren, bemerken die Fesseln an ihren Füßen nicht”. Damit werden sie uns nicht in unsere Häuser einsperren können. Es geht nicht nur darum, gegen einen Mann und gegen die Gewalt eines Mannes zu kämpfen. Es geht vielmehr darum, dieses System – dessen Sklave auch der Mann selbst ist – an seinen Wurzeln zu erschüttern. Es ist unsere Aufgabe, dieses patriarchalische System, das uns ein gleichberechtigtes, freies Leben verwehrt, auf den Müllhaufen der Geschichte zu befördern. Für dieses Ziel werden wir die Hindernisse überwinden und alle Barrikaden niederreißen.

Wir versprechen, dass wir für ein würdevolles Leben, für den Frieden und die Liebe, für diejenigen, die ihr Leben im Kampf für die Verbesserung der Welt verloren haben und für deren Andenken, für eine freie, klassenlose, gleiche und nicht ausbeuterische Welt kämpfen und Widerstand leisten werden. Zur Erreichung dieses Ziels werden wir keinerlei Hindernisse akzeptieren.

  • Es lebe der Freiheits- und Gleichheitskampf der Frauen
  • Es lebe die revolutionäre Solidarität und der Kampf der Frauen
  • Nieder mit dem Imperialismus und dessen patriarchalisches Verständnis
  • JİN, JİYAN, AZADİ (FRAU, LEBEN, FREIHEIT)

Revolutionäre, Rote Grüße

Dilay Banu Büyükavci

 

 

Tags: Dayanışma ve MücadeleDilay Banu BüyükavciFreiheits- und Gleichheitskampf der FrauenKadına Yönelik ŞiddetRevolutionärSolidarität
ShareTweetSend
Previous Post

Hannover`de „Serî Hilde“ hamlesi Yürüyüşü

Next Post

Stuttgart’ta Sınır dışı edilmeler protesto edildi

Next Post

Stuttgart’ta Sınır dışı edilmeler protesto edildi

  • AGEB: Yunanistan Gündemi – Ekim 2024
  • İsviçre’de Gençliğin Durumu?
  • AGEB: Almanya Gündemi Şubat 2024
  • AGEB Siyasi Perspektif Yazısı – Şubat 2024

AGEB PROGRAMI

AGEB PROGRAMI

PROGRAMI OKUMAK VE İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

DUYURULAR

AGEB Duyuruları

BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR!

HİNDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ (MAOİST) GENEL SEKRETERİ BASAVARAJ VE 27 HALK SAVAŞÇISI ÖLÜMSÜZDÜR! Hint gerici-faşist devleti Hindistan’da HKP(Maoist) öncülüğünde sürdürülen devrimci ...

29 Mayıs 2025
Duyurular

“İSTANBUL TKIS BLİNDS PERDE” İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM!

Hollanda merkezli HUNTER DOUGLOS firması 30 Ekim 2024 tarihinden bu yana İstanbul’da bulunan TKIS BLİNDS Perde işçilerinin, başta sendikal hak ...

1 Mart 2025
Duyurular

İSVİÇRE’DE AGEB PANELİNE ÇAĞRI

AGEB Basel'de 16 Mart 2025 tarihinde "Emperyalist Savaşlar, Hapishaneler, Göç ve Şovenizm" konulu Panel gerçekleştirecek. Emperyalist Kapitalizmin dünyada barbarlığını artan boyutta sürdürdüğü, ...

1 Mart 2025
AGEB

AGEB 3. KOLEKTİF TATİL KAMPI’NDA BULUŞALIM!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl 3. Kolektif Tatil Kampımızı 21 Temmuz- 06 Ağustos 2025 tarihleri arasında Yunanistan/Nafplio ...

23 Ocak 2025
AGEB Duyuruları

AGEB ve ADHK Panelleri

Emperyalist savaş kıskacında; Ortadoğu’da gelişmeler ve Türk Devletinin çıkmazı! Emperyalist-kapitalistlerin dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçilere yönelik artan saldırıları ...

4 Aralık 2024
Duyurular

1 Mayıs’ta Alanlara!

1 MAYIS’TA HAKLARIMIZI SAVUNALIM, EMPERYALİST YAĞMAYA KARŞI DURALIM! Uluslararası işçi sınıfının ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 ...

25 Nisan 2024
AGEB Duyuruları

İTİF 28. Kongresine davet

AGEB bileşeni olan İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu (İTİF), 28. Kongresini “Derinleş̧en çeliş̧kilere, yoğunlaşan baskı ve saldırılara karşı örgü̈tlenelim, mü̈cadele edelim!” ...

29 Mart 2024
AGEB Duyuruları

AGEB 2. Kolektif Tatil Kampında Buluşalım!

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) olarak bu yıl düzenleyeceğimiz 2. Kolektif Tatil Kampımızı 20 Temmuz- 06 Auğustos 2024 tarihleri arasında, ...

15 Mart 2024
Duyurular

AGEB 5. Yıl Etkinliği

Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği ( AGEB ) kuruluşunun 5. yılı nedeniyle 2 Mart Cumartesi günü İsviçre’nin Zürih kentinde kitleye açık ...

14 Şubat 2024
AGEB

Politik Mültecilere Yönelik Artan Saldırılara Son!

Avusturya’da politik mülteciliğe başvuran Özgür Doğan’a altı yıl sonra red ve iade kararı verildi 2014-2017 yılları arasında Rojava’da IŞID barbarlığına ...

13 Eylül 2023

Avrupa Haber Sosyal Medya

AGEB Sosyal Medya

LİNKLER

  • Yeni Demokrasi
  • Partizan
  • Partizan Medya
  • Partizan Arşiv
  • PŞTA
  • İşçi Köylü Kurtuluşu
  • İbrahim Kaypakkaya
  • Yeni Demokrat Gençlik
  • Yeni Demokrat Kadın
  • Umut Yayımcılık
  • Red Herald
  • Dem Volke Dienen
  • ETHA
  • Fırat Haber Ajansı
  • Gazete Patika
  • Avrupa Demokrat
  • Avrupa Postası
  • Kızıl Bayrak
  • İHD
  • Avrupa Sürgünleri

HAKKIMIZDA

avrupahaber11.org web sayfası AGEB – Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği Resmi sitesidir.

 

ARŞİV

SON EKLENENLER

Türkiye Hapishanelerindeki “Hasta Tutsaklarla Dayanışma” amaçlı etkinlik…

24 Haziran 2025

Binler NATO zirvesini protesto etti

23 Haziran 2025

Aktionstage zu Indien: Veranstaltungen in Düsseldorf und Köln

23 Haziran 2025

FACEBOOK’TA TAKİP EDİN

  • Anasayfa
  • AGEB
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Dünya Haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • AGEB
    • AGEB açıklamaları
    • AGEB Duyuruları
    • Mor Kızıl Kolektif
    • PG/MLM
  • Avrupa Haberleri
  • Türkiye Haberleri
  • Avrupa Gündemi
  • Dünya haberleri
  • Seçtiklerimiz
  • İletişim

© 2024 Avrupa Haber Merkezi